Dünya Uygur Kurultayı Vakfı, Doğu Türkistan Araştırmaları Vakfı ve Uygur Akademisi Vakfı, Çin'in 2022 Kış Olimpiyat Oyunlarını boykot çağrısını, dünyanın pek çok yerinde yaptıkları gibi Türkiye'de de ortak bir basın açıklaması yayınlayarak duyurdu. Metinde Müslüman ve Türk politikacıların konuyla ilgili sessizliği vurgulanarak "Neden bu zulme ses çıkarmıyorsunuz? Batılı devletler bile boykot kararı aldı" denildi.
'HALKIN DA SEYRETMEYEREK BOYKOT ETMESİNİ İSTİYORUZ'
Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
"Beijing 2022 bir Soykırım Olimpiyatıdır. Türkiye Cumhuriyeti devletinden bu olimpiyatlara diplomatik boykot uygulamasını talep ediyoruz. Türkiye Milli Olimpiyat Komitesinin en alt düzeyde temsilci göndermesini, sporcuların mümkün ise kendi inisiyatifleri ile boykot etmelerini, medya kuruluşlarının Çin'in propaganda aracına dönüşmemesini, Beijing 2022 Kış Olimpiyatlarıyla ilgili yayınları minimuma indirmelerini veya hiç yayınlamamalarını ve Türk halkının da bu soykırım olimpiyat oyunlarını seyretmeyerek, sosyal medyalarda paylaşmayarak en düşük düzeyde bile olsa tepkilerini göstermesini istiyoruz.
'1936 BERLİN OLİMPİYATLARI GİBİ BİR KARA LEKE OLACAK'
Barış, dostluk, kardeşlik, sevgi saygı gibi değerleri barındırdığı iddia edilen olimpiyatların, bunların hepsine birden aykırı davranan, soykırım suçu işlemekte olduğu açıkça belgelenen, insan hakları, hukukun üstünlüğü, adalet, eşitlik ve hakkaniyet gibi evrensel değerlerden uzak, totaliter rejimle yönetilen Çin gibi bir ülkede yapılacak olması olimpiyat tarihinin tıpkı 1936 Berlin olimpiyatları gibi kara bir lekesi olacak kalacaktır. Beijing 2022 Kış Olimpiyat Oyunlarına katılan politikacılar, diplomatlar, bürokratlar, seyirciler ve sporcular Çin’in işlemekte olduğu soykırım suçuna ortak olmuş olacaklardır. Eğer evrensel insan hakları değerlerinden yana, vicdan ve merhamet sahibi isek en ufak bir adalet duygumuz var ise, Çin’in yapmakta olduğu insanlık dışı uygulamalara dur demeliyiz. Doğu Türkistan halkının kendi vatanında özgürce yaşama hakkı olmalıdır. Bunun yapılabilmesi ancak işgalin son bulması ile mümkün olacaktır. Doğu Türkistan halkı ve vatanı uluslararası korunmaya muhtaç iken, sanki Çin’in yapmakta olduğu soykırım politikasını tasvip ediyormuşçasına bu soykırım Olimpiyatlarına koşmak hiçbir ahlaki değer ile bağdaşmamaktadır.
'TÜRK POLİTİKACILAR NEDEN BU ZULME SES ÇIKARMIYOR?'
Türk ve Müslüman olan Doğu Türkistanlılara yapılan soykırıma dur demek ilk önce bizim vazifemiz değil
de kimin vazifesidir? Yapılan zulmü görmezden, işitmezden, duymazdan gelerek nereye kadar devam
edebiliriz? Batıda bir camiye yumurta atılırsa yada kurana saygısızlık yapılırsa veya başörtüsüne
dokunulursa (elbette hiçbirini tasvip etmiyoruz) İslami fobi hortladı diyerek aslan kesilen Müslüman ve
Türk politikacılar Çin'in binlerce camiyi yıkmasına, başörtülerinin tamamen yasaklanmasına, rutin dini
ibadetlerin dahi aşırılık belirtisi olarak kabul edilip hapse atılmasına , Kuran-i Kerim başta dini kitapların
toplatılması hatta yakılmasına, Müslüman kadınlarımızın ırzlarına geçilmesine ve gavur Çinli erkeklerle
mecburi evlendirilmelerine, zorunlu kürtaj ile milyonlarca masumun öldürülmesine, çocukları Çinli
olarak yetiştirme kamplarına kapatmasına neden ses çıkartmıyorlar? Kadın erkek, genç yaşlı, ulema,
aydın, sanatçı, tüccar, çiftçi, iş insanı ayırt etmeksizin sudan bahaneler uydurularak hapsedilmelerine
ve öldürülmelerine neden ses çıkarmıyoruz?
'BATILI ÜLKELER EN AZINDAN BİR ŞEY YAPIYOR'
Her ne kadar komplo teorileri kurarak batılı ülkelerin Çin'in Doğu Türkistan'daki sistematik soykırım politikalarını eleştirmelerine, parlamento veya hükümetleri tarafından soykırım kararları alarak yaptırım uygulamalarına ve Beijing 2022'ye diplomatik boykot uygulamalarına mesafeli dursak da en azından onlar bir şeyler yapıyor. Şunu belirtmek gerekir ki haksızlık yapanın, başka bir haksızlığa haksızlıktır demesi onun doğru söylemediği anlamına gelmez. Biz neden aşırı suskun kalıyoruz? Kadim tarihten beri Çinliden Türk'e ne iyilik gelmişti ki bundan sonrası için endişe edelim. Çin’in çok çekindiği bir gerçek var o da Türk devletinin ve halkının sesinin yükselmesidir. Suskunluğa son verelim vicdan ve adalet duygularımızla hareket edelim ve zulme karşı sesimizi yükseltelim!"