BM İnsan Hakları Konseyinin 50. Oturumunda Hollanda'nın öncülük ettiği 47 ülke adına yapılan açıklamada, Sincan'da 1 milyondan fazla kişinin keyfi olarak kamplarda alıkonulduğu, işkence, kötü muamele, insanlık dışı ve aşağılayıcı cezalandırma, zorla kısırlaştırma, cinsel şiddet ve çocukları ailelerinden ayırma gibi yaygın ve sistematik insan hakları ihlallerine maruz kaldığına ilişkin iddialardan duyulan endişe dile getirilmişti.
Açıklamada, Uygurların kültürü, din ve inanç özgürlüğü üzerinde aşırı kısıtlamalar bulunduğu ve yaygın kullanılan elektronik izleme teknolojilerinin orantısız şekilde Uygurları ve diğer azınlıkları hedef aldığı belirtilmişti.
ÇİN ANLAŞMAYI ONAYLAMADI
Çin, 1966 tarihli BM Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi'ni onaylarken, 1976 tarihli BM Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi'ni imzaladığı halde hala onaylamış değil.
Temel hak ve dokunulmazlıkları, vatandaşlık haklarını ve siyasal hak ve özgürlükleri düzenleyen sözleşmenin onaylanarak iç hukukun parçası haline getirilmemesi Çin'i bu alandaki yükümlülüklerden muaf tutuyor. Ancak ülkenin imzacı olarak sözleşmenin ruhuna uygun hareket etmesi bekleniyor.
69 ülkenin karşı açıklamada dile getirdiği "kalkınma hakkının", özü itibarıyla bireysel nitelik taşıyan hakları koruyan BM insan hakları rejimi içinde tanımı bulunmuyor.
SİNCAN'DAKİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİNE İLİŞKİN İDDİALAR
Çin, son yıllarda Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki Uygur Türkleri ve diğer azınlık mensuplarını hedef alan sistematik hak ihlallerine ilişkin iddialar nedeniyle uluslararası kamuoyunda eleştirilere hedef oluyor.
Pekin yönetimi ise ülkedeki insan hakları durumunun gerçeğe aykırı olarak karalanmaya çalışıldığını savunuyor.
KÜBA 69 ÜLKEDEN ABSÜRT AÇIKLAMALAR
Küba'nın öncülük ettiği Birleşmiş Milletler (BM) üyesi 69 ülke, BM İnsan Hakları Konseyinin 50'nci oturumunda, 47 üye ülkenin Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki Uygur Türkleri ve diğer azınlıklara yönelik insan hakları ihlali iddialarına ilişkin kaygılarını dile getirdiği açıklamaya karşı absürt bir açıklama yayımladı.
Ülkeler, ortak açıklamada, "Sincan, Hong Kong ve Tibet ile bağlantılı sorunların Çin'in iç işleri olduğunu", "insan haklarının siyasallaştırılmasına, çifte standartlara ve insan hakları bahanesiyle Çin'in iç işlerine karışılmasına karşı olduklarını" belirtti.
"EŞİT ÖLÇÜDE ELE ALINMALI"
Açıklamada, "Tüm ülkelerin halklarının kendi kalkınma yollarını ulusal koşullarına göre bağımsızca seçme hakkına saygı gösterilmeli. Tüm insan hakları, ekonomik, sosyal ve kültürel haklar ile özellikle kalkınma hakkına gereken önem verilerek, eşit ölçüde ele alınmalı" ifadelerine yer verildi.