Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ülkesinin Ukrayna Savaşı’ndaki bütün taraflarla müzakere etmeye hazır olduğunu, ancak Kiev yönetimi ve Batılı destekçilerinin görüşmeleri reddettiğini savundu. Putin devlet televizyonu Rossiya 1’e verdiği mülakatta, “Kabul edilebilir çözümlerle ilgili olarak herkesle müzakere etmeye hazırız ama bu onlara bağlı, müzakereyi reddedenler bizler değiliz” dedi.
CIA Direktörü William Burns geçtiğimiz günlerde yayımlanan mülakatına, CIA’in değerlendirmesinin Rusya’nın savaşı sona erdirmek için gerçek bir müzakere konusunda henüz ciddi olmadığını söylemişti. Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy’nin Danışmanı Mihaylo Podolyak ise Twitter mesajında “Rusya tek başına Ukrayna’ya saldırdı ve vatandaşlarını öldürüyor. Rusya müzakere istemiyor, sorumluluktan kaçınmaya çalışıyor” dedi.
Putin ise, “Doğru yönde hareket ettiğimize inanıyorum. Ulusal çıkarlarımızı, vatandaşlarımızın, halkımızın haklarını savunuyoruz. Vatandaşlarımızı korumaktan başka seçeneğimiz yok” sözlerini kullandı. Putin, Batı’yla jeopolitik çatışmanın tehlikeli bir noktaya gelip gelmediği sorulduğundaysa “O kadar tehlikeli olduğunu düşünmüyorum” yanıtını verdi. Vladimir Putin, Batı’nın Ukrayna’daki çatışmayı 2014’teki Maidan Devrimi protestolarında Rusya yanlısı devlet başkanını devirerek başlattığını belirtti. Bu devrimden kısa süre sonra Rusya Kırım’ı ilhak etti ve Rusya destekli ayrılıkçı güçler Ukrayna’nın doğusunda Ukrayna Ordusu ile çatışmaya başladı.
Putin “Aslında burada temel nokta Rusya’yı, tarihi Rusya’yı parçalamayı amaçlayan düşmanlar” dedi. “Özel askeri operasyon” diye tanımladığı Ukrayna’daki işgalin, “1991’de Sovyetler Birliği’nin dağılmasından bu yana Moskova’nın Rusya’yı parçalamaya çalışan Batı bloğuna karşı ilk kez karşı karşı koyduğu bir dönüm noktası olduğunu” öne sürdü.
Putin hamaset yapmayı da ihmal etmedi ve “Asıl olarak vatandaşlarımızın % 99,9’u ana yurdun çıkarları için her şeylerini vermeye hazır. Bunda beni şaşırtan bir şey yok. Bir kez daha Rusya’nın eşsiz bir ülke olduğuna ve müstesna bir halkımız olduğuna inandım. Bu, Rusya’nın tarihi boyunca teyit edildi” dedi.