Çin'de virüsün çıktığı ilk andan itibaren devam eden 'sıfır Kovid-19' politikası halkı sokaklara döktü. Geçtiğimiz günlerde karantina kapsamında mühürlenen bir apartmanda çıkan yangında 10 kişinin ölmesi ve Zhengzhou kentinde dört aylık bir bebeğin, karantina yüzünden gerekli tıbbi bakımı alamaması gibi olaylar bardağı taşıran son damla oldu.
Katı yasaklara rağmen son haftalarda yeni vakalar artışta. Hatta öyle ki son 24 saatte günlük vaka artışında yeni bir rekor kırıldı, ülke çapında Perşembe günü 31 bin vaka rapor edildi. Bu, pandeminin başından beri en yüksek sayı.
Milyonlarca kişinin evlerinde olduğu, personelin evden çalıştığı, park ve müzelerin kapatıldığı Çin'de yetkililer, başkentin pandemi sürecinin en ciddi sınavıyla karşı karşıya olduğunu söylüyor. Yeni kurallar, Çin'in başka bölgelerinden başkente gelen herkesin üç gün boyunca düzenli test yaptırmak üzere ev veya otellerinde kalmasını da gerektiriyor.
PROTESTOLAR BAŞLADI
DW Türkçe'de yer alan habere göre, yaklaşık 19 milyon kişinin yaşadığı güneydeki Guangzhou şehri ülkenin en büyük koronavirüs salgınlarından birini yaşıyor. Milyonlarca insanın sokağa çıkmasının yasaklandığı kentte ara ara protestolar yaşanıyor.
Sosyal medyada dolaşan videolarda, öfkeli sakinlerin bariyerlere ve Haizhu bölgesine doğru koştuğu, ayrıca koruyucu elbise giymiş sağlık görevlileri ile çatıştıkları görülüyor.
Bir Guangzhou sakini, tüm şehir karantina altında olmasa da bitmek bilmeyen test sıraları ve kamusal alanlara erişmek için sağlık kodu gerekliliğinden bıktıklarını söyledi.
"Bazen test sonucu zamanında gelmiyor, böyle olunca yeşil sağlık kodunuzu birkaç saat için kaybediyorsunuz. İnsanlar kesinlikle tüm bunlara çok öfkeli" dedi.
ÇİN'DE BİR İLK
Halkın öfkesi Çin'de bir ilke de imza attırdı. Ülkenin en büyük şehri ve finansal başkenti Şangay’da binlerce halk hükümet karşıtı bir eylem düzenledi. Binlerce insanın katıldığı etkinlikte devlet başkanı Şi Cinping’e karşı sloganlar atıldı.
Twitter’da paylaşılan videolarda, “Komünist Partisi’ne hayır, Şi Cinping’e hayır” sloganları atıldı.
SON ÇARE OLARAK 'PROTESTO'
İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün (HRW) Çin araştırmacısı Yaqiu Wang, Guangzhou'da öfkeli kalabalıklar ve yerel yetkililer arasındaki çatışmaların bir "son çare" olduğunu söyledi.
Wang, "Çin'de direnişin bedeli çok yüksek. Guangzhou örneğinde kızgın vatandaşların çoğu, kısıtlamalar yüzünden geçimlerini sağlayamayan göçmen işçiler" dedi ve ekledi: "Bence Çin halkı başka bir seçenekleri olsa protestoya kalkışmazdı. Protestonun bedeli onlar için çok yüksek."
ÇİN'İN COVİD-19 İÇİN UZUN VADELİ PLANI YOK
Bu ayın başlarında Çinli yetkililer bazı pandemi kontrollerini hafifletti. Örneğin, dışarıdan gelenler için gerekli karantina süresi kısaltıldı, bazı şehirlerde toplu test uygulamasına son verildi. Bu yumuşama, başka şehirlerde sokağa çıkma yasakları devam ederken geldi.
Sağlık politikası profesörü olan Xi Chen yaptığı açıklamada, vakalar artmaya devam ettikçe yetkililerin ülke çapında koordineli bir yaklaşımı sürdürmesinin daha zor olacağını söyledi.
"Şimdiki bulaş dalgası, bu yılın başlarında Şangay'daki karantina sırasında görülen zirveyi geçecek. Ancak, üç yıldır süren toplu testler ve karantinaların ardından halk ekonomik durumdan memnun değil ve bu da koordineli stratejileri daha zor hale getiriyor."
Chen, "Önümüzdeki haftalarda Çin, yaklaşan kriz karşısında bazı önemli ayarlamalar yapmak zorunda kalacak" görüşünü dile getirdi.
Chen'e göre, Çinli yetkililerin hâlâ koronavirüsle yaşam için uzun vadeli bir stratejisi yok ve pandeminin erken aşamalarında elde ettikleri başarının ardından stratejilerinde herhangi bir güncelleme de yapmadılar.
"Acımasız Covid-19 önlemlerinin toplumu parçalama riski taşıdığını" söyleyen Chen, toplu PCR testleri ve karantinaların kısa vadeli uygulamalar olması gerektiğini kaydetti. Uzun vadede yapılması gereken, daha etkili aşılar ve ilaçlar geliştirmek, sağlık altyapısını yeni vakalara hazırlamak ve daha iyi bir iletişim stratejisi olmalıydı.
KARANTİNALARIN KORKUTUCU ETKİSİ
Günlük yaşamı aksatmasının yanı sıra, sert kısıtlamaların tıbbi bakım üzerinde de olumsuz etkisi var.
Geçen hafta Zhengzhou kentinde dört aylık bir bebek, karantina yüzünden gerekli tıbbi bakımı alamadı. Bebeğin ölümü sosyal medyada öfkeye neden oldu.
Yakın zamanda meydana gelen bir başka olayda üç yaşındaki bir çocuk, karbonmonoksit zehirlenmesinden öldü. Lanzhou şehrinde yaşanan olayda, karantina kuralları çocuğun zamanında hastaneye götürülmesini engellemişti.
Yerel hükümet raporlarına göre, o olayda çocuğun babası ilk yardım hattını dört kez aradı. Nihayet bir yetkiliye ulaştığında, "yüksek riskli" bölgede yaşadıkları için sadece "online" sağlık yardımı alabilecekleri söylendi.
HRW'den Wang, "Kimileri tıbbi tedaviye erişimleri olmadığı için hayatlarını kaybetti. Diğerleri ise ya gıda güvencesinden yoksun kaldılar ya da hayatlarını kazanma imkanlarını kaybettiler" dedi. Wang, salgının insan hakları üzerindeki olumsuz etkisinin uzun süreli olacağını da sözlerine ekledi.
Wang, "Hükümetin pandemiyi ele alış şeklinin Çin halkı üzerinde uzun soluklu bir etkisi olsa da bu direnişin süreceği anlamına gelmiyor. Çin hükümeti insanların organize olabileceği her yolu ortadan kaldırdığı için bir direniş için gerekli sosyal zemin yok. İktidara karşı çok fazla hoşnutsuzluk olsa da muhalif sesler bir araya getirilemez" görüşünü dile getirdi.