Rusya ile yaşanan Donbas gerilimi, tehdit altındaki Ukrayna’nın ‘NATO’ya üyelik’ mesajıyla yeni aşamaya geçti. NATO-Rusya Konseyi iki yıl sonra ilk kez toplandı. Ancak müzakere masasından sonuç çıkmadı. ABD, Kiev’e kapıların açık olduğunu belirtti. Kritik hamleyi kırmızı çizgi olarak gören Moskova ‘Batı almayacağız taahhütü versin’ talebinde bulundu, sınırda 10 bin askerle tatbikat başlattı.
‘BIRAKIRSAK MOSKOVA ETKİSİNE GİRER ALIRSAK İŞGALE GEREKÇE OLUR’
AGİT Başkanı, savaş riskinin son 30 yılda olmadığı kadar büyüdüğünü belirtti. NATO Genel Sekreteri Stoltenberg de “Silahlı çatışma riski var” dedi. Uzmanlar Rusya’nın, Donbas’taki ayrılıkçıları kullanarak Kırım benzeri bir işgal planını masaya koyduğuna dikkat çekti. Batı ise ‘Kiev bırakılırsa Rusya’nın kucağına düşer, NATO’ya alınırsa işgale davetiye olur’ çıkmazıyla karşı karşıya kaldı.
SINIRDA TANKLI TOPLU MESAJ
Gerginliği düşürmek için yapılan görüşmeler sonuç vermezken Rusya’nın Ukrayna sınırında 10 bin askerle tatbikat yapması ipleri yine gerdi. Putin’in Küba’ya nükleer füze taşınması ve kritik tesislere siber saldırı seçeneklerini de çekmecesinde tuttuğu öne sürüldü.
UKRAYNA’DA RUS RULETİ
NATO’nun Ukrayna’ya açık kapı politikasından taviz vermemesi üzerine Rusya’nın jeopolitik oyunda elini ne kadar yükseltebileceği tartışılıyor. Kremlin, geçen haftaki diplomasi maratonu sonrası NATO’ya yazılı teminat için bir hafta süre verip aynı gün Ukrayna sınırında dev tatbikat başlatmıştı. Batı ise ikinci bir Kırım ihtimaline karşı çok sert ekonomik yaptırımlar kozunu ileri sürerken, Rusya’nın askeri harekatın yanı sıra siber saldırılar ve nükleer füzeleri kaydırma gibi daha ‘ince’ planları da olduğu belirtiliyor.
Eski bir KGB casusu olan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin NATO’nun Ukrayna’yı içine alarak eski Sovyet sınırlarını aşma ihtimaline karşı jeopolitik oyunda riski iyice yükseltmeye hazır olduğunu gösterdi. Geçen hafta ABD ve Rusya’nın üst düzey yetkilileri, Ukrayna’daki son durumdan nükleer silahların kontrolüne, siber suçlardan NATO’nun doğuya doğru genişlemesine dek birçok konuyu görüşse de masadan kalktıklarında gerilim daha da yükselmişti.
Özetle Rusya NATO’nun Ukrayna’ya açık kapı politikasından vazgeçmesi ve ittifaka 1997’den sonra katılan doğu ve orta Avrupa’daki ülkelerde NATO askeri faaliyetlerinin sona erdirilmesini istiyordu. NATO’nun ise kesinlikle taviz vermemesi üzerine Kremlin, Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un ağzından ‘Artık sabrımız kalmadı’ deyip Batılı ülkelerden NATO’nun doğuya doğru genişlemeyeceğine dair yazılı bir yanıt talep etti ve bunun için bir hafta süre verdi.
Bu mesajı verdiği 14 Ocak günü de Ukrayna sınırında 10 bin askerlik tatbikata başlayan Rusya diplomasiyi askeri güç gösterisiyle zorlamaya başladı.
Ardından Amerikan basınında çıkan haberler Rusya’nın sadece Ukrayna’nın sınırında askeri yığınakla kalmayıp daha ‘ince’ planlar yaptığını iddia etti. New York Times gazetesine göre Rus yetkililer, Batı’nın güvenlik taleplerini yerine getirmemesi durumunda Moskova’nın nükleer füzeleri ABD kıyı şeridine yakın yerlere yerleştirmek gibi önlemler alabileceğini ima etti.
Gazete, Cenevre’deki görüşmelerde Rusya’yı temsil eden Rus Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Ryabkov’un, “Küba veya Venezuela’ya Rus askeri gücü konuşlandırma gündemde mi” sorusuna, “Hiçbir şeyi onaylamak ya da göz ardı etmek istemiyorum” sözlerini hatırlattı.
New York Times, bunun dışında Moskova’nın ABD’nin altyapısına yönelik etkili siber saldırılar gerçekleştirebileceğini de yazdı. Nitekim Ukrayna’nın geçen cuma gününden bu yana yaşadığı siber saldırılar da bunun bir delili olarak görülüyor. Amerikan Microsoft şirketi, geçen cuma Ukrayna devlet kurumlarını etkileyen siber saldırının başlangıçta düşünülenden daha büyük zarara yol açmış olabileceği uyarısında bulundu.
Şirketin açıklamasında sanılandan fazla kuruluşun saldırıdan etkilendiği, bunun Ukrayna devletinin dijital altyapısı için yıkıcı sonuçları olabileceği kaydedildi. Kiev yönetimi, saldırının arkasında Rusya’nın olduğunu iddia ediyor.
Uzmanlar Putin’in benzer siber saldırıları hacker ordusuyla Batı’nın kritik tesislerine de yöneltebileceğinden bahsediyor. Bir Sovyet cumhuriyeti olmadan önce yüzyıllar boyunca Rus imparatorluğunun bir parçası olan Ukrayna, 1991’de SSCB’nin dağılmasıyla bağımsızlığını kazandı.
Kremlin yanlısı Ukrayna Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç’in Moskova ile daha yakın ilişkiler lehine, Avrupa Birliği ile bir ortaklık anlaşmasını reddetme kararı, 2014’te devrilmesiyle sonuçlanan kitlesel protestolara yol açtı. Rusya buna Ukrayna’nın Kırım Yarımadası’nı ilhak ederek ve Ukrayna’nın doğusunda patlak veren ayrılıkçı ayaklanmaya ağırlığını koyarak yanıt verdi.
Ukrayna’nın doğusunda Donbas olarak bilinen sanayi bölgesini harabeye çeviren çatışmalarda 14 binden fazla kişi hayatını kaybetti. Fransa ve Almanya’nın aracılık ettiği 2015 barış anlaşması, büyük çaplı çatışmaların sona ermesine yardımcı oldu. 2021 başlarında, doğuda ateşkes ihlallerinde ani bir artış ve Ukrayna yakınlarındaki Rus askeri yığınağı savaş korkularını iyice körükledi.
NATO’DAN KİEV’E SİBER DESTEK
NATO ile Ukrayna arasında Ukrayna’nın devlet kurumlarına düzenlenen siber saldırıların ardından geliştirilmiş teknolojik iş birliği anlaşması imzalandı.
NATO’dan yapılan açıklamaya göre, bugün imzalanan belgeyle iki taraf arasındaki teknoloji projeleri üzerindeki iş birliğinin devamını öngören mutabakat muhtırası yenilendi. Anlaşma kapsamında NATO uzmanlarının komuta, kontrol, iletişim ve bilgisayar sistemlerindeki kabiliyet geliştirmede NATO uygulamalarının paylaşılmasını öngören “Bilgi Paylaşımı Girişimi” de bulunuyor. Anlaşmayı imzalayan NATO İletişim ve Bilgi Ajansı Genel Müdürü Ludwig Decamps, yenilenen anlaşmayla NATO’nun Ukrayna’ya bilgi teknolojilerinin ve iletişim hizmetlerinin modernize edilmesinde verdiği desteğin derinleştirileceğini belirtti.