Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinde 36'ncı güne girilirken, sahadaki çatışmalar Rusya'nın Kiev'den çekilme sözünü tutmadığını gözler önüne seriyor. Savaş boyunca taraflar arasında yoğun diplomasi trafiği yürütüp Rusya ve Ukrayna dışişleri bakanlarını Antalya’da bir araya getiren Türkiye, salı günü İstanbul’da heyetler arası görüşmeye ev sahipliği yaptı.
İngiliz The Guardian gazetesi, Rusya-Ukrayna krizinin başından bu yana arabuluculuk rolünü üstlenen Türkiye'nin diplomasinin itibarını artığını yazdı.
The Guardian'dan Patrick Wintour, Türkiye'nin barış müzakerelerinde tarafları bir araya getirmesini analiz eden yazıda şunları kaleme aldı:
Müzakereler, bu aşamada herhangi bir somut sonuçtan uzak olsa da Rusya-Ukrayna savaşında arabuluculuk yapmak için yarışan ülkeler arasında Türkiye, diplomasisinin itibarını artırarak kazanan olarak ortaya çıktı.
FRANSA DA UĞRAŞIYOR AMA TÜRKİYE YAPABİLİR
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı ısrarlı telefon görüşmelerine devam ediyor, ancak Ukraynalıları ve Rusları bir araya getirebilecek olan Türkiye Dışişleri Bakanlığı gibi görünüyor.
Bir NATO üyesi olan Türkiye, Rusya'ya yaptırım uygulamayı reddederken Ukrayna'ya silah sağlamaya devam ediyor ve görünüşe göre her iki taraf da İstanbul’daki görüşmelerde ağırlanacak kadar saygı görüyor.
'ATTIĞIMIZ HER ADIM, BU YENİ GÜVENLİK MİMARİSİ ÜZERİNDE BİR ETKİYE SAHİP OLACAK'
Türkler ayrıca neyin tehlikede olabileceğine dair derin bir sezgiye sahipler. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın danışmanı ve sözcüsü İbrahim Kalın, hafta sonu Doha'da yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“Bunlar bittiğinde, küresel olarak ortaya çıkacak yeni bir güvenlik mimarisi olması gerekecek. Bu küresel güvenlik mimarisinin nasıl yapılandırılacağı, gelecek on yıllardaki olayların gidişatını şekillendirecek. Bu savaşa son vermek için attığımız her adım, bu yeni güvenlik mimarisi üzerinde bir etkiye sahip olacak.”
Kısacası bu, sadece savaşanlar için değil, dünya için de yankı uyandırabilecek bir diplomasi çabası…Türkiye'nin kendi bakış açısına sahip olmadığını düşünmek de yanlış olur.
Savaşa neyin yol açtığının iyi araştırılması gerektiğini belirten Kalın, "Son otuz yılda soğuk savaşın sona ermesinden bu yana uluslararası düzeni şekillendiren güç dengesizliği, bu krizin yükselişiyle ve nihayetinde şimdi durdurmaya çalıştığımız savaşla ilgili” dedi.
"HERKES KÖPRÜLERİ ATARSA KİM KONUŞACAK?"
Bununla birlikte Kalın, savaşın haksız ve sebepsiz olduğunu söylemesine rağmen, şunları ekledi:
“Rusya'nın bu savaşa gitmesinin sebepleri ve şikayetleri veya güvenlik endişeleri ne olursa olsun, haklı olmasa da duyulmalı. Rusya ile konuşmamız gerekiyor. Herkes Rusya ile köprüleri yıkarsa günün sonunda onlarla kim konuşacak?”
Kalın, çıkarım yaparak, Amerikan hegemonyası döneminin bitmesi gerektiğini söyledi.
'TÜRKİYE ROL MODEL OLABİLİR'
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ise geçen cumartesi günü yaptığı açıklamada, Ukrayna'nın çıkarlarının dengeli bir dış politika izlemekten geçtiğine inandığını söyledi.
Doğu ve Batı arasında seçim yapmayı reddederek Türkiye'nin bir tür rol modeli olabileceğini belirten Çavuşoğlu, Türkiye'nin coğrafyası nedeniyle bunu yapmak zorunda kaldığını söyledi. Gerçek daha karmaşık ve muhtemelen daha fazla kendi kendine hizmet ediyor. Bölgedeki birçok kişiyi rahatsız eden uzun bir dönemden sonra, Türkiye çitleri onarıyor.
"TARAFSIZ STATÜ ÇOK AZ İLERLEME KAYDETTİ"
Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmytro Kuleba ile Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov arasında Türkiye'nin ev sahipliğinde gerçekleşen ilk görüşme, bu ayın başlarında Antalya Diplomasi Forumu'nda gerçekleşti. Kuleba, Ukrayna'nın NATO'ya katılma talebini geri çekmesi ve bunun yerine kimliği belirsiz bir grup ülke tarafından sağlanan güvenlik garantileri karşılığında tarafsız bir statü benimsemesi teklifini ete kemiğe büründürse bile, çok az ilerleme kaydetti. Lavrov'a ciddi bir yanıt vermek için açıkça bilgilendirilmedi.
'HEYETLERİN LİSTESİNİN OLUŞTURULMASINDA KALIN ETKİLİ OLDU'
Ancak Salı günü İstanbul'da, başlangıçta iki gün sürmesi planlanan görüşmelerde, Ukrayna'nın teklifi daha açık hale geldi ve yazılı olarak iletildi. Ukrayna heyetine bu kez Ukrayna Cumhurbaşkanı Danışmanı Mihaylo Podolyak, Rus heyetine ise Devlet Başkanı Yardımcısı Vladimir Medinsky başkanlık etti. Kalın, oyuncu listesinin oluşturulmasında etkili oldu. Roman Abramoviç'in görüşmelerde bulunması, eski Chelsea futbol kulübü sahibinin ne kadar merkezi hale geldiğini gösteriyor.
8 ÜLKEYE GARANTÖRLÜK ÇAĞRISI
Podolyak, Ukrayna'nın garantör ülkeler olarak Çin, Rusya, ABD, Fransa, Türkiye, Almanya, Kanada ve İsrail'i görmek istediğini söyledi. Garantörlerin görevi, NATO'nun 5. madde taahhüdüne benzer olması istenen anlaşma kapsamında, tehdit edildiğinde Ukrayna'nın egemenliğini korumak olacak. Bu, 1994 tarihli Budapeşte muhtırasının yeniden işlenmesidir.
"ÖN KABUL GELDİ"
Podolyak, “garantör ülke olarak görmek istedikleri bazı ülkelerden ön kabul geldiğini” iddia ederek, Türkiye'nin ev sahipliğinde bir toplantı için zemin olduğunu düşündüğünü söyledi.
Çarşamba günü Moskova'dan gelen karamsar açıklama “Şu ana kadar pek umut verici bir şey yok” oldu. Ancak Türkiye daha iyimser ve ilgi çekebilecek bir plan olduğunu düşünüyor.
"ERDOĞAN İÇİN OLAĞANÜSTÜ DÖNÜŞ OLACAK"
Türkiye'nin bundan sonraki hedefi Zelenski ve Putin'i iki hafta içinde aynı odaya sokmak. Şu anda Putin'in kaybettiğini ya da böyle bir karşılaşmadan kazanacağı çok şey olduğunu düşünmesi pek olası görünmüyor. Ancak Türkiye bunu başarırsa, Erdoğan için olağanüstü bir dönüş olacak.