Hocalı Katliamı'nda hayatını kaybedenlerin acısı, aradan geçen on yıllara karşın tazeliğini koruyor. 26 Şubat 1992 tarihinde gerçekleşen katliamda, eli silah tutan erkekler savaşırken kadınlar ve çocuklar, kuşatılmış şehirden tek çıkış yolu olan Ağdam'a kaçmaya çalışıyordu. Yolda türlü işkencelere maruz kaldı, çocukları ve aileleri gözlerinin önünde öldürüldü. O gün Ağdam'a ulaşmayı başaranlardan bir kısmı şimdi Bakü'de. Ancak yeni bir hayat kurmak yerine hâlâ o gün kaybolan yakınlarını bekliyor.
HOCALI KATLİAMI NEDİR VE NE ZAMAN OLDU?
Azerbaycan ile Ermenistan arasında 1988-1994 yılları arasında gerçekleşen 1. Karabağ Savaşı sırasında, 26 Şubat 1992 tarihinde Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı kasabasında yaşayan Azerbaycanlı sivillerin, Ermenistan'a bağlı kuvvetler tarafından toplu şekilde öldürülmesi 'Hocalı Katliamı' olarak tarih kitaplarına geçti.
Sovyetler Birliği'nin 1980'li yılların ikinci yarısından sonra dağılma sürecine girmesiyle Azerbaycan ile Ermenistan arasında 'Karabağ' sorunu ortaya çıktı. Her iki ülkenin de hak iddia ettiği bölge, uluslararası resmi ve sivil örgütlere göre Azerbaycan'a aitti. O tarihe kadar Azerbaycan'a bağlı özerk bölge olan Dağlık Karabağ, Ermenistan'a katılmak isteyince Azerbaycan tarafından özerkliği kaldırıldı. Bunun üzerine Dağlık Karabağ Meclisi tek taraflı bağımsızlık ilan ederek 'Dağlık Karabağ Cumhuriyeti'ni ilan etti. Bölgede yükselen tansiyon sonrası Azerbaycan ve Ermenistan arasında başlayan 1. Karabağ Savaşı 6 yıl sürdü.
HOCALI KATLİAMI NASIL OLDU?
1988 yılında başlayan 1. Karabağ Savaşı sırasında, Azerbaycan Cumhuriyeti'nin Dağlık Karabağ bölgesinin en önemli tepelerinden birinde yer alan Hocalı kasabası, Ermeni güçleri için önemli bir askeri hedef niteliği taşıyordu.
Azerbaycan resmi kaynaklarına göre, 1992 yılında Ermeni güçleri 25 Şubat gününü 26 Şubat'a bağlayan gece Hocalı kasabasının giriş ve çıkışını kapattı. 83 çocuk, 106 kadın ve 70'den fazla yaşlı dahil olmak üzere toplam 613 Azerbaycanlı vahşice öldürüldü, toplam 487 kişi ağır yaralandı. 8 aile tamamen yok oldu, 487 kişi sakat kaldı ve 1275 kişi esir alındı. Esir alınanlardan 68'i kadın ve 28'i çocuk toplam 150 kişinin yaşayıp yaşamadığı belli değil.
HOCALI KATLİAMI'NDA NELER YAŞANDI?
Hocalı Katliamı vahşetini yaşayan Ermeni gazeteci Daud Kheriyan, o gün yaşananları şöyle aktardı: "Gaflan denen ve ölülerin yakılmasıyla görevli Ermeni grup, Hocalı Kasabası'nın 1 kilometre batısında bir yere 2 Mart günü 100 Azeri ölüsünü getirip yığdı. Son kamyonda 10 yaşında bir kız çocuğu gördüm. Başından ve elinden yaralıydı. Yüzü morarmıştı. Soğuğa, açlığa ve yaralarına rağmen hala yaşıyordu. Çok az nefes alabiliyordu. Gözlerini ölüm korkusu sarmıştı. O sırada Tigranyan isimli bir asker onu tuttuğu gibi öteki cesetlerin üstüne fırlattı. sonra tüm cesetleri yaktılar. Bana sanki yanmakta olan ölü bedenler arasından bir çığlık işittim gibi geldi. Yapabileceğim bir şey yoktu"
Eski terör örgütü ASALA eylemcilerinden Monte Melkonyan, Hocalı'ya yakın bölgede Ermeni askeri birliklere komutanlık yapmış ve katliamdan 1 gün sonra Hocalı çevresinde gördüklerini günlüğünde anlattı. Melkonyan'ın olümünden sonra, Markar Melkonyan kardeşinin günlüğünü Benim Kadeşimin Yolu (My Brother's Road) başlığıyla ABD'de çıkardığı kitapta Hocalı Katliamı şöyle tasvir edildi:
"Bir gece önce akşam 11 civarında, 2 bin Ermeni savaşçısı, Hocalı'nın üç tarafındaki yüksekliklerden ilerleyerek, kasaba sakinlerini doğudakı açılışa doğru sıkıştırmışlar. 26 Şubat sabahına kadar mülteciler Dağlık Karabağ'ın doğusuna ulaşmış ve Azeri kenti Ağdam'a doğru inmeye başlamışlar. Buradaki tepeciklerde yerleşen sivilleri güvenli arazide takip eden Dağlık Karabağ askerleri onlara ulaşmışlar. Mülteci kadın Reise Aslanova İnsan Hakları İzleme Örgütüne verdiği açıklamada 'Onlar sürekli ateş ediyorlardı' diye konuşmuştu. Arabo'nun savaşçıları daha sonra uzun zaman kalçalarında taşıdıkları bıçakları kınlarından çıkararak bıçaklamaya başlamışlar."
İnsan Hakları İzleme Örgütü, Hocalı Katlimı'nı Dağlık Karabağ Savaşı içerisinde yapılan en kapsamlı sivil katliam olarak niteledi. Azerbaycan Parlamentosu katliamın 'soykırım' olduğunu ilan etti. Öte yandan 1. Karabağ Savaşı'nda Ermeni kuvvetlere komutanlık yapan 3. Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisya ve Markar Melkonyan'ın aktardığına göre kardeşi Monte Melkonyan, katliamın Ermeni güçler tarafından yapılan bir intikam olduğunu açıklamıştır.
İnsan Hakları İzleme Örgütü İcra Direktörü, sivil ölümlerden Karabağ Ermeni güçlerinin doğrudan sorumlu olduğunu belirtti. Azerbaycan güçlerin sivillerin kaçışını engellediğine ve sivillere ateş açtığına dair argümanı destekleyen herhangi delilin içermediğini ifade etti.