Çin ve ABD de dahil olmak üzere tüm hükümetlerin ülkelerindeki isyanları ve şiddeti kışkırtmaya kesinlikle karşı çıktığını belirten Global Times, Çin söz konusu olduğunda, ABD'deki bazı güçlerin birdenbire “sağduyusunu” kaybettiğini ileri sürdü. Haberde, ABD’nin “insan hakları bayrağını salladığını, Çin’deki bu ‘savaşçıların’ ayrılıkçı davranışlarına göz yumduğu” belirtildi.
Yazıda, ABD federal mahkemesinin 6 Ocak 2021'de ABD Kongre Binası'na yapılan saldırıyla bağlantılı aşırı sağ örgüt Oath Keepers'ın iki üyesini kışkırtıcı komplodan suçlu bulduğu hatırlatıldı. İkilinin en fazla 20 yıl hapis cezasıyla karşı karşıya kalması bekleniyor.
Söz konusu mahkumiyetlerin, siyasi taleplerini ifade etmek için şiddete yönelme eğiliminde olan aşırı sağcı güçlerin bu eğilimlerini caydırmak ve frenlemek amacıyla ABD ulusal güvenliğini ve sosyal istikrarını korumada olumlu bir etkiye sahip olduğu belirtilen haberde, ABD Kongre Binası ayaklanmalarının, “zaten istikrarsız olan ABD siyasetini ve toplumunu ciddi şekilde travmatize ettiği, Amerikalılara şiddetli çatışmanın tehlikelerini belirgin bir şekilde hissettirdiği ve ulusal istikrarın önemini fark etmesine yol açtığı” değerlendirmesi yapıldı.
Washington, Capitol ayaklanmalarındaki bu tutumuna karşın, 2019'daki Hong Kong ayaklanmalarının başını çeken Jimmy Lai Chee-ying'in son davasından bahsederken Lai'yi "demokrasi savaşçısı" olarak tasvir etti. Haberde, Washington Post başyazısında yer alan “Hong Kong'un ifade ve örgütlenme özgürlüğü hakkının Lai ile sanık koltuğunda olduğu” ifadeleri yer aldı.
Bu tutumu “ABD’li elitlerin iç ve dış meselelerle ilgili iki yüzlülüğünü ortaya koyuyor” şeklinde değerlendiren Global Times, Çin’e karşı yürütülen stratejinin; ülkenin kalkınmasını baltalama amaçlı olduğunu, “ABD’nin gözünde Çin’de huzursuzluk yaratılabilecek her türlü şeyin desteklenmesi gerektiğini” vurguladı.