KÜRT VE AZERİLERİN TEPKİLERİ TAHRAN İÇİN ALARM ZİLİ OLDU
Kürt kökenli Mahsa Amini'nin (22) başörtüsü gerekçesiyle gözaltına alındıktan sonra hayatını kaybetmesi üzerine başlayan protestolar kısa sürede tüm İran'a yayıldı. Eylemler rejime dönük tepkiye dönüştü sert önlemler de sokağın tansiyonunu düşürmedi. Kürt ve Azerilerin bulunduğu bölgelerde kaynama artınca Tahran önce tansiyonu düşürmek için başörtüsü zorunluluğa dönük düzenleme sinyali verdi.
GENEL BAŞSAVCI: İRŞAD POLİSİNİN YARGI ERKİYLE BİR İLGİSİ YOK
Bu mesajın ardından kritik adım geldi. 1979 devrimiyle birlikte kurulan ve ahlak polisi olarak anılan İrşad devriyesi lağvedildi. Kararı açıklayan İran Genel Başsavcısı Muhammed Cafer Muntazeri gazetecilerin "Neden kaldırıldı?" sorusu karşısında "Ahlak polisliğinin yargı erki ile bir bağı yok. Geçmişte kimler tarafından kurulduysa öyle kaldırıldı" dedi. Resmi makamlardan ise konuya ilişkin bir açıklama yapılmadı.
MAHSA DEVRİMİ
Tahran’da 13 Eylül’de “ahlak polisi” olarak bilinen İrşad devriyelerince gözaltına alındıktan sonra hayatını kaybeden Kürt asıllı Mahsa Amini’nin ölümüyle başlayan protestolar 43 yıllık rejime en büyük geri adımı attırdı. Protestolar hem politik sistemin hem de etnik yapının fay hatlarını kırmaya başlayınca İrşad devriyeleri lağvedildi. İran Başsavcısı “Ahlak polisinin yargıyla bir ilişkisi yok. Kimler kurduysa onlar kaldırdı’ dedi.
Tahran’da 1979’daki devrimden hemen sonra Ayetullah Humeyni yaptığı bir konuşmada “Kadınlar kendi iffetlerini korumak için başörtüsü takmak zorundalar” demiş ve 1981 yılında başörtüsü zorunluluğu başlamıştı. O günden bu yana rejimin temel ideolojik unsurları büyük oranda ABD ve İsrail karşıtlığı ile kadınların zorunlu örtünmesi üzerine oturtulmuştu. Zorunlu örtünme yasağına karşı kadınlar geçmişte de çeşitli şekillerde direnmiş, örneğin 2017’de Vida Movahed isimli kadın başörtüsünü çıkarıp bir sopanın ucunda sallayarak ‘İnkılâp Meydanı Kızları’ hareketine ilham vermiş; 2019’da bir futbol müsabakasına giren Sahar Khodayari gözaltına alınmasının ardından kendini ateşe vermiş ve tepkiler kadınların maçlara girmesine izin verilmesine yol açmıştı. Yıllar içinde adım adım sertleştirilen uygulamalarla günümüze kadar süren bu politika 13 Eylül’de Kürt asıllı, 22 yaşındaki Mahsa Amini’nin “ahlak polisi” olarak bilinen İrşad devriyelerince gözaltına alındıktan sonra hayatını kaybetmesiyle rejime karşı 43 yıldır biriken öfkenin patlamasına yol açtı. Üstelik Amini’nin Kürt asıllı olması son derece karmaşık bir etnik yapıya sahip olan, on milyonlarca Azeri Türkü’nün yaşadığı ülkede etnik çatışma alarmı verdi. Kürt ve Azeri ağırlıklı bölgelerde yoğun ve kanlı protestolar yaşandı. 25 Eylül’de de Güney Azerbaycanlı Türk kızı Hadis Nacafi’nin protestolarda İran güçleri tarafından vurularak öldürülmesi öfkeyi daha da artırmıştı. Alınan sert önlemler de sokağın tansiyonunu düşürmeyince Tahran önce tansiyonu düşürmek için başörtüsü zorunluluğa dönük düzenleme sinyali verdi. Ardından 24 saat geçmeden, İran Genel Başsavcısı Muhammed Cafer Muntazeri, dün “ahlak polisi” biriminin kapatıldığını duyurdu.
“Hibrit Savaşın Boyutlarının Açıklanması” konulu toplantıda konuşan Muntazeri, Ahlak Polisi biriminin kapatılmasına ilişkin bir soru üzerine, “Ahlak polisinin Yargı Erki ile hiçbir ilişkisi yoktur. Ahlak polisi, geçmişte nerede kurulduysa orada kapatılmıştır.” dedi. Ülkenin geneline yayılan ve rejim karşıtlığına dönüşen gösterileri “hibrit savaş” şeklinde niteleyen Muntazeri, 8 yıl süren İran-Irak Savaşı’ndan daha kapsamlı bir savaşla karşı karşıya kaldıklarını iddia etti. Muntazeri, “İran-Irak Savaşı ile kıyaslanamayacak boyuttaki hibrit savaşın, siyaset, sahte ve yalan haber yayma, siber, kültürel ve diplomatik savaş, diğer ülkelerle ilişkileri bozma, dini ve etnik azınlıkların arasını açma ve ekonomik yaptırımları artırma gibi birçok yönü var.” ifadelerini kullandı. Ülkede “isyan” hareketine sebebiyet verenlerin üzerine kararlılıkla gidileceğini kaydeden Muntazeri, İran aleyhine girişimlerden ABD, İngiltere, Fransa, Almanya, İsrail ve bazı Arap ülkelerini sorumlu tuttu.
HAMANEY DÖNEMİNDE YAPTIRIMLAR SERTLEŞTİRİLDİ
Dini lider Ali Hamaney Amini’nin ölümü ve ardından patlak veren gösterilerden ancak 17 gün sonra açıklama yapmıştı. Hamaney, Tahran’da bir askeri akademinin mezuniyet töreninde yaptığı konuşmada, Polis karakollarına, Besiç (milis güçleri) karargahına saldıranlar veya İran Ordusu veya Devrim Muhafızları Ordusu’na sözlü saldırıda bulunanlar ülkenin güvenliğine saldırmışlardır” demişti. Zaten İrşad devriyeleri onun döneminde oluşturulurken uygulamalar da giderek sertleşti. Mahmud Ahmedinejad, 2004’teki cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazandığında, Gasht-e Ershad birimi resmen oluşturuldu. O zamana kadar kıyafet zorunluluğu o gün sokağa göreve çıkan diğer polis birimleri ya da tesadüfen görevlendirilen askeri birimler tarafından uygulanıyordu. 1981’de kadınlar ve kız çocuklarının “İslami tarzda” giyinme zorunluluğu kanunlara eklendi. Bu da tüm vücudu kapatan bir kara çarşaf ve içinde başı örten daha küçük bir başörtüsünü kapsıyordu. Ya da bir başörtüsü ve altına bol, kolları da kapatacak şekilde bir kıyafet giyme zorunluluğu vardı. 1983’te parlamentodan çıkan bir kararla, kamusal alanda saçlarını tam anlamıyla kapatmayan kadınların 74 kırbaç darbesiyle cezalandırılabileceği belirtildi. Buna yakın zamanda 60 gün hapis cezası da eklendi.
İRAN’IN ‘AHLAK POLİSLERİ’ KİMDİR?
İran’da 22 yaşındaki Mahsa Amini’nin, İran’ın “ahlak polisi” adı verilen güvenlik görevlileri tarafından gözaltına alınması sonrası hayatını kaybetmesi, dünyada bu görevlilere karşı merak uyandırdı. “Gasht-e Ershad” yani “Rehber Devriyeleri” İran’da bu sert kuralları uygulamakla görevli polis birimi. Bu polisler İslami “ahlak kurallarının” uygulanıp uygulanmadığını sokakta takip ederek ihlâl ettiğini düşündükleri kişileri gözaltına almakla yükümlü. Şeriat kurallarını benimseyen İran’ın kanunlarına göre, kadınlar başlarını kapatmak ve bol, uzun kıyafetler giyerek bedenlerinin hiçbir yerinin görünmemesini sağlamak zorunda. Amini de iddialara göre 13 Eylül’de Rehber Devriyeleri -bir diğer adıyla ahlak polisi- tarafından görüldüğünde saçının bir kısmını açık bırakacak şekilde başını örtmüş, bu sebeple gözaltına alınmıştı.