Çin'in Sincan'daki kültürel soykırım kampından kaçabilen nadir insanlardan olan Gülbahar ve Gülbinur ismindeki iki Uygur Türkü kadını, yaşadıkları zulmü Alman ZDF kanalına anlattı.
Gülbahar ismindeki kadın, yaşadıklarını "Bir odada 30 kişiydik ve herkes zincirlenmişti. Gece eksi 30 derecede yürümeye zorlandık. Bize bu şekilde işkence ederek direncimizi kırmak istiyorlardı" diyerek anlattı.
Gülbinur ismindeki kadın ise Çin devleti tarafından zorla kısırlaştırıldığını "Bazen insanlar kaybolup gelmiyordu. Kadınlar toplu halde tecavüze uğrayıp, kısırlaştırılıyorlardı. Ben de Çin devletinin emriyle Mayıs 2019'da zorla kısırlaştırıldım" ifadeleriyle, gözyaşları içinde anlattı.
1 MİLYON UYGUR TÜRKÜNE İŞKENCE
Birleşmiş Milletler'in tahminine göre; yaklaşık 1 milyon Müslüman Uygur Türkü, Sincan'daki hapishanelerde ve çalışma kamplarında keyfi olarak tutsak edilip vahşice yöntemlerle Komünist Partisi çizgisine girmeye zorlanıyor.
Çin devleti bunun 'eğitim merkezi' olduğunu iddia etse de, insan hakları örgütleri pamuk ve tekstil sektörlerinde zorla çalıştırıldıklarını söylüyor. Avrupalı birçok tekstil firmasına bu insanların zorla çalıştırılmalarından faydalandıkları için suç duyurusunda bulunuldu.
Bir hak savunucusu, "Zorla çalıştırılma uluslararası hukuka göre bir suçtur, üstelik Sincan'daki bu uygulama her şeyden önce insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur" şeklinde konuştu.
Gülbahar ve Gülbinur, Bavyera Meclisi de dahil olmak üzere birçok yerde, yaşadıkları zulmü anlatıp dünyaya bunu duyurmaya çalışacaklar.