Neredeyse iki yıl sonra tekrar başbakanlık koltuğuna oturan Bibi olarak da bilinen Binyamin Netanyahu öncülüğünde kurulan aşırı sağ partilerin bulunduğu koalisyon hükümetine karşı bir araya gelen binlerce İsrailli sokaklara indi. Öfkeli kalabalık, "Demokrasi tehlikede", "faşizme ve apartheid'e karşı birlikte" gibi pankartlar taşıdı.
‘TARTIŞMALI İSİMLER’ KOALİSYONU
Netanyahu, 1 Kasım'daki seçim zaferinin ardından, geçen ayın sonlarında, bazı yetkilileri şu anda önemli bakanlıkların başına geçen aşırı sağcı partilerden oluşan bir koalisyonun başında göreve başladı.
Koalisyonda, vergi kaçırdığını kabul eden bir siyasetçi ve evinde ibadet eden çok sayıda Filistinliyi katleden bir adamın portresini saklayan biri de dahil olmak üzere bir grup aşırı sağcı siyasetçiyi barındırıyor.
Kendisi de mahkemede yolsuzluk suçlamalarıyla mücadele eden 73 yaşındaki Netanyahu, 1996-1999 ve 2009-2021 yılları arasında başbakanlık yaparak İsrail tarihinde en uzun süre görevde bulunan başbakan oldu.
REFORMLAR HALKI ENDİŞELENDİRİYOR
Yeni hükümet, işgal altındaki Batı Şeria'da yerleşim yerlerini genişletme politikası ve LGBT topluluğunun üyelerini ve destekçilerini endişelendiren sosyal reformları gerçekleştirme planlarını açıkladı. Protestoya, İsrail parlamentosunun sol görüşlü ve Filistinli üyeleri öncülük ederken, Protestocular, hükümetin uzun süredir vaat ettiği ve ülkenin Yüksek Mahkemesi'ni zayıflatmayı amaçlayan yargı sistemi revizyonunu açıklayan Adalet Bakanı Yariv Levin'i hedef aldı.
PARLAMENTO YARGIYA KARŞI
İsrail'in yeni adalet bakanı bu hafta, parlamentonun yüksek mahkeme kararlarını geçersiz kılmasına izin veren bir madde içeren reform programını duyurdu. Muhalefet lideri Yair Lapid, sosyal medya hesabından "İsrail Devleti'nin tüm hukuk sistemini tehlikeye attığını" söyleyerek reformları kınadı.
Yeni hükümeti hukuk sistemine savaş açmakla suçlayan eleştirmenler, planın İsrail'in denge ve denetleme sistemini altüst edeceğini ve yeni iktidar koalisyonuna mutlak güç vererek demokratik kurumların altını oyacağını belirtiyor.