Amerika Birleşik Devletleri (ABD) yönetiminin Suudi Arabistan'a gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesi üzerine kötüleşen ilişkileri yeniden tesis etmeye hazır olduğunu iletmesinin ardından Başkan Joe Biden'ın önümüzdeki ay Suudi Arabistan ve İsrail'e seyahat etmesinin planlandığı açıklandı. Reuters'a konuşan kaynaklar, ziyaretlerin bu hafta duyurulacağını, Biden'ın Temmuz ortalarında gerçekleşmesi beklenen ziyarette Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile bir görüşebileceğini ifade etti. Amerikan Ulusal Güvenlik Konseyinin de ziyaret planını doğruladığı belirtildi.
BİDEN 'AHLAKİ ÖFKESİNİ' KENARA BIRAKIYOR
2018'de Kaşıkçı'nın Türkiye'de cinayete kurban gitmesinden Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman'ı doğrudan sorumlu tutan bir politika izleyen ve bu bağlamda Riyad'a 'parya muamelesi' yapan Biden için bu adım 'dramatik bir yüzleşme' olarak nitelendiriliyor.
Yetkililerin, '1981'den beri ilk kez bu denli hızla yükselen enflasyon ortamında Kremlin'in Ukrayna işgali nedeniyle Rusya'yı çökertmek ve yerel akaryakıt fiyatlarını düşürmek için büyük baskı altında olan Biden'ın ahlaki öfkesini bir kenara bırakıp, küresel çapta dramatik karışıklığın ortasında Suud Krallığı ile daha sıcak ilişkiler kurmaya başladığını" söylediği ifade edildi.
SELMAN BİDEN İÇİN YUTULMASI ZOR BİR HAP
Haberde, üst düzey bir ABD'li yetkilinin, Kaşıkçı cinayetine atıfta bulunarak "Her iki taraf da Orta Doğu'da barış ve istikrarın sağlanması adına bunu aşmamız gerektiğine karar verdi" ifadelerini kullandığı kaydedildi.
Suudi Arabistan yönetiminin, Kaşıkçı davasının kapandığını düşündüğünü ve bunu ABD'ye açıkça belirttiğini aktaran yetkililerin, yine de gelecek ay Bin Selman ile bir araya geldiğinde Biden'ın Kaşıkçı cinayetini gündeme getireceğini değerlendirdiğine işaret edildi.
Bin Selman ile görüşme kararının, 2019'da Suudi Arabistan'ın 'hiçbir sosyal değeri olmadığını' söyleyen Biden için 'yutulması zor bir hap' olduğunu ancak özellikle Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmesinden bu yana dünyanın ne kadar dramatik bir şekilde değiştiği göz önüne alındığında, iki ülkenin ilişkinin bu cinayet tarafından "rehin alınamayacağı" konusunda hemfikir olduğunu söylediği ileri sürüldü.
TÜRKİYE'DE NE OLMUŞTU? CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN 14 ARALIK 2918'DE SELMANI SUÇLADI
Cemal Kaşıkçı'nın 2 Ekim 2018'de Suudi Arabistan İstanbul Başkansolosluğu'nda öldürülmesinin ardından Türkiye'de soruşturma süreci başlamıştı. Nisan 1018'de de 20 Suudi yetkili hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle dava açıldı. 14 Aralık'ta konuyla ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bunun failinin kim olduğu bana göre belli. Biz ses kayıtlarından şunu da öğrendik, gelenlerin içinde şu andaki Veliaht Prens'in en yakınında olanlar bu işin aktif rol üstlenicisi. Aldığı talimatı yerine getirenler orada. İpe un serdiler, bilgiyi İstanbul Başsavcısı'na vermediler. Çünkü fail ortada, bunu biliyorlar. Yardım yataklık yapan da yanında" dedi.
Erdoğan başka bir konuşmasında da karartılacağı gerekçesiyle delillerin Riyad'a verilmeyeceğini belirtmişti.
EKONOMİK KRİZ ANKARA'YI RİŞLYAD'A YENİDEN YAKLAŞTIRDI
Ancak Türkiye'de yaşanan Ekonomik kriz Kasım 2021'de Ankara ile Riyad'ı yeniden yakınlaştırmaya başladı. 31 Mart'taki duruşmada savcı yargılamanın durmasını ve dosyanın Suudi Arabistan makamlarına devrini talep etti. Mahkeme heyeti, savcının talebi hakkında Adalet Bakanlığı'ndan yazılı olarak görüş istenmesine karar verdi.
KAŞIKÇI DOSYASI SUUDİLERE İADE EDİLDİ
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın yanıtı gecikmedi. 2013-2017 arasında da adalet bakanlığı yapmış olan, 29 Ocak'ta yeniden bu göreve getirilen Bozdağ dosyanın Suudi Arabistan'a devri için İstanbul 11'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ne olumlu görüş bildireceklerini açıkladı. Ve 7 Nisan'da, sembolik de olsa Kaşıkçı'nın cinayetiyle ilgili yanıtsız soruları yanıtlaması ve adaleti sağlaması beklenen dava "sanıkların yabancı uyruklu olması nedeniyle yakalama emirlerinin yerine getirilemeyeceği ve ifadelerinin alınamayacağı" gerekçesiyle, cinayet için dava sürecinin çoktan sona erdiği Suudi Arabistan'a devredildi.
Suudi Arabistan'da Kaşıkçı davası çoktan sonuçlanmış olduğu için Türkiye'den devredilen dava için yeniden yargılama yapılıp yapılmayacağı, yeni bir duruşma olup olmayacağı ise henüz bilinmiyor.