İsrailli yerleşimciler arasındaki radikallerin, Batı Şeria’daki Filistinli sivillere yönelik saldırılarında bu yıl çarpıcı bir artış oldu. BBC’nin haberine göre, Birleşmiş Milletler’e göre ayda 100’den fazla olay rapor edildi. BM 2022 yılının başından bu yana 400 kadar kişinin evlerinden ayrılmak zorunda bırakıldığı uyarısını yaptı. Şiddet olaylarında arabalar, evler ve dükkanlar ateşe verildi. Batı Şeria’daki İsrailli yerleşimcilerin sorumlu olduğu şiddet olaylarında ölümler yaşandı.
İsrail Batı Şeria’nın yüzde 60’ına hakim ve buradaki güvenlik ve inşaat işlerinin yönetimini elinde tutuyor. İsrail’de son seçimlerden sonra kurulan en sağcı hükümet, yerleşimci sayısını ikiye katlayarak bir milyona çıkarma niyetini açıkça ilan etti. Uluslararası toplumun büyük çoğunluğu yerleşimcileri uluslararası hukuka göre yasa dışı olarak görse de İsrail aynı fikirde değil.
Yasa dışı yerleşimleri takip eden Peace Now (Hemen Barış) örgütüne göre, 2023 yılında Batı Şeria’da yeni yerleşim inşalarında tüm zamanların rekoru kırıldı. Bu yerleşimler genellikle İsrail devletinin resmi izin vermeden, “göz yuman onayıyla” kuruluyor. Peace Now’a göre İsrail hükümeti, bu şekilde 15 yerleşime daha onay verdi. Bu hükümetin kilit koltuklarında yasa dışı yerleşimlerden gelen siyasetçiler de yer alıyor.
26 yaşındaki yerleşimci Yehuda Lieber, “Amacımız İsrail topraklarının tamamına Yahudilerin yerleşmesi. Bu bizim temel hakkımız ve kutsal kitapta yazılı. Sağ oylarla seçilen bu hükümetten yerleşimlere dokunulmaması ve yerleşimlerin yönünde bir beklentimiz var” diyor. Kurulan yeni yerleşimlerin de Filistin’in bir devlet olma stratejisini engellemek amacı taşıdığını gizlemiyor. Uluslararası destek gören iki devletli çözüm önerisinin uzun vadeli hedefi, Batı Şeria ve Gazze’de başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devleti yaratmak ve çatışmaları sona erdirmek üzerine kurulu.
Yasa dışı yerleşimde yaşayan Lieber, “Burada ve diğer yerlerde, kurulmakta olan Filistin devletini kimseden izin almadan engelliyoruz” diye konuştu.
İşgal karşıtı gruplar, yerleşimcilerin iktidardaki sağcı koalisyon hükümeti tarafından cesaretlendirildiğini savunuyor ve Filistinlilere ve onların mülklerine yönelik saldırılarının rekor düzeyde arttığını açıklıyor.