Taliban'ın Afganistan'daki hızlı ilerleyişi ve son olarak başkent Kabil'i ele geçirmesi sonrası gözler Afganistan'dan ordu desteğini çeken Amerika'ya çevrildi. ABD'nin desteğini çekmesiyle Taliban, Afganistan'da elini güçlendirdi ve eleştiri okları ABD Başkanı Joe Biden'a yöneldi. Afgan kökenli Amerikalılar, eski generaller ve bazı politikacılar, ordu desteğini çekmesi nedeniyle Biden'ı suçladı fakat buna rağmen halk desteği hala Biden'ın arkasında görünüyor.
BBC Türkçe'nin haberine göre, Taliban'ın zulmüne maruz bırakılan Hadia Essazada, yaşadıklarını anlattı. Essazada, evine Taliban'ın gelişini, babasını dövmelerini ve erkek kardeşini öldürmelerini dehşetle hatırlarken gözyaşlarını tutamıyor.
"BABAMI DÖVDÜLER, AĞABEYİMİ ARIYORLARDI"
Essazada, "Babamı demir çubukla dövdüler, ağabeyimi arıyorlardı" diye anlatıyor. Essazada'nın ağabeyi 1990'larda Taliban'a karşı savaşmış. Essazada, şöyle devam ediyor: "Ülkenin kuzeyindeki Mezar-ı Şerif kentini terk etmişler, ama 6 ay sonra evimize geri döndüğümüzde Taliban yine kapımızı çaldı. Bu kez erkek kardeşimi götürdüler. Birkaç gün sonra mahalledeki bir esnaf geldi ve babama oğlunun öldüğünü söyledi.
Taliban onu öldürüp cesedini sokaklarda gezdirmiş. Akrabalarının cenazeyi almasına haftalarca izin verilmemiş, bu arada köpekler cesedi parçalamış."
"TALİBAN HİÇ DEĞİŞMEDİ, BATIYI HEDEF ALACAK"
Bugün 20'li yaşlarda olan ve ABD'de yaşayan Essazada, şimdi Taliban yeniden kontrolü ele geçirdiği için hem Afganistan için hem de yeni yurdu Amerika için kaygı duyduğunu söylüyor. "Taliban hiç değişmedi" diyor ve militanlarının Batıyı hedef alacağına inanıyor.
"Bu durumda Afganistan'a gitmek isteyen olur mu?" diye soruyor.
BIDEN ELEŞTİRİLİYOR
Biden'ı eleştirenler, ABD'nin müdahil olduğu en uzun süreli savaşta 20 yıllık çabaları ve fedakarlıkları sildiğini, son gelişmelerin insani krize yol açtığını ve ABD'nin itibarını zedelediğini söylüyor. Kabil hükümetinin kendi başına ülkede güvenliği sağlaması beklentisi nedeniyle de Biden eleştiriliyor.
Pazar günü başkentin Taliban'ın eline geçmesiyle, bazıları, "Amerikalı seçmenler bir süre sonra Biden'ın ABD'yi Afganistan'dan çıkarma adımından pişmanlık duyar mı?" sorusunu soruyor.
Biden'ın bu kararı sürpriz değildi. Barack Obama yönetiminde başkan yardımcısı iken Biden, Afganistan savaşının misyonu bakımından sınırlı tutulmasında ısrar etmişti, askerlerin çekilmesinden yanaydı.
2019'da Başkan adayıyken Biden seçmenlere, 1950'lerde eski başkan Dwight David Eisenhower'dan sonra, aktif bir savaşta evladı olan ilk başkan olacağını söylüyordu.
Obama'nın ilk dönemlerinde Afganistan özel elçisi olan Richard Holbrooke anılarında, Biden'ın öfkeyle Obama'ya karşı çıkıp "Kadın hakları için oğlumun hayatını riske atmasını istemiyorum… Bu amaçla orada değiller" sözlerine gönderme yapıyordu.
Obama yönetiminde diplomat olan Brett Bruen de Biden'ın dış politika alanındaki tecrübesinin onu şekillendirmede önemli rol oynadığını belirterek, "Sadece Vietnam ve Irak Savaşı değil, Kosova ve Granada savaşlarını da gördü. Bu tecrübe, zorluklara soğukkanlılıkla ve biraz da bezginlikle bakmasını sağlıyor" diyor.
Başkan adayı iken 2020'de CBS televizyonuna konuştuğunda Biden, ABD'nin Afganistan'da "sadece Taliban'ın, IŞİD'in veya El Kaide'nin orada yuvalanmasını imkansız kılmak amacıyla" asker bulundurması gerektiğini söylemişti.
90 GÜN DİYE ÖNGÖRÜLMÜŞTÜ
Bu olmadı. Taliban savaşçıları Pazar günü başkent Kabil'e pek bir direnişle karşılaşmadan girdi. ABD ve müttefiklerinin kendi vatandaşlarını ve personelini ülkeden çıkarma telaşı ortasında…
Birkaç saat içinde, Kabil'deki Hamid Karzai Uluslararası Havalimanı'nda ticari uçuşlar askıya alındı ve koalisyon güçlerinin bulunduğu Bagram Hava Üssü yakınlarındaki bir hapishanede Afgan güvenlik güçleri Taliban'a teslim oldu. Biden Cumartesi günü, personelin tahliyesine yardımcı olmaları için binlerce ek askerin Afganistan'a göndermek zorunda kaldı.
Bu ay sızdırılan bir Amerikan istihbarat raporu, Batı'nın desteklediği Afgan hükümetinin, Amerikan askerlerinin çekilmesinden sonraki 90 gün içinde düşeceğini öngörmüştü.
Biden'ın selefi Donald Trump, onu "zayıflık, iktidarsızlık ve topyekun stratejik tutarsızlık" ile suçladı. Kendi ekibinin geçen yıl Taliban'la uzlaştığı çekilme anlaşmasının bu soruna yol açtığını söyleyenler de az değil.
"PİŞMANLIK DUYACAĞIMIZDAN KORKMUYORDUM, ÖYLE DE OLDU"
Biden'ın çekilme planına yapılan itirazların bazıları yıllar önce yapılan uyarıları anımsatıyor. 2009'da ABD birliklerinin Kabil'deki komutanı Stanley McChrystal'a oradaki asker sayısını azaltma planının başarılı olup olmayacağı sorulduğunda, "Kısa yanıt, hayır" cevabını vermişti. Son birkaç hafta içinde Taliban'ın hızlı ilerleyişi, onun öngörüsünü haklı çıkardı.
McChrystal'ın halefi General David Petraeus, "Durum tam bir felaket" diyor:
"Kararı geri çekmeliyiz. Bu karardan pişmanlık duyacağımızdan korkuyordum, öyle de oldu. ABD ve müttefikleri ciddi bir hata yaptıklarını kabul etmedikleri sürece iyi bir sonuç çıkmaz."
2009'da Pakistan'ın Washington Büyükelçisi olan Hüseyin Hakkani, "Biden sürekli olarak 'bizim savaşımız Taliban'la değil El Kaide'yle' diyordu. Bunu hep naif bulmuşumdur" diyor.
Afgan kökenli Amerikalı Sher Hossain Jaghori ise 2003'te Amerikan askerlerine tercümanlık yaparken bir kolunu yitirmiş.
Şimdi ABD vatandaşı ve Amerikan askerlerinin çekilmesi konusunda kızgın olduğunu söylüyor. BBC Farsça Servisi'ne konuşan Jaghori, "Biden, Afganistan halkını Taliban'a teslim etti" diyor ve ekliyor:
"ABD yönetimine güvenmiyorum artık. Eşim ve oğlum, Biden'a oy verdi. Yapmayın dedim. Şimdi bana haklı olduğumu söylüyorlar. Bir daha oy vermeyecekler."
Kamuoyu yoklamaları, 20 yıllık savaşta dökülen kan ve yapılan masrafların, yıllar boyu verilen çekilme vaatlerinin Amerikalıları yorduğunu ve askerleri çekme planının desteklendiğini gösteriyor.
Eski ABD Başkanlarından Barack Obama başkanlık döneminde çekilme sözü vermişti. Trump da başkanlık kampanyası sırasında "sonu gelmez savaşa" değinmiş, ABD askerlerinin çekilme tarihi olarak 1 Mayıs 2021 tarihini vermişti.
ANKETLER, BIDEN'IN ÇEKİLME PLANINI DESTEKLEDİĞİNİ GÖSTERİYORDU
Geçen ay Chicago kenti için yapılan anketler, Amerikalıların yüzde 70'inin, Biden'in çekilme planını desteklediğini gösteriyordu.
Ama o zaman Taliban henüz bu şekilde hızlı ilerlememişti.
Sahada durum değişirken, Amerikalı gaziler birlikte çalıştıkları Afganların öldürüldüğüne dair haberleri okurken, koalisyon güçlerinin elindeki bölgeler Taliban'ın eline geçerken, yardım kuruluşları insani kriz uyarısı yaparken, bugünkü durumu ABD'nin 1975'te aşağılanmış bir şekilde Vietnam'ın Saygon kentinden çekilişine benzetenler oldu.
Breun bu durumu söyle değerlendiriyor:
"Teorik olarak Amerikalılar çıkmak istedi. Ama pratikte, Taliban'ın araçlar içinde caddelerde ilerleyişini gösteren görüntülerle karşılaşınca, Amerikalı askerlerin Saygonvari bir tarzda kaçışı hazmetmesi zor bir görüntü veriyor."