ABD, İngiltere ve Fransa’nın liderleri rejim üslerini hedef alan operasyon sonrası propagandalarını sürdüyor ancak Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın değişmeyen gündemi sivilleri de hedef alan yeni saldırıları.
7 Nisan’da kimyasal katliamın yapıldığı Duma ve Doğu Guta’da kontrolü ele geçirdikten sonra muhaliflerin elindeki bölgeleri hedef almayı sürdüren rejim, Hama ve Humus kırsalındaki bölgelerde yoğun topçu atışları düzenledi. Bölgede sivil yerleşim yerlerine 28 hava saldırısı yapan Şam, köyleri ele geçirerek ilerlemesine devam ediyor.
Rejim, Halep’te ve Şam banliyölerinde yaptığı gibi bu bölgeyi de ağır bombardımanla yaşanamaz hale getirerek kontrolü ele geçirmeyi amaçlıyor. Suriye’nin en büyük şehirlerinden biri olan Humus’un kuzey kırsalını boşaltmaları için muhaliflere baskı yapan rejim, evlerini terk etmek istemeyen halka bomba yağdırdı. Bölgeden kaynakları, başta Humus kırsalının kuzeydoğusu olmak üzere tüm bölgede karadan bombardıman yapıldığını duyurdu. Bu saldırılarda ölen ve yaralanan sivillerin olduğu ifade ediliyor. Kaynaklar, rejimin Doğu Guta’daki saldırının ardından bazı güçlerini bu bölgeye kaydırdığını da belirtti. Esad’ın sonraki hedefi ise hem İran hem de rejim yetkililerinin açıklamalarına bakılırsa İdlib olacak. Türkiye, Rusya ve İran arasında Astana’da alınan kararlar gereği İdlib’de TSK’nın 9 gözlem üssü bulunuyor.
KARAR’ın güvenilir kaynaklardan aldığı bilgilere göre İdlib’in kuzeyi, batısı ve güneyinde kurulan üsler ‘güvenli karakollar’ şeklinde yapılıyor. Sayısı güvenlik gerekçesiyle açıklanmayan TSK personeli bu karakollarda bulunuyor. Bölgede gözlem ve denetim dışında herhangi bir saldırıya karşı güçlü askeri tahkimat yapıldığını dile getiren kaynaklar, Astana sürecinde Türkiye’nin İdlib’deki varlığının çatışmaları önleyerek, bölgenin güvenliğini sağlamayı amaçladığını vurguluyor. Türkiye’nin Suriye’de bulunduğu bölgelerde sadece askeri varlık değil aynı zamanda halkın güvenli, demokratik ve insani standartlarda hayatını sürdürmesi için gereken tüm çalışmaları yürüttüğünü belirten kaynaklar, İdlib’i hedef alacak bir saldırının beklenmediğini ancak bu gerçekleşirse üçlü mekanizmayla ve TSK’nın etkin gücüyle bunun durdurulabileceğini ifade ediyor.