Çocuk felci virüsüne karşı ilk aşıyı geliştiren ekibin lideri Jonas Salk’ın doğum günü olan 24 Ekim, her yıl ‘Dünya Çocuk Felci’ günü olarak kutlanıyor. Bu tehlikeli hastalık 80’lu yıllardan bu yana yüzde 99 azalsa da virüsün tek bir kişide dahi görülmesi salgın riskini beraberinde getiriyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Küresel Çocuk Felcini Yok Etme Girişimi (GPEI) yetkilileri çocuk felci virüsünün (poliomyelit) neden olduğu bu hastalığın 5 yaşından küçük çocuklarda görüldüğünü belirtiyor. Virüs, her 200 vakadan birinde omuriliğe sirayet ederek geri dönüşü olmayan felce yol açıyor. Felç olanlardan yüzde 5 ila 10’u, solunum kasları etkilendiğinde yaşamını yitiriyor. Üç farklı türü olan çocuk felci virüsü, insan vücudu dışında uzun süre yaşamını sürdüremiyor. Dolayısıyla aşı kampanyaları sonucu bulaşacağı kimsenin kalmaması durumunda virüs de yok olacak. Tip 2 çocuk felci virüsü, 1999’da tamamen yok edildi, Tip 3 virüs vakasına da 2012’den bu yana rastlanmadı. Tip 1 çocuk felci virüsü ise hala varlığını gösteriyor.Virüs için herhangi bir tedavi bulunmuyor ancak aşı etkili sonuç veriyor. Dünya Sağlık Meclisi’nin kararıyla 1988’de GPEI kurulduğunda dünya genelinde yılda 350 bin çocuk felci vakası görülüyordu. GPEI’ye verilen uluslararası destek sayesinde bu sayı, 2016’da 37’ye geriledi ve böylece çocuk felci vakalarında yüzde 99 düşüş kaydediliyor. Ama uzmanlar, virüsün tek bir çocukta dahi bulunmasının salgın riski anlamına geldiği uyarısında bulunuyor. Afganistan, Pakistan ve Nijerya, çocuk felci vakalarının önüne geçilemediği 3 ülke olarak biliniyor. Bu ülkelerde güvenlik ve sağlık sistemlerindeki sorunlar ve hijyenin olmaması, virüsün yok edilmesi ve önlenmesine yönelik çabaları engelliyor. Afganistan’ın özellikle doğu, güney, güneydoğu bölgelerinde hala çocuk felci vakaları görülüyor. Kunar, Paktika, Helmand ve Kandahar’da 2016’da 13 çocukta virüse rastlandı. 12 Eylül 2017 itibarıyla Kandahar, Helmand, Kunduz ve Zabul’de 6 çocuk felci vakası bildirildi. Pakistan, çocuk felcini bitirmeye yönelik önemli ilerleme kaydettiyse de ülkenin yüksek riskli kesimlerinde aşı yapılmamış çocuklar hala hastalığa karşı savunmasız durumda. Bu ülkede geçen yıl 15 çocuk felci vakası görülürken 2017’de 5 vaka kayıtlara geçti. Nijerya’da 2 yıl aradan sonra 2016’da ilk çocuk felci vakasının görülmesiyle Kamerun, Orta Afrika Cumhuriyeti, Çad ve Nijer’de birçok aşı kampanyası düzenlendi.
NEFESİ AÇIYOR, BAĞIRSAKLARI YATIŞTIRIYOR
Kendine has keskin, aromatik kokusuyla salata, çorba, balık ve et yemeklerinde sıklıkla kullanılan dereotu, aynı zamanda şifa kaynağı. Gaz giderici ve hazmı kolaylaştırıcı özellikleriyle böbrek sağlığı için öneminin yanı sıra; kemik gelişimine olumlu etkilerinden dolayı da osteoporoz düşmanı bir besin. Memorial Antalya Hastanesi’nden diyetisyen Berna Ertuğ kusma, hıçkırık ve karın şişmesi gibi rahatsızlıklara iyi gelen dereotunun bağırsakları yatıştırdığını söylüyor. Ertuğ, dereotunun zengin bir kalsiyum kaynağı olduğunu da belirterek “1 çay bardağı inek sütünün 2 katı kalsiyum içerir. 1 çay bardağı inek sütünde 120 mg kalsiyum bulunurken, 100 gr dereotunda bu oran 230 mg. Sütün yerini tutmasa da süt içemeyenler veya kokusundan rahatsız olanlar için mükemmel bir alternatif” diye konuşuyor.