Son haftalarda yükselişte olan ve geçtiğimiz günlerde rekor seviyelere ulaşan döviz kurlarından son gelişmeleri sizlerle paylaşıyoruz. Bugün Dolar ve Euro fiyatları güne düşüşle başladı. ABD ile Türkiye arasında yaşanan rahip Andrew Brunson krizinin ardından, ABD'nin yaptırım uygulama kararıyla döviz kurlarında ciddi artış yaşanmış ve dövizler rekor kırmıştı. Bu gelişmelerin ardından hem türk şirketler, iş adamları, bankalar, esnaflar ve bir çok vatandaş Dolara tepki göstererek TL'nin değer kazanması için çeşitli yöntemlere başvurarak destek veriyor. Peki Bugün öğle saatlerinde Dolar ve Euro fiyatları ne kadar oldu? İşte Döviz kurlarında son durum ve güncel açıklamalar.
DOLAR VE EURO'DA SON DURUM NEDİR?
15 Ağusots saat 10.30 itibariyle, ABD Doları 6 liranın altına gerileyerek, 5,94 seviyesini gördü. Euro ise 7 liranın altına geriledi.
İstanbul ve Ankara'da dolar, avro ve sterlinin alış-satış fiyatları, saat 12.00 itibarıyla şöyle:
İSTANBUL | ALIŞ | SATIŞ |
ABD Doları | 6,6030 | 6,6040 |
Avro | 7,5140 | 7,5150 |
Sterlin | 8,4020 | 8,4440 |
ANKARA | ||
ABD Doları | 6,3500 | 6,7500 |
Avro | 7,1500 | 7,5200 |
Sterlin | 7,7530 | 8,5500 |
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: ABD ÜRÜNLERİNE BOYKOT UYGULAYACAĞIZ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan , Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı tarafından ATO Congresium'da düzenlenen "İktidarının 16. Yılında AK PartiSempozyumu"nda konuştu. Erdoğan ABD'nin yaptırım kararına karşılık boykot uygulanacağını söyledi, "Onların iPhone'u varsa öbür tarafta Samsung var. Kendi ülkemizde Venüs var Vestel var" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasının satır başları şöyle;
Kuruluşundan bugüne AK Parti Sempozyumu’nun başarılı geçmesini diliyorum. Bu kapsamlı toplantı için SETA yöneticilerini tebrik ediyorum. AK Parti’yi ve AK Parti dönemini anlamanın bugünlerde çok daha önemli olduğunu düşünüyorum. Siyasetten dış politikaya, ekonomiden toplumsal alana kadar her alanda AK Parti’nin Türkiye’de gerçekleştirdiği büyük dönüşümün konuşulacak, değerlendirilecek olmasını doğrusu çok çok önemli görüyorum. SETA bu başlıklarda yayınladığı 4 ayrı kitapta sempozyumun tartışma zeminini zaten oluşturmuştu.
Partimiz söz konusu olduğunda her fırsatta ifade ettiğim bir tespitimi burada sizlerle paylaşarak sözlerime başlamak istiyorum. Biz en başından beri AK Parti’yi milletimizin partisi olarak gördük ve öyle tanımladık. Dolayısıyla AK Parti’nin tarihi milletimizin tarihi kadar eskidir. Cumartesi günü yapacağımız büyük kongremizde bu konuyu enine boyuna kamuoyumuzla paylaşacağız. Özellikle vurgulamak istediğim husus AK Parti’yi anlamak için önce Türkiye’yi ve Türk milletini anlamak gerekir.
BUNLAR FAŞİST BİR ZİHNİYETİN ÖNÜMÜZDEKİ TEMSİLCİLERİDİR
Coğrafyasıyla, tarihiyle, kültürüyle, sevinciyle, hüznüyle bu milleti anlamayan hiç kimse AK Parti’nin ne olduğunu, nereden geldiğini, ne yaptığını, nereye gittiğini çözemez. AK Parti’nin nasıl olup da iktidar olduğuna, girdiği her seçimden birinci çıktığına akıl erdiremeyenlere tavsiyemiz bakış açılarını değiştirmeleridir. Her yarışı kaybedenlerden bazılarının, işi millete hakarete kadar vardırmaları aslında hiç de şuursuz bir tepki değildir. Bunlar geçmişte hem devletin imkanlarını tepe tepe kullanmış, hem de milletimizin değerlerine inancına savaş açmış faşist bir zihniyetin önümüzdeki temsilcileridir. Seçimden sonra sergiledikleri tavırlar da AK Parti’yi değil milleti yenememiş olmanın hırsından kaynaklanıyor. Bu kesim artık ülkemize ve milletimize olan düşmanlıklarını, AK Parti’ye muhalefet örtüsü altında gizleyemez hale geldi. Tüm bunları esasen hayırlı gelişmeler olarak görüyorum. Türkiye tartışmaların, semboller kodlarla değil açık yüreklilikle yapıldığı bir ülke olmalıdır.
Türkiye’ye yönelik açık bir ekonomik saldırı var. Eskiden bu işler daha örtülü dolaylı yollardan yapılırdı. Şimdi bodoslama şekilde üzerimize geliyorlar. Yapabileceğimiz iki şey var. Bunlardan biri ekonomik, diğeri siyasi tavırdır. Ekonominin gerektirdiği teknik tedbirleri aldık, alıyoruz. Hazine ve maliye bakanlığımız ile tüm ilgili kurumlarımız g gece gündüz çalışıyorlar, çalışıyoruz. Biz de tüm süreci yakından takip ediyoruz.
FİYAKALI RAPORLARI, CAF CAFLI GRAFİKLERİ ANLAMSIZ HALE GETİRMİŞTİR
Yapabileceğimiz ve bana göre asıl önemli olan husus siyasi duruşumuzu sağlam tutmaktır. Madem maruz kaldığımız saldırının ekonominin gerçek durumuyla ilgisi yoktur, işin arkasında başka niyetler vardır. Öyleyse bizim de kendimizi buna göre konumlandırmamız gerekiyor. Bunları söylerken, ekonomi alanında, cari açık faizler enflasyon başta olmak üzere çözmemiz gereken bazı sorunlarımız olduğu gerçeğini gözden ırak tutmuyoruz. Ama aynı zamanda ülkemizin uzun süredir, gerçekten ekonomik gücüyle mütenasip olmayan bir konuma yerleştirmeye çalıştığını da biliyoruz. Son saldırı bu haksızlığın üzerine adeta dikenle gelinerek cilalı sözleri fiyakalı raporları, caf caflı grafikleri anlamsız hale getirmiştir. Türkiye ismini kapatıp ülkemizin ekonomi verilerini, yerli yabancı dost düşman kime gösterirseniz gösterin ortada gariplik olduğunu görecektir.
Dolar ülkemizin parası karşısında 4,8 seviyesinden nasıl oldu da 7’lere fırladı? 15 Temmuz sabahı 2,8 seviyesinde olan kurun iki yılda 4,8 seviyesine çıkmış olması dahi anlamsızken bu durumu nasıl izah edeceğiz? Ortada bir anormallik var mı diye baktığımızda gördüğümüz manzara şudur. Türkiye’nin 1994 ve 2001 krizinde, ülkemizde veya 10 yıl önceki mortgage krizinde olduğu gibi bankaları mı battı? Hayır. Bugün ülkemiz dünyadaki en sağlam bankacılık sistemlerinden birine sahiptir. Borçlarımızı tıkır tıkır ödediğimiz gibi, kamu borç stokunun ödemesi konusunda Avrupa2nın en iyisiyiz. Türkiye üretemez duruma mı düştü? Hayır. Hamdolsun ekonomimiz tıkır tıkır çalışıyor. İhracatta turizmde rekorlar kırdığımız dönemden geçiyoruz. Bir savaşa mı girdik? İşgale mi uğradık? Siyasi kaos mu yaşıyoruz? Hayır. Tam tersine kendi topraklarımızda da bölgede de huzurun güvenin teminatı bir ülke durumundayız.
ÜLKEMİZE YÖNELİK DAHA DERİN BİR OPERASYON VAR
Öyleyse bu soruna her zamanki klasik yaklaşım dışındaki bir bakış açısıyla bakmak zorundayız. Bizim yaptığımız şu anda budur. İşin ekonomi tarafının küresel boyutu olduğu açıkça ortadadır. Amerika sadece ülkemizi değil, Çin’den Rusya’ya İran’dan Avrupa’ya kadar pek çok yeri ekonomik bakımdan hedef almış durumda. Hemen yanı başında Kanada’yı hedef almış durumdadır. Ama bu durum tek başına ülkemizde yaşananları izaha yetmiyor. Demek ki ülkemize yönelik daha derin bir operasyon var. Ekonomide geçtiğimiz 16 yılda ülkemizi 3,5 kat büyütmekle sıçrama yaptık. Yine de dünyanın toplamda 17’inci, satın alma paritesine göre 13’üncü büyük ekonomi olmasının bu derece büyük husumete yol açması akla ve mantığa uygun değildir.
AMERİKA'NIN ELEKTRONİK ÜRÜNLERİNE BOYKOT UYGULAYACAĞIZ
Bugün de milletimizle birlikte doların kurun faizin karşısında aynı kararlılıkla duracağız. Ben milletime inanıyorum. Onlar yoğun bir şekilde şu anda Türk Lirası'nı hemen alıp doları bankalarda bozdurduğunu görüyorum. İş dünyamıza sesleniyorum ekonomik tetikçilere vereceğimiz en güzel cevap işimize dört elle sarılmak olacaktır. Daha çok üreteceğiz, daha çok ihraç edeceğiz. Depoları kilitlemenin anlamı yok. İhraç ihraç ihraç. Üretimi askıya alalım çok ciddi yanlış yaparsınız. Yola devam. Dışarıdan dövizle aldığımız her ürünün daha iyisini üretip dışarı satacağız.
Amerika'nın elektronik ürünlerine biz boykot uygulayacağız. Onların iPhone'u varsa öbür tarafta Samsung var. Kendi ülkemizde Venüs var Vestel var. Sen Türksün Türk Lirası ile beraber yoluna yürüyeceksin. Ülkemize yatırım yapmayı düşünenleri daha çok teşvik edeceğiz.