Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, ABD Başkanı seçilen Donald Trump’ın, dışarıdaki yatırımları içeri çağırma politikasının doları bütün ülkelerin parası karşısında çok güçlendirdiğini belirtti. Türkiye’nin bu durumdan bir miktar daha fazla etkilendiğini söyleyen Kaynak, bu nedenleri FETÖ’nün ülkeye zarar vermeye çalışması, AP kararı, Rus turistin azalması ve DAEŞ şeklinde açıkladı. Kaynak, benzer bir sürecin 2008-2009 dünya global finansal krizinde de yaşandığını hatırlatarak, o dönemde çok önemli, günlük hayata dokunan önlemlerin alındığını ve Türkiye’nin süreci dünyada en iyi atlatan ülke olduğunu vurguladı.
Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK) toplantısında Gümrük Birliği’nin de gündeme geldiğini belirten Veysi Kaynak, şunları söyledi: “Gümrük Birliği konusunda Ekonomi Bakanımız, Gümrük ve Ticaret Bakanımız, Avrupa Birliği Bakanımız, bilgiler verdiler bu kurulda. Zannediyorum Ekonomi Bakanımız Nihat Zeybekçi İsviçre’de Gümrük Birliği ile ilgili gerek Avrupa tarafındaki, gerekse Türkiye tarafındaki bakış, bunun her iki tarafın da yararında olduğu, devam etmesi gerektiği ancak revize edilecek alanların tespit edilerek revize edilmesi gerektiğini belirtti. Yani ne Gümrük Birliği’nden çıkmayı konuştuk o gün biz, ne de Avrupa bunu konuşuyor. Bunun revize edilecek alanları var.”
Avrupa ve Türkiye arasındaki anlaşmazlık kötü bir yere giderse, kapıları açmak gibi bir durumun söz konusu olup olmayacağına ilişkin soruya Kaynak, 3 milyon mülteci olduğunu, olaya insanı noktadan bakmaya devam edeceklerini ve insanın, pazarlık unsuru olamayacağı yanıtını verdi. Kaynak, Türkiye’nin, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliğinin ölçülebilir değerleriyle bu meseleye 12,5 milyar dolar harcama yaptığını anlattı.
Avrupa’dan ve Birleşmiş Milletler’den mülteciler için Türkiye’ye yapılan yardım tutarına ilişkin, şu bilgileri verdi: “7 Kasım’da bakanlığıma bağlı kuruluşların bütçelerini sunduğumda verdiğim rakam bütün dünyadan 512 milyon dolardı. Ama bugün bu rakamın sadece Avrupa Birliği bakımından 600 milyon avro ilave edildiğini göreceğiz. Şimdi teknik bir ayrıntı ama Avrupa Birliği 1 milyar 200 milyon avrodan fazla parayı, hesabından çıkardı. Geldiğimiz nokta itibarıyla 1 milyar 200 milyon avronun nasıl harcanacağının müzakeresi başlıyor.
Avrupa Birliği istiyor ki bunu, kendi STK’ları eliyle yapsın. Biz de istiyoruz ki biz bu işte deneyimli bir devletiz. Diyelim ki eğitim sektöründe bizim okul ihtiyacımız var, biz okul yaptıralım. Avrupa Birliği ile sürecin tıkandığı noktalardan biri bu. Biz karşı çıkıyoruz. Biz diyoruz ki; Türkiye çadır devleti değil. Türkiye bu işleri çok başarılı yapan, dünyanın en iyi sağlık sistemini kuran, en iyi hastanelerini, okullarını yapan bir ülke.” Bu yıl itibariyle 510 bin Suriyeli öğrencinin eğitim hizmetinden yararlandığını dile getiren Kaynak, şunları söyledi: “Artık müfredatı biz belirliyoruz. Yoğun bir Türkçe, Arapça eğitimi veriyoruz. Bunun bir kısmını Milli Eğitim Bakanlığı’mız meslek edindirme alanına ayırdı.
YÜKSEK FAİZLİ BORCA ÖNLEM
Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK) toplantısına da değinen Veysi Kaynak, burada alınan kararların perşembe günü Başbakan Binali Yıldırım tarafından açıklanacağını bildirdi. Şirketlerin, yüksek faizli borçlanmasının önüne geçileceğini belirten Kaynak, “Dolardaki yükseliş, şirketlerimizi çabuk etkiliyor. 2001 krizinde şirketler etkilenmişti, bu etkinin bankacılık sistemini etkilemesi ve Türkiye’nin maalesef bir finansal kaosa gitmesi... Alınan kararları hep beraber göreceğiz, insanımızın günlük hayatına dokunan, şirketlerimizi finansal anlamda ve bankalarımızı rahatlatacak bir tedbirler paketini Başbakanımız açıklayacak. Bu kararların bir kısmı cuma günü, bir kısmı 1 Ocak’tan itibaren uygulanacak. İş gücü piyasalarında da istihdamı arttıracak çalışmalar var.
BEDELLİ ASKERLİK MÜMKÜN DEĞİL
Başbakan Yardımcısı Kaynak, “Bedelli askerlik var mı? “sorusunu ise “Bu soruyu iki oğlum ve damadım da soruyor ama Türkiye’nin yurt içinde, yurt dışında çok önemli terörle mücadele operasyonları yaparken bedelli askerliğin gündeme gelmesi bile mümkün değil. asla mümkün değil.” diye yanıtladı. Kaynak, Türkiye’de 2 milyon 750 bin Suriyeli, 100 binden fazla Iraklı, 9 bin Yezidi olduğunu söyledi. EKK’da da gündeme gelen Turkuaz Kart’ta ise çalışma, oturma ve vatandaşlığa giden bir sürecin yaşanacağını açıklayan Veysi Kaynak, sözlerine şöyle devam etti: “Bu bir süreç, yani herkes otomatik olarak vatandaş olmayacak elbette ki. Türkiye’de 50 bin yüksek tahsilli Suriyeli var. Bir yabancı iş gücü kanunu çıkardık. Öncelikle buradan başlayacağız.”
DÖVİZİ TL’YE ÇEVİRME HAMLESİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, yastık altındaki doları TL’ye çevirme çağrısı tüm yurtta geniş yankı uyandırdı. Dolar ve eurodaki artışa karşı Türk parasının değer kazanması için atağa geçen esnaflar, dolarını bozdurup makbuzu getiren vatandaşlar için Türkiye genelinde çeşitli kampanyalar başlattı. Bazı işletmeler, 100 dolarını bozdurana bedava kahvaltı verirken, bazıları da çeşitli indirimler yaptı. Kimi lokantalar 200 dolar bozduranlara ücretsiz dürüm verirken, züccaciyeler de 300 dolarını TL’ye çevirenlere kahve, tencere ve fincan takımı hediye etmeye başladı. Kahramanmaraş’ta bir mağaza ise döviz bozduranlar için 3 bin ev eşyasında indirime gitti.
YÜKSELİŞİN SEBEPLERİ
Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, FED’in faiz artırım beklentisi ve Donald Trump’ın, dışarıdaki yatırımları ülkeye geri çağırma politikasının doları, bütün ülkelerin parası karşısında çok güçlendirdiğini belirtti. Türkiye’nin bu durumdan bir miktar daha fazla etkilendiğini söyleyen Kaynak, bu nedenleri şöyle sıraladı:
* Birincisi, bizim aslında 15 Temmuz’dan sonra Bakanlar Kurulunda değerlendirdiğimiz bir hadiseydi. Bu FETÖ, darbe girişimini milletimizin kararlılığıyla ve cesaretiyle başaramadı. Bunun bitmeyeceğini biz öngörüyorduk. Çeşitli yeni varyasyonlarla ülkemize zarar vermeye devam edecekti.
* İkincisi, AB’nin yıllardır takip ettiği politikadan vazgeçip daha ırkçı daha radikal bir yöne kayması.
* Üçüncüsü geçen sene 24 Kasım’da Rusya ile yaşadığımız uçak krizinden sonra turizmde meydana gelen gerilemeler.
* Buna şunu da ilave etmemiz lazım, gerek DHKP/C’nin, gerek PKK’nın gerekse DEAŞ’ın şehirlerde masum insanlara ve turizme yönelik sabotajlarının da önemli bir miktar payı var.