Fitoterapi uzmanı Dr. Ümit Aktaş, tip 2 diyabeti çağın vebası olarak nitelendiriyor, beslenme ve yaşam tarzı nedeniyle ortaya çıkan bu sorunun fazlasıyla ciddiye alınması gerektiğini söylüyor. Aktaş, bunun nedenini “Çünkü beraberinde ömrünüzden ömür çalan, beyin sağlığınızı olumsuz etkileyen pek çok sorunu birlikte getirir” diye açıklıyor. Bu konuda pek çok kitaba imza atan Aktaş, Hayy Kitap’tan çıkan ‘Diyabet ve Zayıflama Kürleri’ adlı yeni kitabında ise verdiği reçetelerle tip 2 diyabetten kurtulma, insülin direncini yenme ve kilo verme vaadinde bulunuyor.
DİYABET PATLAMASI YAŞANIYOR
Ümit Aktaş kitabında öncelikle neden tip 2 diyabette artış olduğunu açıklıyor: “Mutfakta tencere yemeği pişmiyor, turşu kurulmuyor, yoğurt mayalanmıyor. 20-25 sene önce Türkiye’de tutunamayıp batan bir fast food zinciri ne oldu da bugün altın yumurtlayan bir tavuğa dönüştü. Geleneksel yemek kültürümüze sırtımızı döndük, karnımızı fast food’la ya da daha doğru tanımıyla ‘çöp yemeklerle’ doyurmaya başladık da ondan. Bu değişimin bedeli ise toplumsal bir tehdide dönüşen tip 2 diyabet patlamasıdır.”
“Tip 2 diyabet hastası ilaca mahkumdur, ömür boyu iyileşemez” diyenler olduğunu kitabında anımsatan Aktaş, 91 günlük bir beslenme programı veriyor. Aktaş, “Bu beslenmeyle sadece tip 2 diyabeti alt etmekle kalmayacak tüm hastalıklara karşı güçlü bir savunma kalkanına da sahip olacaksınız” diyor. 91 günlük diyeti tip 2 diyabet hastalarının yanı sıra tip 1 diyabet hastaları, hipoglisemisi olanlar, polikistik over sendromu hastaları, pre-diyabet hastaları, kalp ve damar hastalıklarıyla yüksen tansiyondan muzdarip olanlar, huzursuz bacak sendromu yaşayanlar ve kilo problemi olan herkes yapabilecek.
15 KURALA UYMANIZ ŞART
Diyetle ilgili uymanızı istediği “15 kural var” diyen Aktaş, bunları şöyle sıralıyor: “Bütün işlenmiş gıdaları hayatınızdan çıkaracaksınız. Her şeyi mevsiminde yiyeceksiniz. Ekmek ve tüm buğday ürünleri yasak. Yulaf, arpa ve çavdar yasak. Patates, havuç, mısır gibi glisemik indeksi yüksek gıdalardan uzak durun.
Bakliyat haftada birden daha sık tüketilmeyecek. Protein kaynaklarınızı özenle seçin. Bol bol yağ yiyin. Probiyotik zengini gıdalar tüketin. Çeşitliliğe önem verin. Takviyelerden destek alın. Egzersizi sakın ihmal etmeyin. Diyabet ilacınızı kendi kendinize bırakmaya kalkmayın. Kan şekerinizi ölçün, tahlillerinizi yaptırın.”
BU BELİRTİLERE DİKKAT
Dr. Ümit Aktaş, “Aşağıdaki bulgulardan birine sahipseniz henüz diyabet teşhisi konmamış olsa bile, yolculuğun çoktan başladığını söyleyebilirim” diyerek onları şöyle sıralıyor:
1. Kilo probleminiz var, özellikle bel ve göbek çevresinde toplanıyor.
2. Kolay kilo alıp zor veriyorsunuz.
3. Çok sık acıkıyorsunuz, sık sık tatlı krizi yaşıyorsunuz.
4. Kendinizi hep halsiz ve bitkin hissediyorsunuz.
5. Açlığa tahammülünüz yok. Bir öğün bile kaçırdığınızda elleriniz titriyor, bayılacak gibi oluyor, sinirli birine dönüşüyorsunuz.
6. Yemek sonrası uykunuz geliyor.
7. Konsantrasyon probleminiz var.
8. Canınız hep unlu ve tatlı şeker yemek istiyor.
9. Çok sık susuyor ve çok su içiyorsunuz.
10. İştahınıza hakim olamıyorsunuz.
11. Geceleri uykunuzdan ter içinde uyanıyor, kendinizi buzdolabının önünde buluyorsunuz.
12. Çok sık idrara çıkıyorsunuz.
ÖRNEK BİR GÜNLÜK BESLENME
Beslenme programında pastırmalı yumurta da var ızgara balık da, paça çorbası da, sucuk köfte de... Ümit Aktaş bu beslenme modelinin tüm yaşama uyarlanması gerektiğini söylüyor. İşte o programdan bir gün...
Kahvaltı: Sahanda iki yumurtalı sucuklu yumurta. Mevsim salata. Kaşar, beyaz ya da tulum peyniri. 10-15 adet siyah ya da yeşil zeytin. 10-15 adet çiğ badem ya da fındık. Şekersiz çay, yeşil çay ya da sade Türk kahvesi.
Öğlen yemeği: İşkembe çorbası. Mevsimine göre cevizli beyaz lahana salatası ya da beyaz peynirli Ege salatası.
Akşam yemeği: Zencefilli somon ızgara. Tereyağında çevrilmiş taze fasulye ya da karnabahar. Mevsim salata.