Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfının (SETA) düzenlediği "Küresel Belirsizlik Ortamında Türk Dış Politikası" konulu panelde konuştu.
Çavuşoğlu, Libya'daki durumla ilgili bir soru üzerine, soruna çözüm için Moskova'da yapılan görüşmelerden Libya’daki gayrimeşru silahlı güçlerin lideri Halife Hafter'in süre istedikten sonra ayrılmasını "hayal kırıklığı" olarak değerlendirdi. Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"O gün de gördüm ki Rus dostlarımız için bir hayal kırıklığı oldu. Onlar elinden gelen çabayı gösterdiler. Hala da gösteriyorlar. Şimdi iki gün daha süre istediklerini anlıyoruz Rus tarafının açıklamalarından. Umarım Berlin (Zirvesi) öncesi bu anlaşma, ortak açıklama imzalanır ve Berlin'e daha umutla gideriz ki oradan somut sonuçlar çıkar, kalıcı bir ateşkes, daha sonra da siyasi sürece gideriz. Yani kötümser değiliz ama bir gerçek var ki Hafter barış istemiyor. Yani Suriye rejimi gibi siyasi süreci istemiyor, askeri çözüm istiyor."
Çavuşoğlu, Trablus içinde sokak çatışmaları olması durumunda bunun yıllarca sürebileceğini, çok sayıda can kaybı olabileceğini, Libya'nın bölünebileceğini söyledi.
Bakan Çavuşoğlu, İdlib'deki duruma ilişkin soruyu yanıtlarken de buradaki gelişmelerin Türkiye'nin güvenliğini etkilediğini, 400 bin kişinin yerinden edildiğini, Suriyelilerin evlerine dönmesi konusunu Rusya ile görüştüklerini belirtti. 400 bin kişiden büyük kısmının Türkiye sınırına geldiğine dikkati çeken Çavuşoğlu, Türkiye'nin hazırlık yaptığını ancak bunun yetmeyebileceğini ifade etti.
Türkiye'ye Suriyeliler konusunda yeterli yardımın yapılmadığını vurgulayan Çavuşoğlu, İdlib'deki sorunun çözümü için de uluslararası toplumun destek vermesi gerektiğini söyledi. Çavuşoğlu, şunları dile getirdi:
"Bizim güvenliğimize büyük bir risk oluşursa kendimizi korumak için gereken adımları da atarız. Bu rejime yönelik bir tehdit değil. Başından beri Suriye'nin toprak bütünlüğünü savunageldik. Bunu da laf olsun diye söylemiyoruz. Birilerine şirin görünmek için veya 'harekatları başlattık ama böyle oyalayalım' diye de söylemiyoruz. Biz gerçekten sınır bütünlüğüne bağlıyız. Bu topraklar Suriye halkının topraklarıdır. Neticede bize yönelik bir tehdit oluştuğunda biz de gerekli tedbirleri almak durumundayız. Cumhurbaşkanımızın da vermeye çalıştığı mesaj budur."
ANKARA/AA