Savaşlar, doğal afetler, eşitsizlik, işsizlik, yalnızlık... İnsanlık depresyona doğru hızla sürükleniyor. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından yapılan araştırmaya göre, dünya nüfusunun yüzde 4.4’ü depresyon, 3.6’sı ise anksiyete bozukluğundan muzdarip. Vakaların yüzde 80’inden fazlası düşük ve orta gelir seviyesindeki ülkelerde. Türkiye’de ise nüfusun yüzde 4,4’ü depresyonda.
WHO tarafından yayınlanan rapora göre depresyon ve anksiyete hastalıkları kadınlarda yüzde 5.1 ve yüzde 4.6, erkeklerde ise yüzde 3.6 ve yüzde 2.6 oranında görülüyor. Yani kadınlar bu hastalıklardan erkeklere göre daha fazla muzdarip. Geçtiğimiz 10 yıl içerisinde depresyon yüzde 18.4, anksiyete ise 14.9 oranında artış göstermiş bulunuyor. Yayınlanan raporda depresyon hastalığının 322 milyon insanda görüldüğü, en çok 60-64 yaş aralığını etkilediği ve en yaygın olduğu bölgenin ise Afrika kıtası olduğu belirtiliyor. Anksiyete hastalığı ise 264 milyon insanı etkilerken, kadınlarda 40-44, erkeklerde ise 15-19 yaş aralığına tesir ediyor. Hastalığın en yaygın görüldüğü bölge ise Amerika kıtası olarak gösteriliyor.
Araştırmayı yürüten ekipte yer alan Dan Chisholm depresyonun artmasında nüfusun büyümesinin yanı sıra ortalama yaşam süresinin uzamasının etkili olduğunu belirterek, özellikle yaşlıların depresyona yakalandığını söylüyor. Chisholm, “günümüzde gençlerin önceki kuşaklara kıyasla daha büyük baskı altında” olduğunu belirtiyor ve gençlerin durumuna ilişkin “endişe” duyduklarını ifade ediyor.