[Karar]
Ankara saldırısından sonra dinleme izinlerinin 17 Aralık'tan önce olduğu gibi tek hakimin kararına bırakılması gündeme geldi. Daha önce Paralel Yapı'nın istismar ettiği dinleme yetkisinde eskiye dönüşün hukuksuzluğa ve sorunlara neden olacağı belirtiliyor.
Saldırıdan sonra Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun başkanlığında Ankara Valiliği'nde toplanan güvenlik zirvesinde polisin istihbari dinleme yapması da gündeme geldi. Terör ve istihbarat polisinin, ‘son yasal düzenlemelerin ardından dinleme kararlarının zor alındığı, sadece fiziki takibin terör olaylarının önüne geçilmesinde yeterli olmadığı’ görüşü üzerine, Davutoğlu’nun konula ilgili talimat verdiği belirtiliyor.
3 Hakim yerine 1 hakim
Yeni çalışmayla istihbari soruşturmalarda dinleme kararı şartları yeniden belirlenecek. Dinleme kararı verilmesi için 17 Aralık'tan önce olduğu gibi Ağır Ceza Mahkemeleri’nde görevli 3 kişilik heyet yerine, bir hâkimin kararı yeterli olacak. Acil takip gerektiren durumlarda Sulh Ceza Hâkimlikleri ile nöbetçi mahkemelerden de dinleme ve teknik takip kararı alınabilecek. Somut delil ve kuvvetli şüphe olmadan da güvenlik açısından risk taşıyan konularda dinleme kararı verilebilecek. Terör örgütleriyle ilgili halen Ağır Ceza Mahkemeleri’nde alınan dinleme kararları, nöbetçi mahkemelerden de çıkarılabilecek, 3 aylık dinleme süreleri gerekli görüldüğünde yine aynı koşullarda uzatılabilecek.
Ancak 17 Aralık'tan sonra Paralel Yapı'ya yönelik operasyonarda Paralel Yapı'nın bir çok kişiyi terörle bağlantılayarak kod veya sahte isimlerle dinlendiği ortaya çıkmıştı. Kod veya sahte isimlerle hukuksuz bir şekilde dinlenen bir çok kesimden onlarca kişinin verdiği hukuk mücadelesi devam ediyor. 17 Aralık'ın ardından dinlemelerin kolayca yapıldığı çıkınca 21 Şubat 2014 tarihli yasal değişiklikle Ağır Ceza, Sulh Ceza, Asliye Ceza, TMK 10. madde ile yetkili hâkimliklerce tek hâkim tarafından verilen arama ve dinleme kararları zorlaştırılmış, dinleme kararları için Ağır Ceza’daki 3 hâkimin oybirliği şartı getirilmişti.
Dinleme yasalara uygun olmalı
Ceza Hukuku Profesörü Yılmaz Yazıcıoğlu, mevcut yasalarda dinlemenin yapılabileceğini söyleyerek şöyle konuştu: "Normalde mevcut yasalarımız, mevzuatımız hem istihbari amaçla hem de suç işlendikten sonra suçluyu yakalamak, delilleri elde etmek için dinleme izni veriyor. Özel hayatın gizliliği anayasal güvence altında olduğu, keyfi dinleme olmadığı sürece bir hakim denetiminde dinleme yapılmasının bir sakıncası olmadığını düşünüyorum."
Dinleme keyfi olmamalı
Konuyla ilgili Karar'a konuşan Prof. Dr. Ersan Şen şunları söyledi: Ben aslında bu tarz dinlemelere karşıyım. İnsanların haberleşme hürriyetlerinin korunmasından yanayım. Ancak gelişen teknolojide suçların artması, suç işlemeyi hedefleyenlerin kullandığı kaynaklar dikkate alındığında, mecburen insanların can ve mal güvenlikleri adına istisnai olarak dinleme yapılabileceğini savunuyorum. Yaşanan acıların önlenmesi, düzenin korunması maksadıyla önleme dinlemelerinin yapılması tabiki gerekliliktir. Ama yapılan bu dinlemeler keyfi ve kanunsuz olmamalı. Bu dinlemelerden elde edilenler hukuken delil olarak kullanılamaz, suçları önlemek için kullanılabilir.