MİKDAT KARAALİOĞLU/ALMANYA
Bir doğal felaket olmadan önce hayvanların sıra dışı davranışlar sergilediği dünyanın bir çok bölgesinde kabul gören geleneksel bir bilgi. Deprem, sel ya da fırtına öncesi hayvanların bu felaketleri hissedip kendince uyarılar yaptığına dair dünyada genel bir kabul var. 2004 yılında büyük bir Tsunami felaketine sahne olan Endonezya’da “Hayvanlar delirmeye başlayınca denizden kaç yüksek yerlere çık“ şeklinde sözleri olan geleneksel bir çocuk şarkısı bile bulunuyor.
Alman Biyolog ve Ornitolog Prof. Dr Martin Wikelski dünyanın hemen her bölgesinde yaygın olan bu halk hikmetinin peşinden giderek, başta depremler olmak üzere doğal felaketleri, hayvanlardan alınan sinyalleri değerlendirerek önceden tespit etme konusunda önemli bir bilimsel projeye ön ayak oldu. Die Zeit gazetesinde Magdalena Hamm imzasıyla yayınlanan habere göre proje aslında basit bir temele dayanıyor. Hayvanlara takılan sensörlerden gelen sinyaller uyduya gönderiliyor. Algoritmalar bu sinyallerin ne tür bir felaketin habercisi olabileceğini hesaplıyor.
ÖNCE DENEMELER YAPILDI
Wikelski’nin bu projeyi başlatmak için önce hayvanların gerçekten felaketleri önceden hissedip etmediğini bilimsel olarak tespit etti . Bunun için İtalya’nın Etna volkanı civarında yaşayan keçilerin boğazlarını küçük vericiler yerleştirdi. Bu vericiden gelen sinyallere göre keçiler hareket halinde olup olmadığı, ne kadar hızlı hareket ettikleri, uyuyup uyumadıkları , otlamaları ya da zıplamaları gibi tüm olası hareketler tespite edildi.
Wikelski keçileri iki yıl boyunca takip etti. Bu iki yıl içinde Etna bir çok kez patladı. Bu patlamaların 7’si lavların vadiye akmasına varacak şiddette oldu. Keçiler bu patlamadan saatler önce huzursuz olmaya başladı. Ve sağa sola kaçıştılar. Verileri değerlendiren Wikelski “Patlamaları önceden tespit edebilirdik“ şeklinde kesin bir hüküm veriyor.
İKNA TURLARI
Wikelski hayvanların patlamalardan nasıl haberdar olduğunu bilmemekle beraber, 2000’li yılların başında İtalya’da yaptığı bu deneyin dünyanın bütün bölgeleri için kullanmak için yatırımcı ve destekçi arayışına girdi. 15 yıl süren çalışmadan sonra Rus Uzaycılık Dairei Roskosmos ile Alman Havacılık ve Uzay Dairesi’ni ikna etmeyi başardı.
VE ANTEN UZAYA GÖNDERİLİYOR
İki yıl önce Şubat 2018’de Kazakistan’daki Baykonur Uzay Üssü’nden ISS Uzay İstasyonuna dünyadaki verileri toplayacak anten gönderildi. Wikelski’nin Icarus (International Cooperation for Animal Research Using Space) ismini verdiği anten yeryüzünde ve sularda bulunan yüzbinlerce hayvandan gönderilen sinyallerin topluyor. Dünyanın her tarafından bilim insanları kuşlara, kaplumbağalara, yarasalara, balıklara, kelebeklere ve daha bir çok hayvana vericiler yerleştirdi. Bu vericiler ya hayvanların boğazlarına ya da sırtlarına takıldı.
BÜTÜN HAREKETLER İZLENİYOR
Bu vericiler sadece hayvanların nerede olduğunu göstermiyor aynı zamanda hayvanların çevresindeki ısıyı, hangi yükseklikle ya da derinlikte uçtukların , tırmandıkların yada yüzdüklerini de tespit ediyor. Buradan elde edilen veriler dünyadaki bir kontrol istasyonuna gönderiliyor. Dünyadaki bilim insanları da internet üzerinden bu verileri görüp değerlendirilebiliyor. Gelecekte bu veriler ışığında bir tabii felaketin zamanının oluşmadan önce hesaplanması ya da hayvanlardan kaynaklanan bir salgın hastalığın önceden öngörülmesi planlanıyor.
ANTEN NİHAYET FAAL
Anten uzaya gönderildiğinde mini bir hata oldu. Bu hatanın düzeltilmesi ise uzayda mümkün değildi. Antenin tekrar dünyana geri dönmesi gerekiyordu. Proje bu yüzden bir yıl gecikti. Anten yeniden 6 Aralık 2019’da ISS istasyonuna gönderildi. Bu ay ise faaliyete başlıyor. Bilim insanları ilk denemeleri yapacak. Hayvanların takibine ise yaz aylarında başlanacak.