26. Dönem Başbakanı ve AK Parti Konya Milletvekili Ahmet Davutoğlu, bağımsız ve egemen bir devlet olarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin hangi ülke ile nasıl ilişki kuracağına kendisinin karar vereceğini söyledi.
Davutoğlu, “Uluslararası hukuka saygılıyız ve gereğini her zaman yaptık. İran’a yönelik ambargo söz konusu olduğunda her zaman süreçlerin içerisinde olduk ve hiç ikiyüzlü tavır içinde olmadık. Amerika’nın tek taraflı ambargosuna uymadık uyamayız. O zaman da söyledik şimdi de söylüyoruz, kıyamete kadar da söyleyeceğiz” diye konuştu.
KİMSE TÜRKİYE’Yİ YEDEĞİNE ALAMAZ
Dışişleri bakanı olduğu dönemde Tahran’a gidip bir günde 17 saat aralıksız müzakere ettiklerini hatırlatan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“O zaman biz bu çabaları yaparken bizi batı karşıtlığıyla suçlayanlar şimdi küstahça itham etmeye kalkarlar. Gece gündüz. Oturduğumuz sandalyeden 17 saat kalkmadık. İran’a yönelik ambargoyu kaldıracak anlaşmayı sağlamak istedik. ‘Türkiye’nin çıkarı önemlidir’ dedik ve Türkiye-İran-Brezilya anlaşmasını imzaladık. O gün bize karşı çıkanlar şimdi neredeler? Bu anlaşma kabul görmedi. Eğer o gün anlaşma kabul görseydi bugün bu yaşananlar olmayacaktı. İran bizim komşumuzdur. Kimse Türkiye’nin İran’la veya herhangi bir komşu ülkeyle olan ilişkileri mahkeme konusu yapamaz. Bu bizim izzetimizin bir gereğidir kendi egemenliğimizi ve bağımsızlığımızı savunmak. Hangi küresel güç olursa olsun kimse Türkiye’yi yedeğine alamaz. Türkiye’yi kendi politikalarının parçası haline getiremez.”
BİZİM AÇIMIZDAN HÜKMÜ YOKTUR
17-25 Aralık’ın darbe teşebbüsü olduğunu belirten Davutoğlu, “Seçilmiş hükümete, başbakana, devletin bütün mekanizmalarına ve demokrasiye darbe teşebbüsüdür. FETÖ denilen alçak çete, benim ofisimi de dinledi. Hiçbir kripto FETÖ’cü bizim temiz ve kararlı mücadelemizi gölgeleyemez. 17-25 Aralık darbe girişimi sonrasında saatlerini bile buna göre ayarlayanlar bize FETÖ ile mücadele dersi veremez. Biz o mücadeleyi yaptık, o mücadelenin bedelini ödedik, gerekirse ödeyeme de hazırız. Bugün 17-25 Aralık’ı darbe teşebbüsü olarak görüp de o günlerde o dosyalara sahip çıkanların sicillerine bir bakmak lazım. Bugün o mahkemede sunulan belgelerin 17-25 Aralık ile irtibatı dolayısıyla bizim açımızdan hükmü yoktur. Türkiye’deki darbe teşebbüsü bir silsiledir. Bütün çabalarımıza o zaman karşı çıkanlar, bugün de eleştirme cüretindeler. New York’ta sürdürülen algı operasyonlarına karşı dimdik ayaktayız. 17-25 Aralık dahil olmak üzere FETÖ’nün Türkiye üzerindeki çete olarak yürüttüğü tüm darbe teşebbüslerinin karşısında da bütün vatandaşlarımız dimdik durmuştur.”
HESAP SORULMALIDIR
Reza Zarrab’ın Türkiye'nin izzeti ve itibarı ile oynamak yanında adaleti de rencide eden beyanatlarda bulunduğunu kaydeden Davutoğlu, “Devletimizin izzeti ve itibarı anlamında yapılan her komplo karşısında dimdik dururken adaleti ve ahlakı hakim kılmak zorundayız. Devletimiz ateş çemberi içinden geçerken her birimiz bu ülkeyi bu ateş çemberinden nasıl çıkarırız diye düşünürken Rıza Zarrab başta olmak üzere bu ateş çemberindeki ülkenin düştüğü zor şartlarda kim kendi çıkarını düşünmüşse, kim servetini artırmayı planlamışsa, kim rüşvet almışsa, kim haksız kazanç peşinde olmuş ve elde etmişse onlardan da hesap sorulmalıdır. Biz buradayız. Bu ateş çemberin içinden geçerek geldik. Mücadele yürütürken eğer Türkiye’de yanlış bazı işler olmuşsa bu yanlışın hesap verilme makamı da New York değil Ankara’dır, Türkiye Cumhuriyeti mahkemeleridir. Bu anlamda İran’a da dost bir ülke olarak düşen görev de budur” dedi.