Başbakan Ahmet Davutoğlu, AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlenen AK Parti 106. Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'na katıldı. Başbakan, toplantıda yaptığı konuşmada terörle mücaleden Cizre'de yaralılara ambulans gönderilmediği iddiasına, yeni anayasa çalışmalarında muhalefetin tavrından Sur için yaptığı Toledo benzetmesine yönelik tepkilere kadar geniş bir yelpazede dikkat çeken mesajlar verdi.
Yeni anayasa çalışmalarına değinen Davutoğlu, "Bu süreç bir uzlaşma süreci, uzlaşma noktalarını çoğaltma süreci olarak görülmelidir. Komisyonda yer alan diğer partilerin de uzlaşma ruhuna uygun, yapıcı, kapsayıcı ve ciddi katkılar vereceğine inanıyorum. Madem ki 'Türkiye'de yeni bir anayasaya ihtiyaç olduğu' konusunda hepimizin ortak bir kanaati var, kompleksiz bir şekilde ve konuyu kişiselleştirmeden, partileştirmeden tartışmamız lazım" ifadelerini kullandı.
"Türkiye'nin ihtiyacına cevap verecek bir anayasa için gayret göstereceğiz"
Davutoğlu, "AK Parti, dün aldığımız kararla hem parti içinde bir mutfak oluşturacak ve anayasa çalışmalarını bizzat benim başkanlığımda toplanacak parti içindeki heyetle takip edeceğiz hem bu parti içindeki mutfağımızdan oluşacak fikirlerle uzlaşma komisyonu üyesi arkadaşlarımız orada görüşlerimizi dile getirecekler hem de sivil toplum kuruluşlarıyla, anayasa profesörleriyle, aydınlarla sürekli temas halinde Türkiye'nin ihtiyacına cevap verecek, çağdaş, kendi geleneğimizden gelen ama çağdaş demokratik kurallara sahip ve bu kurallarla desteklenmiş bir anayasayı yazabilmek için elimizden gelen gayreti göstereceğiz" şeklinde koınuştu.
"Şahsileştirmek sürece ihanettir"
Başbakan Davutoğlu, "Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yapılacak olan bir anayasa çalışması için Cumhurbaşkanımızı hedef almak, Cumhurbaşkanımıza hakaretler yöneltmek, Cumhurbaşkanımızı bu tartışmanın merkezine yerleştirip bu tartışmayı şahsileşen bir tartışma haline dönüştürmeye çaba sarf etmek anayasa yapım sürecine ihanettir. Bu mesele hiçbirimizin şahsi meselesi değildir" dedi.
"Biz onlara tarihin ne olduğunu öğretiriz"
"İstismar edecekler ya ben kültürel mimari özelliklerin korunması bağlamında Diyarbakır'ı Toledo ile ya da Dubrovnik ile karşılaştırdım diye birinin aklına Franco geliyor, diğerine de özerklik geliyor" ifadelerini kullanan Başbakan Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Şartlanmış zihniyetlere ne derseniz deyin, 'benim oğlum bina okur, döner döner onu okur' misali başka bir şey bilmez bunlar. Biz onlara, o faşist zihniyetlere faşizmin ne olduğunu da öğretiriz, tarihin ne olduğunu da öğretiriz, Tuleytula'nın ne olduğunu da öğretiriz Allah'ın izniyle. Franco zihniyeti arayacaklarsa aynaya baksınlar. Franco zihniyetiyle Stalin zihniyetini Türkiye'de temsil edenler, kendilerinin olduğu yerde başka hiçbir siyasi harekete, farklı düşünceye izin vermeyecek şekilde terör uygulayanlardır."
"Zulüm görmek istiyorsanız gidin biri Türk, biri Kürt kadınını dinleyin"
Başbakan Davutoğlu, Çınar saldırısında yaralananlara yaptığı ziyarete ilişkin olarak, "Bize dönüp zalim diyenler, bize dönüp otoriter, diktatör diyenler hiç utanmadan Said'in yüzündeki o acı tebessümü, anne hasretini görmeden, İpek hanımın gönlündeki 3,5 yaşındaki kızının muhabbetini hiç hissetmeden, dönüp o terör örgütüne hiçbir şey söylemeden, bu terör örgütü zulmü karşısında kahramanca mücadele eden askerimize, polisimize saldıranlara sesleniyorum. Zulüm görmek istiyorsanız gidin, bu iki kahraman kadını biri Türk, biri Kürt kadınını dinleyin" dedi.
Başbakan Davutoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
"Eğer biraz utanma hissiniz varsa gözlerinin içlerine bakarak şunu söyleyin, ondan sonra sizinle tekrar yüzleşmeye hazırım. Deyin ki 'Sizleri, o 3,5 yaşındaki Mevlide'yi, eşini katleden, oraya bomba koyanlar zalim değil, ama oraların huzuru için sizlerle birlikte gece gündüz çalışanlar zalim' deyin. İşte o zaman sizinle bir daha tekrar tekrar yüzleşiriz."
“Belki de o bodrum katında hiç yaralı yok”
Cizre'de bir evin bodrum katında sıkışan 30 yaralıya ambulans gönderilmediği iddiasına tepki gösteren Davutoğlu, ilçede yaşananların gerçek yüzünü şu ifadelerle anlattı:
Cizre Devlet Hastanesi'ne 20 roket düştü. Yaralılar, hastalar ölüme götürülmeye çalışılırken, bugün yaralılar için bağıranların o zaman sesleri çıkmıyordu. O kahraman sağlık çalışanları en zor şartlarda hizmetlerini sürdürüyor. Bu roketler hastaneye düşerken tek bir kınama cümlesi kurmadılar. Hiçbir yaralı insanı sağlık hizmetlerinden mahrum etmeyiz.
Cizre'de sözü edilen yaralılarla ilgili olarak takipçisi olduk, gece yarasına kadar takip ettik. Her türlü çalışmayı yürüttük. Bu olayda sözü edilen bölgede görevlilerimize ateş açıyorlar. Cizre'de ambulanslara ateş açılması sonrası mümkün olmadı ulaşmak. Şırnak Valiliği 10 ambulans ve 30 personel gönderdi, bölgeye yaklaştı ama gelen kimse olmadı. Ya ambulanslar gitsin o binadan alsın, ya da bina kim varsa ambulansa gelsinler. Ambulanslara roketlerle saldırı yapıldı. Bir takım iftiralarla Türkiye'yi lekelemeye çalışanlara sesleniyorum; nerede bu yaralılar? Kim olursa olsun yaralı olduğu anda ona ulaşmaya çalışıyoruz.
“Mezbahanelerden alıp defnettik biz o cenazeleri…”
Sabah 07.21 ile 15.30 arasında tüm önlemler alınmasına rağmen yaralıların tahliyesi için hiçbir gerekçe olmamasına rağmen yaralılar çıkmadılar. Belki de orada hiç yaralı yok. Yaralılardan hiçbir ses seda çıkmadı. 10 ambulans, 30 görevli, helikopter ambulans görevlendirildi. Örgütün siyasi uzantısı olan parti Meclis'te bunları dile getiriyor, al işte biz bunların hepsini yaptık. Cenaze ve yaralıların alınması için defalarca teşebbüste bulunduk. Terör örgütü üyeleri, Cizre’de, Silopi’de hayatını kaybedenlerin cenazeleri ‘ailelerden izinsiz defnedildi’ diye yaygara koparıyorlar ama mezbahanelere koydular cenazeleri, mezbahanelere! Bakın söylüyorum, yalanlasınlar? Mezbahanelerden alıp biz defnettik o cenazelelir!"