Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Kanal 42'de gazetecilerin sorularını cevapladı.
Hükümeti ekonomi üzerinden yine sert sözlerle eleştiren Davutoğlu "Perde gerisinde gidişatın kötü olduğunu düşünen insanlar, perde önüne geldiğinde ekonominin mükemmel olduğunu söylüyorlar. Bugün iktidar partisinde aklı başında herkes gidişatın kötü olduğunu görüyor" dedi.
Bülent Arınç'ın Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala çıkışını da değerlendiren Davutoğlu "Bülent Arınç tecrübeli bir siyasetçi. Nereye doğru gidildiğini görüyor. Sık aralıklarla olmasa da bu konuyu cesaretle dile getiren siyasetçilerden birisi. Biz, Yüksek İstişare Kurulundan daha net sesler bekliyoruz" diye konuştu.
Davutoğlu'nun açıklamaları şöyle:
"Var olan otoriter anlayış ve her farklı düşünceyi ihanet olarak gören yaklaşım, her eleştiriyi bir şekilde davadan sapma olarak gören yaklaşım Türkiye'de psikolojik bir gerilime yol açtı. Perde gerisinde gidişatın kötü olduğunu düşünen insanlar, perde önüne geldiğinde ekonominin mükemmel olduğunu söylüyorlar. Bugün iktidar partisinde aklı başında herkes gidişatın kötü olduğunu görüyor.
Bülent Arınç tecrübeli bir siyasetçi. Nereye doğru gidildiğini görüyor. Sık aralıklarla olmasa da bu konuyu cesaretle dile getiren siyasetçilerden birisi. Biz, Yüksek İstişare Kurulundan daha net sesler bekliyoruz.
O partinin içindeyken Sayın Erdoğan'a hakikatleri söyledim. Gereğini yapmadılar. Ailenin siyasete girmesinin yanlış olduğunu da her seferinde söyledim. Bunun devlet hayatını tahrip edeceğini de söyledim. Bunlar dinlenmedi, bu sefer kamuoyuyla paylaştım.
"FAİZ İLE ENFLASYON ARASINDA KURDUĞU İLİŞKİ DE YANLIŞ"
Eğer Sayın Cumhurbaşkanı, akrabalık bağları ve başka irtibatlar olmamış olsaydı kendisinin en yakın arkadaşının kurduğu kabineye karşı MKYK'da bir darbe yapılmasını teşvik etmemiş olsaydı şu anda Türkiye'nin milli geliri 1 trilyon dolardı.
Ben başbakanlığı bıraktığımda milli gelir 11 bin dolardı. Şimdi 8 bin dolarda tutmakta zorlanıyorlar. Kim yaptı bunu. Peki bunun bedelini kim ödedi? Halk ödedi. Dünyada dolar değer kaybederken Türkiye'de dört misline çıktıysa bunun hesabını kim verecek?
Ekonominin e'sini bilen birisi Berat Albayrak'ın yaptığı ekonomik operasyonların tümünün yanlış olduğunu bilir, Sayın Cumhurbaşkanının faiz ile enflasyon arasında kurduğu ilişkinin de yanlış olduğunu da bilir. İstifa makama yapılır.
Af falan talep etmiyor aslında, sitem ediyor. 'Sonumuz hayrolsun' diyerek, size bir felaket bırakıyorum diyerek bir meydan okuma da var. İhtilafımız olsa da Cumhurbaşkanı makamının onurunu korumak görevimiz.
"BU YETERİ KADAR AYIPTIR"
Hayatı boyu Kudüs'ü savunduğunu söyleyen bir neslin iktidarı olduğunu iddia eden bir lider, Kudüs'ü ebediyen İsrail başkenti ilan eden ve Kudüs'e İsrail Amerikan Büyükelçiliği'ni taşıyan bir başkanı ümit olarak görüyor. Bu yeteri kadar ayıptır. Ve bu nasıl bir milliyetçilik ki; tarih boyu hiçbir Türk devlet başkanının almadığı bir mektup 'aptal olma' diyerek alındı ve 4 yıl daha Amerika'da görmek istediler. Vicdan sahibi her vatandaşıma sesleniyorum: Dava dava diye gelinen yere bir baksınlar...
Halkınıza dönük propaganda yapmak için her gün dış mihrak dedikten sonra, her gün ey batı dedikten sonra, her gün dünya beşten büyüktür dedikten sonra Kudüs'ü İsrail başkenti ilan eden bir Amerikan başkanına bel bağlamazsın.
Yüz binlerce Uygur Türkünü toplama kampına alan, milyonlarca Uygur Türkünü açık hava hapishanesine dönüştüren Çin'e karşı sus pus oturmazsın. Sayın Erdoğan'ın ve iktidarın mazlumların sesi olma iddiası tümüyle çökmüştür.
"REZA ZARRAB TÜRKİYE'YE İHANET ETTİ"
Reza Zarrab, ona 'hayırsever' diyen Erdoğan'a ihanet etti. Türkiye'ye ihanet etti. Türkiye, Reza Zarrab için büyük bedeller ödedi. Hak ediyor muydu bu adam? Tomar tomar dolarların yanında resim çektiren bir adam hak ediyor muydu? Bu muydu dava dediğimiz şey?
Sayın Cumhurbaşkanı da ibadet, ticaret, ihanet diye tanımladı ama tabandaki samimi, sıradan insanlar ceza gördü ama darbenin içinde olanlar büyükelçi yapıldı bu memlekette. Sıradan fakir bir ailenin oğlu o okullarda okuduysa bütün aile cezalandırıldı, o okullardan mezun olanlar Türkiye'nin Hazine ve Maliyesi'ni yönetti.
Sayın Bahçeli'ye koalisyon görüşmesi için gittiğimde saati 17:25'e ayarlıydı ve FETÖ'nün iddia ettiği 17-25 Aralık dosyalarının açılmasını istiyordu ama şimdi susuyor.
"TÜRKİYE'DE TROLLEŞMENİN İKİ ADRESİ VAR"
Türkiye'de trolleşmenin iki adresi vardır: FETÖ ve Pelikan. Zamanla ortaya çıkacak ki; bu iki unsur birbirleriyle beraber hareket etti ve önlerinde engel gördükleri, başta ben olmak üzere kim varsa onları tasfiye etmeye çalıştılar. İçinde Selim Temurci'nin, Nedim Yamalı'nın, Musa Arat'ın ve birçok başka kahramanın olduğu parti FETÖ'ye karşı en büyük teminattır.
Yarın, bugünkü Cumhurbaşkanına karşı başarılı olma ihtimali olan bir darbe teşebbüsü olsa -Allah muhafaza- bugün onu desteklediğini iddia eden herkes köşesine çekilir ve pusuya yatar o gece olduğu gibi ama biz meydanda seçilmiş Cumhurbaşkanını savunuruz.
2019 seçimlerinde Ankara'da belediyeye teröristler yerleştirilecekler dendi, aynı dönemde Abdullah Öcalan'dan mektup getirildi. Hangisi ihanet?
Türkiye'nin başlı başına bir anayasa meselesi var. Darbelerden sonra anayasalar yazıldı. Her şeyden önce kapsayıcı, sivil ve katılımcı bir anayasa yazmak lazım."