Onun için heyecanlı bir gündü. Her karşılaşma öncesi yaptığı gibi, Messi’nin bir maçını açıp DVD’de pür dikkat izledi. Formasını giydi, sahaya çıktı. Danimarka Super Liga’nın lideri Copenhagen’la oynayacaklardı. 18 yaşındaki Emre Mor, maçın 55. dakikasında golünü atıp takımı Nordsjælland’i öne geçirdiğinde hayatı da değişiyordu. Üstelik o an, tüm dünyanın dikkatini çektiğinden de habersizdi.
Hürriyet'in haberine göre kendini bildi bileli futbol oynuyor Mor. 4 yaşında mahalle arasında değmiş ayağı ilk defa topa; ülkedeki dokuz yıllık zorunlu eğitimi tamamladıktan sonra 16’sında sırf bu uğurda okumayı bırakmış. 2013’te sakatlanınca bir daha futbol oynayamayacağı korkusuyla ayağına 2.5 kiloluk demir takıp egzersiz yapmışlığı da var. Küçüklüğünden beri hayali, Kopenhag’daki 42 bin seyirci kapasiteli, Galatasaray’ın da UEFA Kupası’nı kaldırdığı Parken Stadyumu’nda oynamakmış. Ancak ne istediğini bilen bir insan hayalini gerçekleştirebilir, değil mi? İşte Emre’ninki de o hesap. Parken’de oynarken çekilmiş bir fotoğrafını Instagram’da ‘İşte o an’ notuyla paylaşmıştı...
Emre uzun yıllardır başkent Kopenhag’ın Tijnberg semtinde yaşadı. Burası, göçmen ailelerin yoğun olarak bulunduğu bir yer. Hali vakti yerinde Danimarkalılara burada pek rastlanmıyor. Göçmen gençlerin mensup olduğu uyuşturucu çeteleri arasında silahlı çatışmalara Tingbjerg’de tanık olabilirsiniz.
‘FEDERASYON ONU NASIL İKNA EDEMEDİ’
Bir süredir futbolumuzun ‘Üç Büyükler’ namlı takımlarıyla ismi anılan Emre Mor, ‘Euro 2016’ öncesi kararını verdi ve Bundesliga’nın üst düzey ekiplerinden Borussia Dortmund’un yolunu tuttu.
Hem Danimarka’nın hem Türkiye’nin hayran olduğu süper yetenek işte buradan çıktı. Ülke basını onun hakkında manşet atmaya doyamıyor: ‘Zlatan’dan daha pahalı’, ‘90 milyon krona satıldı’, ‘Rekor Mor’, ‘Şımartılmış olağanüstü yetenek...’ Türkiye Milli Takımı’nı seçip bir de üstüne Borussia Dortmund’a transfer olunca Danimarka’daki yorumları merak edip aradığım Ekstra Bladet yazarı Gisle Thorsen, onun hakkında şunları söyledi: “Bu sezon burada çok konuşuldu; normalde bir Danimarkalı futbolcuda görmediğimiz teknik becerileri var ve hiç şüphe yok ki o büyük, çok büyük bir yetenek.” Ülkesinde birçok insanın onun gidişine üzüldüğünü söyleyen Thorsen, Danimarka’da kalması için yeterince çaba göstermemesi nedeniyle futbol federasyonunun epeyce eleştirildiğini de belirtiyor.
Federasyonu topa tutan kişilerden biri de Morten Crone Sejersbøl. Berlingske gazetesinin spor müdürü olan Sejersbøl, “Topa bu kadar hâkim birini çok nadiren görürüz. Emre’nin yılın flaş ismi olacağı çoktan belliydi. Ülkemizde bu kadar yetenekli oyuncular yokken, federasyon nasıl oldu da onu Danimarka için oynamaya ikna edemedi, bilemiyorum. Bu duruma hâlâ şaşırıyoruz” diyor.
“Danimarka tarihinde bu kadar üstün yetenekli bir futbolcu görmedik” cümlesini duyacağımızı tahmin etmemiştik. Bunu yine Ekstra Bladet gazetesinden spor yazarı Mads Glenn Wehlast söylüyor. Ona göre Emre’nin Danimarka Milli Takımı’nda oynamıyor olması ülkeleri adına çok büyük bir kayıp. Yine de seçimini anlayabildiğini söylüyor: “Burada doğmuş büyümüş olabilir ama o bir Türk.”
EGOSUNU TÖRPÜLEMELİ
Türkiye’yi seçmeden önce Emre’yi izleyen Milli Takım yetkilileri, genç futbolcunun stilini Lionel Messi’ye benzetmişti.
Danimarka Spor Yazarları Derneği Başkanı Andreas Kraul, Emre’yi diğer futbolculardan ayıran özelliğinin sürati ve topa bakmadan meşin yuvarlakla birlikte koşabilmesi olduğunu ifade ediyor... Ama Kraul’un bir de uyarısı var: Evet, Emre yetenekli. Ama yetenekli onlarca futbolcu var. Messi’yi, Ronaldo’yu farklı yapan, yeteneklerinin yanı sıra çok çalışıyor olmaları. Sejersbøl da Emre’yi biraz sabırsız görüyor. Kendini en yüksek seviyeye zihinsel olarak da hazırlaması gerektiğini söylüyor.
Övgülere boğulmaya alışık bir isim Mor ama artık eleştirilere de hazır olması lazım. 8 Haziran tarihli BT Gazetesi’nde Flemming Brandt’ın yazdıkları örneğin, Emre’ye bir uyarı niteliğinde: “Emre Mor her zaman en iyi olacağını düşündü ama takıma uyum sağlamada sorun yaşadı. Şimdi onu yeni bir macera bekliyor, disiplin ve çok çalışma kültürünün esas olduğu bir ligde kendini ispatlamaya çalışacak. Yeni kulübü Dortmund’da başarılı olmak istiyorsa, egosu üzerine çalışmalı. Daha önceki kulübü Lyngby Boldklub’da sorunlar yaşamıştı. Kulüp, yaptığı açıklamada kendi değerlerini kaybetmeden, Emre’nin potansiyelini ortaya çıkartmalarının mümkün olmadığını bildirmişti. Ama FC Nordsjælland’de teknik direktör Kasper Hjulmand genç yeteneğe inandı ve Superliga kadrosuna dahil etti.” Yazıda, Emre Mor’dan da bir alıntı vardı: “Superliga’yla tanışmak zor oldu. İniş ve çıkışlarım oldu. Başlangıçta uyum sağlamakta zorlandım çünkü burası çok disiplin istiyor. Bu seviyede oyuncular istedikleri gibi davranamazlar, yıldız olsanız da herkes disiplinli olmak zorunda.”
Onu tanıyanların ‘sakin, esprili, çocuk ruhlu ve saygılı’ diye tarif ettiği Emre Mor, şimdilik durdurulamaz bir yükselişinin içinde görünüyor. ‘Anlıyor ama konuşamıyor’ kıvamındaki Türkçesi için özel derslere de başlamış. Ondan beklentilerin büyük olduğu doğru. Her anlamda... Neyse ki hayat mottosu: “Onlar beni yıkmaya çalışıyor ama yıkılmaz olduğumu bilmiyorlar.” Ne diyelim... Bol şans...
NASIL KEŞFEDİLDİ?
** Emre futbola, Danimarka’nın ikinci lig takımı Bronshoj Boldklub’un altyapısında başladı, akabinde 1. Lig takımlarından Lyngby’ye transfer oldu. 2015’e kadar burada oynayan Emre Mor, geçen sezon yine Danimarka’nın kalburüstü ekiplerinden Nordsjælland’e transfer oldu. Takımının Super Liga’da gol atan en genç futbolcusu unvanını da hemen eline geçirdi.
** Fatih Terim’in de dikkatini çeken Emre’nin maçlarını önce Terim’in yardımcısı olarak görev yapan Abdullah Ercan izledi. Akabinde bir diğer yardımcısı Tuncay Şanlı, Emre’nin maçını bilgisi dahilinde izledi ve kasete aldı. Görüntüleri izleyen Milli Takım Teknik Heyeti, Emre’nin tarzını Messi’ye benzetince, Şanlı bu kez Emre’yi habersiz olarak izlemek üzere yine Danimarka’nın yolunu tuttu. Yorumlar yine aynıydı. Geçen şubat ayında da Fatih Terim tarafından Türk vatandaşlığını almaya ikna edildi.
HOCALARI NE DİYOR?
** Dortmund’un sportif direktörü Michael Zorc onun için “Çok çok büyük potansiyele sahip bir oyuncu” diyor. Danimarka U16 antrenörü Per Holm’sa “Çok çalışmayı öğrendi ve olgunlaştı. En iyisini ortaya koyması gerektiğinde şansını mutlaka deniyor” yorumunda bulunuyor.
** Nordsjælland takımındaki antrenörü Kasper Hjulmand daha iddialı laflar etmiş: “İnanılmaz şeyler yapıyor. Ayağı çok hızlı ve bir sonraki hamlesi öngörülemiyor. Siz ondan pas vermesini beklerken, o bir anda topun yönünü değiştirip başka bir yere doğru koşmaya başlıyor. Ve bunu yaptığında onu yakalamanız kesinlikle mümkün değil.”
‘MOR’, ANNE DEMEK
** Emre Mor, 24 Temmuz 1997’de Kopenhag’da doğdu. Babası Uşaklı, eskiden bir restoran işletiyormuş. Annesi Güzela Bekirova ise Makedonya kökenli bir ev hanımı. Bir de Hüseyin isimli erkek kardeşi var. Bir trafik kazası sonrası yaralanmaya sebebiyet vermekten ve sigortasız araç kullanmaktan dolayı dört ay hapis yatan babası, geçen günlerde serbest kaldı ve aile Fransa’da bir araya geldi.
** ‘Mor’, Dancada ‘anne’ anlamına geliyor. Emre’nin annesine olan düşkünlüğünden de bahsedelim. Instagram hesabındaki ilk fotoğrafı bile annesi Güzela Bekirova’nın fotoğrafı. Üstelik altında “İlk görüşte aşka inanırım. Çünkü gözlerimi ilk açtığım andan beri annemi seviyorum” yazmış.