ÖZEL HABER / HİLAL ÖZTÜRK
Ankara 28. Mekanize Piyade Tugayı iddianamesinde yer alan şüpheli tankçı askerlerin ifadelerinde, FETÖ’cü komutanların halkı IŞİD teröristi olarak hedef gösteren kan donduran emirler verdiği ortaya çıktı. Darbeci Piyade Kurmay Yarbay Ertuğrul Terzi’nin herkesi tabur önünde toplayarak “Genelkurmay’a IŞİD saldırısı oldu. Yolda karşınıza çıkacak insanlar vatandaş değil. Genelkurmay’a ulaşabilmek için karşınıza ne çıkarsa ezip geçin. Genelkurmay’a ulaşmanızı engelleyen kim olursa vurun, geri adım atılmayacak” emrini verdiği belirlendi. Bazı askerlerin emri yerine getirdiği bezı askerlerin de “Halkı ezemem” diyerek emre karşı çıktığı dosyada yer aldı. Şüpheli askerler tatbikat olarak başlayan hazırlıkların gerçek mühimmatların zırhlı araçlara konulmasıyla farklı birşeyler olduğunu anladıklarını belirttiler. Bölük komutanı Üsteğmen Bora Polat’ın “Komutanım biz tatbikatlarda hiç mühimmat almıyorduk” diye soran askerleri “IŞİD helikopterle 1.5 ton patlayıcı getiriyormuş, bu tatbikat değil, gerçek. Genelkurmay’a gidiyoruz, ZMA ve top merminizi araçlarınıza götürün” diyerek askerleri harekete geçirdiği ifadelerde anlatıldı.
‘EMİR KOMUTA ZİNCİRİ’ KIRILDI
Öte yandan darbe girişimine katılan askerlerin ‘emir komutaya bağlı olarak hareket ettik’ ‘tatbikat dendi’, ‘terör saldırı olduğunu düşündük’ gibi savunmalarını, savcı dikkat çekici ve kapsamlı bir değerlendirmeyle çürüttü. İddianamedeki o bölümler şöyle: Askeri darbe başladıktan hemen sonra Cumhurbaşkanı halkı sokağa çağırdı. Bunu duyurmak için camilerden sela okunmaya başlandı. Hemen hemen her camide imam ve vaizler halka askeri darbeye karşı çıkması için çağrılar yaptı. Olağanüstü zamanlarda başvurulan bu uygulama ülke çapında sonuç verdi. Şüpheliler daha Mamak 28. Mekanize’den çıkarken selaları duymasına rağmen işledikleri kötülüğü sürdürmeleri ile de kasıtlarını açık ettiler. Şüpheliler zırhlı araç ve tankların geçişini engellemek için sivil halkın yollarda toplandığını, araçlarıyla barikatlar kurduğunu, vücutlarını siper etmeye çalıştıklarını, bütün bu engelleme gayretini gördü. Halk durdurdukları şüphelileri darbeden vazgeçirmek için saatlerce dil döküp iknaya çalıştı. Ancak şüpheliler aldırış etmediği, kurulan barikatlara rağmen tanklarla sivillerin malına zarar verip, halka ateş açarak yollarına devam etti. Kamera görüntülerinden yapılan tespitlerde kendilerine engel olmaya çalışan masum sivil insanları katlettikleri, şüphelilerin ellerindeki silahları sivil halka karşı gözleri dönmüş şekilde vahşice acımadan kullandığı tespit edildi. Şüphelilerin tamamında cep telefonu vardı. Aile ve arkadaşlarıyla görüşmeler yaptılar, devamlı sosyal medyaya ulaştılar, askeri bir darbe olduğunu ve olağanüstülüğün bundan kaynaklandığını biliyorlardı. Darbeyi bilmelerine rağmen kasten içinde yer aldıkları anlaşıldı.
ZİMMETLİ SİLAHLARI KARIŞIK DAĞITTILAR
Dosyada darbe hazırlığının haftalar öncesinde yapıldığına dair tespitler de yapıldı. Tabur Komutanı Yarbay Nuri Büyükyazıcı’nın odasında tank ve personelin darbeye hazırlanması ile ilgili çeşitli notlar bulunduğu belirtilerek, şehir krokisindeki işaretlemeler ve hava fotoğraflarına göre emir komuta zinciri dışında açık bir darbe hazırlığı yapıldığı, şehir planı ve kavşakların hava fotoğrafları, bombalanan özel harekat, istihbarat daire başkanlığı ve Çankaya Köşkü’nün hava fotoğraflarının önceden alınıp incelendiği, hangi kavşağa kaç tank veya zırhlı aracın yerleştirileceğinin planlandığı bildirildi. Bu hazırlıkların askeri bir darbeye işaret ettiği belirtilen iddianamede, notlarda sağlam personel seçildiği, alarm verildikten sonra zimmetli silahların verilmeyerek silahların özellikle karışık dağıtıldığı vurgulandı. Önceden yapılan bütün bu hazırlıkların şüphelilerin kastını gösterdiği ifade edildi.