CHP’nin yürüyüşüne eleştirilerini sürdüren Erdoğan, “Adalet yollarda değil adliye binalarında aranır. Yollarda yasal yürümeniz hükümetimizin lütfudur” dedi. Enis Berberoğlu’nun tutuklanması konusunda ise, “Devlet sırlarını tahrif etmek gazetecilik faaliyeti olarak görülemez” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, uluslararası karalama kampanyalarına kalemşörlük yapmanın gazetecilik olmadığını vurgulayarak, FETÖ’cülerin servis ettiği çarpıtmaların üzerinden devleti, devletin güvenliğini, ülkenin geleceğini hedef almanın asla gazetecilikle bağdaşmayacağını söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Huber Köşkü’nde medya temsilcilerine iftar verdi. Erdoğan’ın iftar yemeğine gazetemizi temsilen İmtiyaz Sahibi Mehmet Aydın, Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Kiras, Ankara Temsilcisi Yusuf Ziya Cömert ve yazarımız Mustafa Karaalioğlu katıldı. Erdoğan yemeğin ardından yaptığı konuşmada, eski CHP Milletvekili Enis Berberoğlu’nun MİT tırları davasında 25 yıl hapis cezasına çarptırılarak tutuklanmasını ve CHP’nin buna tepki olarak başlattığı ‘demokrasi yürüyüşünü’ değerlendirdi.
Bugün ortalığı ayağa kaldıranların, nümayişle suç bastırmaya çalışmak yerine, öncelikle kendilerini hesaba çekmeleri gerektiğini ifade eden Erdoğan, “FETÖ ile iş birliklerini sorgulamalıdırlar. Hukuk önünde hiç kimse layüsel değildir, dokunulmaz asla değildir. Kendi istedikleri kararlar çıkmadığında yargı kurumuna saldıranlar en büyük zararı bu ülkeye veriyorlar. Unutmayın adalet yollarda değildir. Adliye binalarındadır. Rahmetli Demirel’in dediği gibi ‘Yollar yürüyerek aşınmaz.’ Bunu aşındıramazlar. Varsa bir haksızlık müracaat edeceğin yer bellidir. Siyasette sözü olanın bunu ifade edeceği yerde yol kenarları değil, Meclis kürsüsüdür” diye konuştu.
YÜRÜYÜŞ İŞGALE DÖNMESİN
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sözü olanın bunu Meclis’te ifade etmesi gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Mahkeme kararına itirazın da usulleri bellidir. Bunun dışında bir hareket tarzının, ne ülkeye ne millete ne de adaletin tecellisine bir katkısı olmayacaktır. Zira biz ülkemizi güçlü kılmak istiyorsak, biz bu ülkeyi birlik, beraberlik içinde muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarmak istiyorsak, o zaman ülkeyi karıştırmanın hiç bir anlamı yoktur. Sizin gibi 15 Temmuz’da da bunu yapanlar oldu. Sizin 15 Temmuz’dakilerden ne farkınız var? Onların elinde F-16 ‘lar vardı. Helikopter ile saldırıyorlardı, tanklarla, toplarla saldırıyorlardı. Sizlerde şu anda yollarda yürüyüşleri yapıyorsunuz. Akşam da karavanlarda istirahat ediyorsunuz işte olay bu. Sizler eğer kalkıp da ‘TEM’i veya E-5’i de işgal ederiz.’ filan diyecek olursanız o zaman durum aynı 15 Temmuz’a dönüşür ki ona da tabii müsaade etmek gibi bir lüksümüz asla yok. Zaten yapılan iş şu an hukuki değildir, onu da söyleyeyim. Bunu yasal yollardan, böyle bir adımı atmak suretiyle gidişiniz şu andaki hükümetimizin bir inceliğidir, daha da ileri gidiyorum bir lütfudur. Bunun da çerçevesi içerisinde devamı ama bu şekilde kalkıp da gerek ulusal gerek uluslararası bazda özellikle ülkemizi özgürlüklerin olmadığı bir ülke havasında yansıtmanın gayreti içine girmek asla bu ülkeye bir şey kazandıramayacağı gibi kendilerine de bir şey kazandırmayacaktır. Bunu bir tehdit yolu olarak düşünüyorlarsa hiç mi hiç kazandırmayacaktır. Zira her şey ortada.”
ENİS BERBEROĞLU TEPKİSİ
“Özellikle darbe dönemlerinde Türk medyasının nasıl kötü bir imtihan verdiğini sizler çok daha iyi biliyorsunuz” diyen Erdoğan, Berberoğlu’nun tutuklanması hakkında ilk kez konuştu ve şu değerlendirmeyi yaptı: “Nasıl siyasetçiler hukuk içinde hareket etmek zorundaysa, şüphesiz ki gazetecilerin de medya dünyası mensuplarının da aynı şekilde hukuka bağlı kalmak zorunda olduğu bir Türkiye’de yaşıyoruz. Haber peşinde koşmakla, ihanete aracılık etmek tamamen farklı şeyler. Manşetini, kalemini, gazete sayfalarını, terör örgütünün emrine verenlerle, eline silah alıp dağa çıkan arasında temelde bana göre hiçbir fark yoktur. Terör örgütü mensupları ile işbirliği içinde hukuku çiğnemenin, milli güvenliği tehdit eden eylemlere girişmenin elbette bir müeyyidesi olacaktır. Dünyanın hiç bir ülkesinde devlet sırlarını yasa dışı yollarla tahrif ederek sözüm ona haberleştirmek gazetecilik faaliyeti olarak görülemez.”
Yargı sizi davet ederse şaşırmayın
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye İhracatçılar Meclisi Genel Kurulu’ndayaptığı konuşmada da CHP’nin yürüyüşüne yönelik tepkisini sürdürdü ve şunları söyledi: Eğer bu yolla hukuk elde edeceklerini zannediyorlarsa bu mümkün değil. Anayasa’nın 138. maddesini çiğniyor olmasının hiçbir izahı yok. Eğer yargı bu tür baskılar altında kalırsa biz yargıdan adaleti nasıl bekleyeceğiz? Öyle elde ‘adalet’ pankartlarıyla dolaşmak da adaleti getirmez. Adaleti aramanın yeri parlamentodur. Anayasanın 138. maddesi A’dan Z’ye herkes için çalışır ve yargı yarın eğer sizi de bir yerlere davet ederse şaşmayın. Bizim buradaki dayanışmamız çok çok önemli. Kimsenin bunu hırpalamaya hakkı yok. Ramazan ayı içinde milleti sokağa doğru bir şey değil.”