Cumhurbaşkanı Erdoğan İnvoasyon Haftası ödül törenine katıldı. Erdoğan burada yaptığı konuşmasında Avrupa ülkelerine yüjklendi ve Türk baharı özlemi çekiyorlar diyerek uyardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları;
IDEF Savunma Sanayi Fuarında çok önemli ürünlerin sergilendiğini gördük. Diğer ülkelerin yarım asırda geldiği yere bizim firmalar 3-5 yıllık gayretle ulaştı.
Ülkemizi hedef alan saldırılar karşısında çok daha güçlü duruş sergileyebiliyoruz. Tuzaklar, tezgahlar karşısından kendi göbeğimizi kendimiz kesmeyi başardık. İnovasyona uygun yapımız bu başarıdaki en önemli sebeptir.
Geçen ay itibarıyla ihracatımız geçen yılın aynı ayına oranla yüzde 5,4 artarak 15 milyar 273 milyon dolara ulaştı. İhracatımızın ithalatımızı karşılama oranı yüzde 84,4’e ulaştı. 2023 hedeflerimize ulaşabilmek için yaptığımız ihracatın katma değerini yükseltmemiz gerekiyor. Türkiye iğneyle kuyu kazma dönemini geride bırakıp, kanatlanıp uçma döneminin eşiğine gelmiş durumdadır. İhracatımızın katma değerini geliştirmek için inovasyona daha çok önem vereceğiz. Yapay zekanın her alanında etkinliğini hissettirdiği bir dönemde konvansiyonel yöntemlerle ön plana çıkamayız.
TİCARİLEŞTİRMEDE SIKINTILAR VAR
Reel sektörümüzle, güç kaynağımızla milletimizle el ele verdiğimizde Allah'ın izniyle bunu başaracağımıza inanıyorum. 24 Haziran'la birlikte yeni yönetim sistemimiz bu konudaki en önemli fırsatımızdır. Gittiğimiz her yerde mal ve hizmet ihracatçılarımızın, girişimcilerimizin sesi olmaya, onların önlerini açmaya çalıştık. Ülkemizi çok önemli bir yere getirdik. Sanayicimiz daha çok çalışacak, ihracatçılarımız yeni pazarlar bulacak. İhracatımızın katma değerini yükseltmek için inovasyon, tasarım, teknoloji ve araştırma geliştirmeye daha çok önem vereceğiz. Biz üretkenlikte değil bunu sisteme bağlayıp ticarileştirmede sıkıntı yaşıyoruz. İnşallah bu tür platformlar en ücra köşedeki marangozumuzdan en modern tesisimize kadar her yerde bu anlayışın yerleşmesine katkıda bulunacaktır.
DİJİTAL DÖNÜŞÜM HIZLANDI
Göreve geldiğimizde ihracat 36 milyar dolardı, biz 169 milyar dolara ulaştık. Bu yıl inşallah ihracat rakamlarını çok daha ilerilere taşıyacağız. Giderek sertleşen rekabet ortamının üreticilerimizin maliyetlerini aşağıya, ürün kalitesini yukarıya doğru çekmeye çalıştığını biliyoruz. Bu zor denklemin çözüm yolu da inovasyon ve yenilikçilikten geçiyor. Tüm kamu kurumlarında dijital dönüşümü hızlandırdık. Bununla birlikte dijital ekonomiyi de hızlandırmış bulunuyoruz. Dijital dönüşüme kritik bir politika olarak sahip çıkıyoruz. İhracatçılarımız, büyük sanayilerimiz, KOBİ'lerimiz başta olmak üzere yeni dönemin ruhunu kavradığına inanıyorum.
Türkiye'yi 2023 hedeflerine ulaştırana kadar hiçbirimize durmak dinlenmek yok. Dünyaya ne kadar açılırsak hedeflerimize o derece yaklaşırız. Her ne kadar birileri bizi kendi içimize kapanmaya zorluyorsa bu tuzağa düşmeyeceğiz. Kendimiz, evlatlarımızın umudunu bize bağlamış tüm dostlarımız için her alanda ülkemizi zirveye taşıyacağız. Göreve geldiğimde bizim savunma sanayindeki yerli üretimimiz yüzde 20 idi. Ama şimdi yüzde 68'e çıktı. Bunu yakalamamış olsaydık terörle mücadelede başarıya ulaşamazdık. Bu başarı artarak devam ederken inşallah çok kısa zamanda da terörün belini bu ülkede kıracağız buna inancımız tam.,
İSTEDİKLERİ KADAR SALDIRSINLAR
17 yılda ülkemizi 3 katından fazla büylütmeyi, ihracatını 4,5 kat, turizmini 4 katına çıkarmayı başarmış bir ülkeyiz. En önemli terör örgütlerini yerle yeksan etmiş bir ülkeyiz. Mesele birlik ve beraberlikse hamdolsun vesayetle mücadeleden darbe girişimlerine kadar her konuda tek yürek, tek yumruk olarak hareket eden bir milletiz. Ecdadın 600 yıllık bir cihan devletinin küllerinden yepyeni cumhuriyet kurmayı başardığı yerde biz bu genç fidanı yeni bir çınara dönüştürmeyi başarırız. İstedikleri kadar birliğimize, beraberliğimize, ekonomimize, sınırlarımıza saldırsınlar. Bu tür operasyonlar sadece bizim hedeflerimize ulaşma azmimizi daha da perçinler ve bizi daha da güçlü kılar.
AB'YE SERT SÖZLER
Rahmetli Menderes'le demokrasinin, rahmetli Özal'la dışarı açılmanın tadına varan ülkemiz bizim dönemimizde dünyaya açılmaya kavuşmuştur. Türkiye Cumhuriyeti'nin gücünü hisseden her Türk vatandaşı kendini güvende hissediyor. Rekabette olduğumuz kesimler elbette rahatsız oluyor. Türkiye'nin AB'ye tam üye yapılmamasının başka türlü izahı olabilir mi? Çok fazla büyükmüşüz. Şimdi bunlar böyle istiyor diye, bunların paşa keyfi öyle istiyor diye biz küçülelim mi? Boşuna üç çocuk demiyorum. Daha da büyüyeceğiz. Avrupa ülkeleri huzur içinde yaşıyor olmaları Türkiye'nin 4 milyon göçmeni kendi topraklarında misafir etmesine borçludur.
TÜRK BAHARI ÖZLEMİ
Hani söz vermiştiniz, 3 + 3 milyar Avro bize ödeyecektiniz, ne oldu? Bunlar dürüst değil, bunların hayatı yalan. Şu ana kadar 35-36 milyar dolar burada harcama yaptık, bundan sonra da yapacağız. Bazıları rahatsızlık duyabilir, duysun. Gençler unutmayın, bizim medeniyetimiz ensar ve muhacir olayını çok iyi bilir. Biz şu anda varil bombalarından kaçan bu insanlara kapılarımızı açarak ensar görevini yerine getirdik. Aynı durum bizim de başımıza gelebilirdi. Hamdolsun böyle bir şey yok. Biz bu görevi yerine getirmek suretiyle tüm insanlığa bir ders verdik. Biz kaybeden olmayacağız, yine kazanan olacağız. Bu bölgenin kazananı da yine biz olacağız. Para pulu bir kenara bıraktık. Ülkemizin Suriyeli topraklarını yeniden güvenli hale getirme çabalarına destek bulamıyoruz. Hala kafalarında bir Türk baharı özlemi var. Halbuki onların girdiği her yer kara kışa dönmüştür. İşte buyrun Avrupa şehirleri cayır cayır yanıyorlar. Daha çok yanacaksınız.
Suriye'yi önce bataklık hale getirip sonra bundan şikayet edenler şimdi de ülkemizin sınırlarını bir terör koridoruyla kuşatmaya çalışıyorlar. Şimdi 100 yılın projesi diye bir şey çıkardılar. Bu proje tamamen Ortadoğu'yu karıştırma projesidir. Böl, parçala, yut mantığının yeni bir jargonla uygulamasıdır. Türkiye olarak buna müsaade etmeyeceğiz. Suriye'de ülkemize yönelik hiçbir tehdide izin vermeyeceğiz. Münbiç ve Fırat'ın doğusu dair tüm Suriye topraklarını buraların gerçek sahiplerine teslim edene kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Türkiye ne Ortadoğu'dur ne Balkanlar'dır ne de Güney Amerika'dır. Türkiye coğrafyasındaki bin yıllık hakimiyeti ve birikimiyle kimsenin yutamayacağı büyük bir lokmadır. Bunu böyle biliniz.