Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin güvenlik politikasını değiştiğini artık içeride savunmada değil her alanda etkin bir mücadele yürüteceklirini söyledi. Erdoğan Misak-ı Milli’nin de dönemin güçlerince tam olarak uygulanamadığını belirterek “1923’ten beri bir kısır döngü içine hapsedilmemizin sebebi bin yıllık geçmişimizi bize unutturmaktır” dedi.
Beştepe’deki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde muhtarlarla buluşan Erdoğan’ın gündeminde; Türkiye’nin yeni güvenlik politikası, PKK ve Gülen örgütleriyle mücadele,Fırat Kalkanı Harekâtı ve Musul operasyonu da vardı. Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyle:
* MİSAK-I MİLLİYİ KORUYAMADIK: Osmanlı’nın yıkılışı millet üzerinde derin bir yara açmıştır. 2.5 milyon metrekare olan topraklarımızın büyüklüğü Lozan’ın imzalanmasıyla 700 bin metrekareye düşmüştü. Maalesef hem batı hem de güney sınırlarımızda Misak-ı Milli hedeflerimizi koruyamadık. Dönemin şartları itibarıyla bu durumu mazur görenler, göstermeye çalışanlar olabilir. Bu yaklaşımı bir yere kadar mazur görmek mümkün. Asıl vahimi, zorunluluklardan kaynaklanan bu durumu esas olarak kabul edip kendimizi tamamen bu kabuğun içine hapsetme anlayışıdır. Biz işte bu anlayışı reddediyoruz. Türkiye’yi 1923’ten beri böyle bir kısır döngüye hapsedenlerin amacı coğrafyamızdaki bin yıllık varlığımızı, Selçuklu ve Osmanlı geçmişimizi bize unutturmaktır.
* 93 YILDIR BAŞIMIZA GELENLER: 2016 yılında 1923’ün psikolojisi ile hareket edemeyiz. Bunda ısrar etmek ülkeye ve millete yapılacak en büyük haksızlıktır. Cumhuriyetimizi kurduğumuzdan beri dünyada her şey değişirken biz, o tarihteki konumumuzu korumayı kazanç olarak göremeyiz. Çünkü biz Kurtuluş Savaşımızı ‘hatt-ı müdafaa yoktur, sath-ı müdafaa vardır, o satıh bütün vatandır’ stratejisiyle kazanmış bir milletiz. İstiklalimizi bu anlayış ile kazandığımız halde bizi Cumhuriyet tarihimizin tamamını ‘hatt-ı müdafaa’ ile geçirmeye zorlayan anlayışı geride bırakmak mecburiyetindeyiz. 93 yıldır başımıza ne geldiyse bu anlayıştan gelmiştir.
* BEDEL ÖDEMEK İSTEMİYORUZ: Türkiye artık bu yanlış güvenlik anlayışını terk etmiştir. Bundan sonra sorunların kapımızı çalmasını beklemeyeceğiz. Artık sorunların üzerine biz gideceğiz. Terör örgütleri, nerede faaliyet gösteriyorsa orada tepelerine tepelerine bineceğiz. Sineklerle uğraşmak yerine bataklığı kurutacağız. Ülke içinde ve dışında PKK’yı saklandığı inlerinde bulup bertaraf edeceğiz.
* KÖKLERİNİ KURUTACAĞIZ: Bölücü örgütüne destek veren, imkan sağlayan kim varsa hepsinin de kökünü kurutacağız. Şimdiden söylüyorum, biz kendilerini bulup yok etmeden, nereye gideceklerse gitsinler. Aynı şekilde yurt dışında üslendiği yerlerde rahat nefes alabildikleri tek günleri olmayacak.
* YA İMHA YA TESLİM: FETÖ ile mücadele ediyoruz, bu ihanet çetesinin kamudaki, sivil toplum kuruluşları içindeki, iş dünyasındaki tüm elemanlarını adım adım takip ediyoruz. Hiçbir terör örgütünü, hiçbir teröristi biz bu topraklarda barındırmayacağız. Ya imha olacaklar, ya teslim olacaklar ya da defolup gidecekler. -ANKARA
MÜNBİÇ’İ DE ALMAMIZ LAZIM
Birileri bize akıl veriyor, ‘Dâbık’a girdiniz, iyi tebrik ederiz ama daha aşağı gitmeyin’. Ne var orada El Bâb var. Kusura bakmayın, oraya da gideceğiz. Münbiç’i de bizim kuşatma altına koalisyon güçleriyle birlikte almamız lâzım. Orası Arap ama PYD/YPG işgâl etmek istiyor. ABD’ye gidecekler dedik, söz verdiler. Rakka’da da birlikte hareket edebilir miyiz dediler, ederiz dedik.”
NUSRA HALEP’TEN ÇIKACAK
Cumhurbaşkanı Erdoğan, salı akşamı Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le Halep için yaptıkları telefon görüşmesinin detaylarını anlattı: “Halep’i konuştuk. Saat 22.00 itibarıyla orada hava bombardımanlarını durduklarını ifade ettiler. El Nusra’nın orayı terk etmesi noktasında ricaları oldu. Arkadaşlarımıza bu konuda gerekli talimatı verdik, aramızda böyle bir mutabakatı görüştük. Halep’te Allah göstermesin bir göç başlarsa nereden bakarsanız bakın en az 1 milyon insan Türkiye’ye gelecektir. Bunun bedelini kusura bakmayın da biz ödemeyiz.”
BAĞDAT GERÇEK AKTÖR DEĞİL
Bağdat yönetiminin bu oyunun gerçek aktörü olmadığı açıktır. Türkiye’nin Musul operasyonuna girmesini engellemeye çalışanlar, Suriye’deki oyunlarını bozmamızdan rahatsız olanlardır. Türkiye olarak kendi planlarımızı uygulamaya başladık. Yeni yaklaşımın gereği olarak da Musul meselesini Musul’da çözmek zorundayız.
ABD İLE MUTABAKAT
Biz kendi istiklâlimizi ve istikbâlimizi korumak için mücadeleyi nerede yürütmemiz gerekiyorsa orada olmak istiyoruz. Şu anda bunun yeri Musul’dur. Öyleyse biz Musul’da olacağız.Hava unsurlarımızın operasyona katılması için ABD ile mutabakata varıldı.
İNCELDİĞİ YERDEN KOPSUNA GELMESİN
İlişkilerimizde kalıcı tahribata yol açacak adımlar atmamak için dikkatli davranıyoruz. Aynı hassasiyeti muhataplarımızdan da bekliyoruz. Meseleyi inceldiği yerden kopsun anlayışına getirmek istemiyoruz. Bize destek olanları da çukur açanları da unutmayacağız.