Yunanistan’da 2009 yılından bu yana devam eden ekonomik kriz bu günlerde en sıkıntılı günlerini yaşıyor çünkü Avrupa Bankası (ECB) ve Uluslararası Para Fonu (IMF) tarafından kendisine verilen sürenin sonuna yaklaşılıyor. Haziran sonuna kadar Yunanistan’dan 7,2 milyar euroluk krediye ulaşması için kreditörleriyle anlaşması ve 1,5 milyar euroyu IMF’ye ödemesi bekleniyor. Buna karşın,Yunanistan’ın çizdiği tablo bu beklentileri karşılayıp karşılayamayacağı konusunda endişe yaratıyor.
Mayısın son haftasından bu yana dünya ekonomisinin iki önemli aktörü AB ve IMF, Yunanistan’ın çözüme gitmesi için ülke üzerindeki baskıyı artırıyor. Yunanistan ise, önerdiği reform paketleriyle bir yandan yetersiz bulunuyor, bir yandan alternatif sunamıyor, bir yandan da söz konusu kurumlar tarafından kendine sunulan şartları kabul etmemek için direnç gösteriyor. Avrupa ise, medeniyet kaynağını paraya satma yolunda
Yunanistan’ın yaşadığı ve yaşattığı bu belirsiz süreç, Avrupa’daki siyasi otoriteler ve uluslararası kurumların başkanları tarafından yapılan farklı yorumları da beraberinde getiriyor. Son birkaç güne bakıldığında, Yunanistan sorununda iki güçlü kadının iki farklı tepki verdiği görülüyor. Bunlardan biri AB’nin lokomotifi sayılan Almanya’nın Başbakanı Angela Merkel, diğeri ise, IMF Başkanı Christine Lagarde.
Merkel: “Kendimi bu işe adadım”
Almanya Başbakanı Merkel, Yunanistan konusuna daha ılımlı yaklaşıyor. Yunanistan’ın 20 Şubat tarihinde Euro Grubu’na ülkesinde kapsamlı bir reform yapmak için taahhütte bulunduğunu hatırlatan Merkel, Yunanistan’ın bu reformları kararlılıkla ele alması gerektiğini vurgularken, AB Komisyonu, IMF ve Avrupa Merkez Bankası’nın da bu çabaları onaylaması gerektiğini savunuyor.
Almanya’nın çabasının Yunanistan’ın Euro Bölgesi’nde kalması yönünde olduğunu konuşmalarında tekrar tekrar dile getiren Merkel, Yunanistan’a son 5 yılda Avrupa’dan benzeri görülmemiş bir dayanışma gösterildiğine dikkat çekiyor ama Yunanistan’ın bu durumda olan tek ülke olmadığını da sözlerine eklemeyi ihmal etmiyor. Merkel, Yunanistan, Avrupa Merkez Bankası ve IMF arasındaki süreçte çözüm ve öneri bulmak için yardımcı olmak istediğini dile getirirken, konunun kendisi için önemini şu sözlerle belirtiyor: “Yunanistan’ı Euro Bölgesi’nde tutmak için mümkün olan her şeyi yapmak istiyorum. Bu göreve kendimi adadım.” Ve daha sonra Merkel, belki de kendisi için Yunanistan konusunun hassasiyetini en iyi anlatan açıklamayı yapıyor: Euro’nun sadece bir para birimi değil, aynı zamanda Avrupa’daki birliğin de sembolü olduğunu ifade ediyor.
Lagarde’ın sabrı tükeniyor
Yunanistan’ın hem kendi içinde hem de uluslararası alanda yaşadığı bu krizin, ülkenin eurodan çıkmasıyla sonuçlanma ihtimali ile birlikte euronun, AB’nin ve küresel ekonominin geleceğine zarar vereceğine ilişkin kaygılar taşıyan ve daha ılımlı bir yaklaşım sergileyen Merkel’in aksine, IMF Başkanı Christine Lagarde tarafında sabırlar tükenmek üzere.
Daily Mail’in haberine göre, IMF Başkanı Christine Lagarde, dün akşam Yunanistan’ın durumuna ilişkin bir açıklama yaptı ve sert bir uyarıda bulundu. Lagarde, ülkenin IMF’e haziran sonuna kadar ödemesi gereken 1,6 milyar euroluk borcu ödememesi halinde herhangi bir ilave süre tanımayacaklarını vurguladı. “Umarım böyle bir durum olmaz” diyen Lagarde, borç ödemesi için gerçekten bir gecikme süresi verilmeyeceğini yineledi.
IMF, Brüksel’deki müzakereyi terk etmişti
IMF’in Yunanistan konusunda sabrının tükenmeye başladığının ilk sinyalleri, 11 Haziran tarihinde Brüksel’de gerçekleşen müzakerelerde, anlaşmazlıkların çözülememesi nedeniyle IMF’in görüşmeyi terk ederek ABD’ye dönmesiyle gelmeye başlamıştı. Konuyla ilgili açıklama yapan IMF Sözcüsü Gerry Rice, Yunanistan ile anlaşmadan çok uzak olduklarını belirterek, topun artık Yunanistan sahasında olduğunu kaydetmişti.