Çin, toplama kamplarında akıl almaz işkencelerden geçirdiği Uygurların peşini kaçtıkları ülkelerde de bırakmıyor. Devasa ekonomik gücü ve diplomatik ağını kullanan Pekin Uygurların iade edilmesi için dünyaya baskı yapıyor. Aralarında
Türkiye’nin de olduğu onlarca ülkeye sığınan Uygurlar ise çaresizlik içinde haklarında verilecek kararları bekliyor.
Çin’in 1 milyonu aşkın Müslüman Uygur’u sakal bırakma, namaz kılma, helal gıda arama gibi sebeplerle doldurduğu toplama kamplarına İngitere’nin resmi yayın kuruluşu BBC ulaştı. BBC’nin uydu görüntüleriyle tespit ettiği kamplara gitmek isteyen muhabiri ise Pekin’in müdahalesiyle karşılaştı.
BBC’nin “Çin’in gizli kampları” adlı haberinin başında muhabirin toplama kampı yakınlarında ziyaretçi bir aileye yönelttiği soruda Uygur bir çocuğun “Babamı ziyarete geldim!” dediği görülüyor. Ancak hemen ardından John Sudworth’un kameramanına Çinli polisler tarafından müdahale edildiği görülüyor. Haberde Ürümçi Turpan yolu üzerindeki Tapançeng kasabasında 2015 yılına ait uydu görüntülerindeki boş bir arazinin 2018 yılında devasa bir kampa dönüştürüldüğü yine uydu görüntüleriyle kanıtlanıyor. BBC muhabirleri, Tapançeng’deki kampa gitmek için yola çıktıklarında kendilerini en az 5 arabanın takibe aldığını ifade ediyor. Muhabir, ‘küçük bir kasaba kadar büyük’ dediği toplama kampında 16 gözlem kulesinin olmasına da dikkat çekiyor.
Müslüman azınlığın çilesi toplama kamplarıyla da bitmiyor. Pekin baskıdan ve toplama kamplarından kaçan Uygurların peşini sığındıkları ülkelerde de bırakmıyor. Sahip olduğu devasa ekonomik gücü ve diplomatik ağırlığını kullanan Pekin yönetimi ölümden kaçan Uygurların kendisine iade edilmesini sağlıyor. Dünyanın dört bir yanına dağılan Uygurların dramına mercek tutan ABD’nin New York Times gazetesi de bu yeni trajediye ışık tutuyor. Sığındıkları İsveç’te çaresizlik içinde Çin’e iade sürecini bekleyen Abdikadir Yasin ve eşi de binlerce benzer akıbeti yaşayan Uygurlardan. Aylardır endişeyle kendilerini İsveç’ten onlar gibi binlerce uygur türkünün hükümet tarafından zorla eğitim kampına yolladıkları Batı Çin’e döndürecek telefonu bekliyorlar.
Kaçan Uygurlar, Çin’in keyfi tutuklamaları ve sıkı yönetimine maruz kalmalarına rağmen sığınma hakkı elde etmede güçlük çekiyor. Çin’deki gibi ev sahibi ülkelerde de baskıya maruz kaldıklarını dile getiren Yasin ‘Uygur olduğunuz zaman böyle bir durumuna düşmenizin yalnızca an meselesi” diyor. Pekin’in dünya piyasası üzerindeki etkisini arttırmasıyla, Çin sınırları dışında yaşayan milyonlarca Uygur’un Çin’e geri iade edilme riski hızla artıyor. Seyahat izni olmaksızın başka ülkelerde bulunan Uygurların iadesi için ülkelere baskı yapan Pekin, geride kalan akrabalarını da tehdit ederek kaçanların geri gelmelerini sağlamaya çalışıyor.
Uygurların bir diğer çilesi de sığındıkları ülkelerdeki statüleri. Ülkelerin bir çoğunun vatandaşlık başvurularını kabul etmedikleri Uygurlar Çin’de de kimliklerinden oluyor ve vatandaşlıktan çıkartılıyor. Sağlık, eğitim gibi en temel hizmetlerden mahrum kalan Uygurların çocuklarını ise karanlık bir gelecek bekliyor.
Çin’in baskı kurduğu ve Uygurların iadesini talep ettiği ülkelerden biri de Türkiye. Uygurların hakları üzerine çalışan STK’ların bildirdiğine göre son olarak “3 Özbek, Uygur oldukları’ iddiasıyla Pekin’e teslim edildi. Ancak Özbek oldukları anlaşılınca Çin tarafından ülkelerine iade edildi. Görüntüleri yayımlanan üç kişinin de ağır işkenceye maruz kaldığı belli oluyordu. Hala onlarca Uygur için iade talebi bulunurken bir örnek de Malezya’dan geldi. Pekin’in iade baskısına direnen Malezya 11 Uygur’u daha günevde olacakları gerekçesiyle Türkiye’ye gönderdi. Ancak Ankara’nın bu 11 kişiyi kabul etmediği ve halen havaalanıda tutarak Türkiye’ye girişlerine izin vermediği belirtiliyor.