EROL METİN
Türkiye’yi Cumhurbaşkanlığı sistemine taşıyacak olan 18 maddelik anayasa değişikliği teklifine karşı çıkan CHP yönetimi, 16 Nisan’da sandıktan ‘hayır’ çıkması için birtakım stratejiler belirledi. Referandum sürecinde partinin geleneksel sol tabanı yerine milliyetçi ve muhafazakar seçmene hitap edilmesi kararlaştırıldı.
Çalışmalar da bu çerçevede sürdürüldü. Referandum kampanyasının startının verildiği ilk günden bu yana merkez sağı rahatsız edecek açıklama ve hareketlerden kaçınılmasına gayret gösterildi. Ancak son düzlüğe girilirken kampanyanın ahengi bozuldu. Vatandaştan ‘evet’ oyu vermemelerini isteyen CHP’li bazı isimlerin itici üslubu parti içerisinde de rahatsızlığa neden oldu. Milliyetçi ve muhafazakar seçmeni şüpheye düşüren yaklaşımlar, CHP’de ve partiyle birlikte hareket eden çevrelerde tartışmaya neden oldu.
Yaptığı araştırmalarla CHP’ye destek sağlayan danışmanlar, CHP’nin son iki haftadır çok kötü bir kampanya yürüttüğü tespitini yaptı, “İlk başlarda iyiydi fakat marjinal yöne kayma oldu. Bu sol söylemler ‘evet’lerin yükselmesine neden oluyor” eleştirisini dile getirdi. Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt’un “16 Nisan’da ‘evet’ diyenleri denize dökeceğiz” şeklindeki sözleri, ‘hayır’ cephesinde CHP’nin çalışmalarına yöneltilen eleştirilerin şiddetini daha da arttırdı. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, sahada çalışan parti teşkilatlarını ve milletvekillerini söylemlerine dikkat etmeleri konusunda uyarmak zorunda kaldı. Parti teşkilatlarına Kılıçdaroğlu imzalı gönderilen mektupta açıklamalara ve üsluba dikkat edilmesi uyarısı yapıldı.