Öztrak'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle;
Sayın Yavuz'un itiraz dilekçesini verdikten sonra yaptığı açıklama var. Öyle bir itiraz dilekçesi ki ortaya karışık bir itiraz dilekçesi hazırlanmış. Bir sürü gerekçe var, biri olmazsa diğeri, o da olmazsa başka biri. Bu amaçla YSK'nın vaktini alacaklar öyle anlaşılıyor. Kendi anlatımıyla sayım döküm çizelgelerinde usulsüzlük var diyor? Mühürsüz ve imzasız diyor. Bu usulsüzlüğe, sayım döküm çizelgeleri bulundurulurken orada bulunan kendi üyeleri itiraz etmeleriydi, itiraz etmemiş. Ama bunları düzelttiğinizde sonuç değişmiyor. Bu usulsüzlükler sonuca müessir olabilecek nitelekte olmadığı izlenimi var.
PARTİLERİN ALMIŞ OLDUĞU OYLARA BAKMAK LAZIM
Tam sayılsaydı bizim sonuç çıkacaktı diyor. Ne demek bu? Islak imzalı tutanaklar var. Bizdeki şöyle olacaktı derken, AK Parti'nin elinde bizdeki ıslak imzalı tutanaklardan farklı tutanaklar mı var? İkinci bir gerekçe, oy kullanamayacak olanlarla ilgili. Kısıtlılar, hükümlülerle ilgili birtakım usulsüzlüklerden bahsediliyor. 4 bin 287 hükümlünün kaydının yanına şerh düşülmediğini söylüyor. Buradaki hükümlüler orada oy kullandı mı, kullanmadı mı? Hiçbir şey söylenmiyor. Kullanılan oyla seçmen sayısının tutmadığını söylüyorlar. Başka illerden gelen polisler oy kullanmış olabilir. Partilerin almış olduğu oylara bakmak lazım. Sandık kurullarındaki memurlar hakkında birtakım iddialar var deniyor. Bu sandıkta sizin gözlemcileriniz yok muydu?
MİLLETİN VERDİĞİ HAKKI TESLİM EDECEK OLAN YSK'DIR
Sandık kurulları belirlenirken Adalet ve Kalkınma Partisi'nin adamları neredeymiş? Niye itiraz etmemişler? Genel başkanları İstanbul'da 250 bindan fazla sandık görevlisi atadık diyordu. Niye sandık başına hakim olamadılar. Her sandık başına üç gençlik, üç kadın, üç merkez teşkilatından gözlemci koyduk deniyor. Ne yaptı bunlar? Şunu görüyoruz ki çok önemli bir algı operasyonu yürütülmeye çalışılıyor. Üç tane bavulla YSK'dan içeri giriyorlar. Arkadaşlar Balyoz'la ilgili kumpas sadece bir bavuldu. Öyle zannediliyor ki İstanbul'a 3 bavul yetmemiş. FETÖ tipi bir kumpasla karşı karşıyayız. Yarın basın toplantısı yapacaklar biz de basın toplantısı yapacağız. Bu suistimale dur diyecek olan milletin verdiği hakkı o hakkı sahibine teslim edecek olan artık Yüksek Seçim Kurulu'dur.