CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke, MYK toplantısının ardından yaptığı toplantıda özetle şöyle konuştu: "Referandumdan ’Evet’ sonucu çıkmamış ve bir anaysa değişkliği gerçekleşmemiştir. 16 Nisan’da yapılan referandum yok hükmündedir. Bu açıkça mühürsüz bir seçim olmuştur. Referandumda her aşamasında her türlü hile ve sahtekarlığa başvurulmuştur. Halkın oyları ile elde edilemeyen sonuç, YSK’nın açtığı yollarla ve bu yolda örgütlenen bir diz hile ile elde edilmeye çalışılmıştır. Bu referandum şaibeli, tartışmalı bile değildir. Bu referandum açıkça hukuka aykırıdır. Gayri meşrudur ve geçersizdir. Her türlü baskıya rağmen sandığa gitmiş olan milyonlar, hiçbir hile yapmadan, vicdanları ile oy kullanmış olan milyonlar, hile ile oldu bitdiye getirilerek onların kullandığı bu değerli oylar çalınmıştır.
''BU REFERANDUMUN SONUCUNU TANIMIYORUZ''
''Çalınmış olan milletin iradesidir. İrademiz gasp edilmiştir. Hileyle, alel acele yapılan balkon konuşmalarıyla algı operasyonu yönetilmektedir. İlan edilen bu referandumun sonucunu tanımıyoruz tanımayacağız da...
TEKRAR EDİLMELİ
Bu referandum tekrar edilmelidir. Biz olmayan bir anayasa varmış gibi davranmayacağız. Oldu bittilere boyun eğmeyeceğiz.
MECLİS'TEN ÇEKİLMEK DE ÇALIŞMAYA DEVAM ETMEK DE...
Bunun için demokratik tüm haklarımızı kullanacağımızdan şüpheniz olmasın. Her türlü deyince Meclis'ten çekilmekten de çalışmaya devam etmek de buna girer.
Türkiye yıllardır seçim yapıyor. İlk defa bir seçimin meşruiyeti hem ulusal hem uluslararası düzeyde şaibeli hale geldi. Bunu Türkiye'ye yaşatmaya kimsenin hakkı yok. AGİT gözlemcileri Türkiye'nin davetiyle geldi. Siz bunlara 'Haddini bil' diye söylediğinizde suçu kabul ettiğiniz anlama geliyor. Kimseye had bildirmeye değil Türkiye'de demokrasiyi yükseltmeye ihtiyacımız var.
KARŞIMIZDAKİLERDE BUNU BİR MAÇ OLARAK GÖREN ANLAYIŞ VAR
Bizler meselenin Türkiye meselesi olduğunu her yerde anlattık. Oysa karşımızdakilerde bunu bir maç olarak gören anlayış var. Sayın Cumhurbaşkanı'nın kullandığı cümlelerle bunu Türkiye meselesi olarak değil siyasi bir mesele olarak gördüğü ortadadır.''