Canikli, bir düğün salonunda düzenlenen Ak Parti Genişletilmiş İl Divan Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, ülkenin birliğini bütünlüğünü korumak için elinden gelen tüm gayreti gösteren bir hükümete karşı ana muhalefet partisinin yaklaşıma işaret etti.
Canikli, şöyle devam etti:
"Bugün Türkiye’nin en modern savaş gemisinden havacılıktaki hava unsurlarından zırhlı araçlardan, savunma elektroniğinden, gemi tasarım ve inşasından, lojistik destek gemilerinden, ANKA, İHA, HÜRKUŞ gibi hava savunma sistemlerinden her türlü güdümlü roketatar, füze sistemlerine kadar hepsini çok büyük oranda yerlilikle geliştiriyoruz."
Uzun menzilli füze sistemleri konusunda hava savunma ihtiyacını karşılamak, gidermek amacıyla Rusya’dan S-400 hava savunma sistemlerini satın aldıklarını anımsatan Canikli, "Bu acil ihtiyacımızı karşılamak için. Bunun büyük oranda yerli imkanlarla geliştirilmesi çalışmalarına elbette başladık. Birkaç koldan yapıyoruz bunu, bu da aslında sınıf atlatan bir teknoloji." dedi.
Canikli, balistik füze ve hava savunma sistemlerine sahip ülkelerin, olamayanlarla farklı kategoride değerlendirildiğine işaret ederek, şöyle konuştu:
"Tabii bunu kendi imkanlarıyla geliştirme açısından olaya bakmamız gerekiyor. Bu açıdan bakıldığında Rusya’dan satın aldığımız S-400’ler acil ihtiyacımızı gidermek için ama kendi teknolojimizle hava savunma sistemini ve balistik füze sistemini geliştirme konusundaki çalışmalarımız da çok yoğun ve hızlı bir şekilde devam ediyor. İnşallah Türkiye bu alanda da o sınıfa geçen ülkelerden bir tanesi olacak. Yani bu sisteme sahip sınırlı sayıdaki ülkelerden bir tanesi olacak onu da inşallah hep birlikte yakında göreceğiz."
Konuşmasında İdlib’deki operasyona değinen Canikli, "Şunu da belirtmekte fayda var, oturduğunuz yerden konuşarak küresel gelişmeleri takip etme ve yönlendirme imkanınız kesinlikle yoktur. Sadece orada kalırsanız, hem ülkenize yönelik tehditin riski boyutu büyür, hem de hiçbir zaman hesaba katılmazsınız, masada olamazsınız." ifadesini kullandı.
Canikli, Türkiye’nin buralarda kendi güvenliği açısından, kendisine yönelen riskleri ortadan kaldırmak için sınır ötesi operasyon yapma açısından en haklı ülke olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Başkaları ne derse desin biz bunu biliyoruz, sorun bizim sorunumuz, tehdit Türkiye’ye yöneliyor bu millete yöneliyor, bu topraklara, bu coğrafyaya yöneliyor. Dolayısıyla bu sorunu gidermek de milletin bize verdiği en önemli görevlerden bir tanesidir ve biz de bu anlayışla hareket ediyoruz. Aynı şekilde İdlib harekatı, orada da ciddi bir terör tehdidi vardı Türkiye'ye’ye yönelik olarak, Astana süreci kapsamında alınan kararlar çerçevesinde bu operasyonu gerçekleştiriyoruz. Ayrıca PYD/YPG terör tehdidi orada devam ediyor, o tehdidi de tamamen ortadan kaldırmadan rahatlamamız mümkün değil. Hiç kimse bizden durmamızı bekleyemez. Bir başka ifadeyle o tehdit ve tehlike tamamen ortadan kalkmadan biz oralarda olmaya devam edeceğiz, oralarda bulunmaya devam edeceğiz."
Münbiç meselesine ilişkin de Canikli, şu görüşlerini paylaştı:
"En üst seviyede Amerika tarafından oradaki PYD unsurlarının, YPG unsurlarının terör örgütü unsurlarının çıkarıcağının sözü verildi defalarca ama şu anda Münbiç yine terör örgütünün kontrolünde, sözlerin hiçbir anlamı yok icraat önemli. Artık bir sözle kandırılabilen, yönlendirilebilen bir Türkiye yok, biz zaten hesabımızı, kitabımızı ona göre yapıyoruz, yani verilen sözler üzerine değil, gerçek durum üzerine, arazideki gerçek şartlara göre hesabımızı, kitabımızı yapıyoruz."
Nurettin Canikli, il ve ilçe müftülüklerinin nikah kıyma yetkisi konusunda da "Bu millet zaten yıllardan beri bunu yapıyor dünyanın her yerinde de nikah ağırlıklı olarak dini merasimdir. Zorunlu değildir, dini boyutu ama uygulamaya baktığımızda dünyanın her yerinde dinsel veya dini boyutu öne çıkan bir merasimdir. Amerika’da da öyle İngiltere’de de öyle Fransa’da da öyle hatta bizzat ibadet yerlerinde kilisede kıyılır, Yahudiler için de geçerli, Hristiyanlar için de geçerli, hepsi için geçerli, dini mabetlerde kıyılır, nikah töreni gerçekleştirilir." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’de de insanların önemli bir bölümünün resmi nikahın dışında bir de dini nikah kıydırdığını anlatan Canikli, "Getirilen düzenleme nedir aslında? Burada ikili bir uygulama var. Bunu ortadan kaldırmak, ayrıca zorunlu değil, isteyen istediğine nikah kıydırır. İsteyen müftüye kıydırsın nikahını, isteyen kıydırmasın." dedi.
Bu durumun laiklik kurallarının ihlal edilmesiyle uzaktan yakından bir alakası olmadığını vurgulayan Canikli, sözlerini şöyle tamamladı:
"Asıl olay ne biliyor musunuz ? Asıl olay klasik Cumhuriyet Halk Partisi’nin ve sayın Kılıçdaroğlu’nun İslam düşmanlığıdır. Ama bunu net söylemiyorlar, kıyıdan köşeden, yandan, bu şekilde ifade etmeye çalışıyorlar. Çık bari söyle. 'Benim gerçek niyetim bu' diye söyle. Bir açık sözlülük yap hayatında bugüne kadar bugüne kadar görmedik de. Burada bari çık, deki gerçek niyetim oydu direkt söyleyemiyorum ama bu konu üzerinden düşüncelerimi ortaya koyuyorum diye açıkça, mertçe söyle hiç olmazsa, bunu da yapmıyor. Ama herkes biliyor, herkes görüyor."
AA