Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı'nın, Eceabat ilçesine bağlı Kilitbahir köyü sınırları içerisinde yeni yapılan Ağadere Ağır Mecruhin Hastanesi ve Şehitliği alanındaki örtü temizliği ve çalışmaları sırasında, şehit mezarı bulundu. Toprak ve otların arasında kaybolan şehit mezarı temizlenerek 103 yıl sonra gün yüzüne çıkarıldı. Mezar taşında yapılan inceleme sonrası kabrin Şehit Üsteğmen Ahmet Şevki’ye ait olduğu belirlendi. Mezar taşının bir bölümünde ‘61’inci Alay, 4’üncü Tabur, 15’inci Bölük Mülazım-ı Evvel (Üsteğmen) Şevki Efendi Bin Kazım Efendi’ yazdığı tespit edildi.
Milli Savunma Bakanlığı kayıtlarına göre, Ahmet Şevki'nin 1886 yılında doğduğu ve 23 Ekim 1915 tarihinde şehit olduğu öğrenildi. Şehit Üsteğmen Ahmet Şevki'nin Çanakkale Savaşları sırasında görevli iken yaralanarak, Ağadere Ağır Mecruhin Hastanesi ve Şehitliği alanında tedavi olduğu sırada hayatını kaybettiği belirtildi. Milli Savunma Bakanlığı kayıtlarında ismi geçen şehidin, bugün Yunanistan sınırları içerisinde kalan, Serfiçe Sancağı'na bağlı Nasliç kazasından olduğu ortaya çıktı. Şehit mezarının düzenleme çalışmalarının ardından ziyarete açılacağı kaydedildi.
Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, bölgede binlerce şehidin kefensiz yattığını belirterek, şöyle konuştu:
"1915 yılında Çanakkale’de destan yazan bu kahramanlar memleketin dört bir yanından buraya gelmişlerdi. Kimi Yunanistan’dan, kimi Makedonya’dan, kimi Balkanlar’ın değişik bölgelerinden, kimi Halep’ten, kimi Kudüs’ten Çanakkale’ye akın akın vatan savunmasına gelmişlerdi. Ve Çanakkale’de mezarı ayrı olarak belirli olan şehidimizin sayısı azdır. Çünkü o dönemde şehitlerimiz hemen imkânlar dahilinde bulunduğu bir yere defnediliyordu. Ve genelde de mezar yerleri pek belli değildi. Tarihi alanda mezar yeri belli olan şehidimizin biri de Üsteğmen Şevki Efendi'dir. Biz tarihi alandaki bütün bu topraklarda kefensiz yatan şehitlerimiz araştırıp, onları bulmak, hatıralarını tekrar canlı tutmak ve onları halkımızın ziyaretine açmak istiyoruz. Çünkü onlar bu vatan için en büyük fedâkarlığı yapmışlar ve canlarını ortaya koymuşlar. Biz de onların torunları olarak, Tarihi Alan Başkanlığı olarak Çanakkale Ruhu’nun temsilcileri olan bu kahraman şehitlerimizi en azından etrafını temiz tutarak, onlara gelip bir dua okumalarını ve torunlarının onları unutmamalarını sağlamak adına çalışmalar yapıyoruz."
ŞEHİT ÜSTEĞMEN AHMET ŞEVKİ HAKKINDA
Mezar taşı üzerinde "Alay: 61 Tabur: 4 Bölük: 15 Mülazım-ı evvel (Üsteğmen) Şevki Efendi bin Kazım Efendi" yazmaktadır. Mezar taşının yapısından şu an toprak altıda kalan kısmında da yazının devam ettiği anlaşılmaktadır. Bu alanda yapılacak çevre düzenlemesi sonucunda mezar taşının devamında kalan yazıları da okuma şansı elde edilecek. Mezar taşında yer alan ifadelerden kimliği tespit edilen şehit, 20'nci Tümen’in 61'inci Alayı’nın 4'üncü Taburu'nun 15'inci Bölüğü'nde görevli iken yaralanarak bu noktaya getirilmiş ve hastanede şehit olmuştur. Milli Savunma Bakanlığı'nın kayıtlarında da ismi geçen şehidin bu kayıtlara göre memleketi şu an Yunanistan sınırlar dahilinde kalan Serfiçe Sancağı'na bağlı Nasliç kazasıdır. Osmanlı Dönemi'nde Manastır vilayetine bağlı bir sancak olan Serfiçe, Yıldırım Bayezid Dönemi'nde Osmanlı yönetimine katılmıştır. Serfiçe, Birinci Balkan Savaşı'nda Ekim 1912’de Yunan ordusu tarafından işgal edilmiştir. Günümüzde Selanik’in güneyinde kalan ve Batı Makedonya olarak adlandırılan bölgede Kozani iline bağlı bir belediyedir. İsmi Servia olarak geçmektedir. Milli Savunma Bakanlığı kayıtlarına göre, 38301 sıra no'lu Ahmet Şevki, 1886 yılında doğmuş ve 23 Ekim 1915 tarihinde şehit olmuştur. Şehidimizin bağlı bulunduğu 20'nci Tümen, Ekim ayında 2'nci Ordu’nun Trakya’ya gönderilmesi üzerine güney grubunda sol kanatta bulunan 5'inci Kolordu'nun emrine verilerek Kerevizdere bölgesine gelmiştir. Böylelikle Ekim ayında cephe hattına gelen Üsteğmen Ahmet Şevki aynı ay içerisinde yaralanarak Ağdere’ye getirilmiş ve burada kurtulamayarak şehit olmuştur. Ekim ayında Seddülbahir ve Arıburnu’nda bomba faaliyetlerinin çoğaldığı, özellikle Seddülbahir’de siper havanlarının kullanıldığı bilinmektedir. Bu sebeple burada medfun bulunan şehidimizin saydığımız bu faaliyetler neticesinde yaralanmış olma ihtimali çok yüksek görünmektedir. Ancak kesin sonuç Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Daire Başkanlığı (ATASE) arşivi ve Milli Savunma Bakanlığı arşivinde yapılacak çalışmanın sonucunda ortaya çıkacaktır.