Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve gazetenin Ankara Temsilcisi Erdem Gül, sevk edildikleri İstanbul Nöbetçi 7. Sulh Ceza Hakimliği tarafından tutuklandı.
Can Dündar'a tutuklama
Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül, gazetede, MİT'e ait yardım tırlarının durdurulmasıyla ilgili gerçeğe aykırı bazı görüntü ve bilgiye yer verdikleri gerekçesiyle haklarında yürütülen soruşturma kapsamında tutuklandı. Soruşturmayı yürüten savcılıkça tutuklanmaları talebiyle nöbetçi hakimliğe sevk edilen Dündar ve Gül'ün sorgusu sona erdi. Nöbetçi İstanbul 7. Sulh Ceza Hakimliği, Can Dündar ve Erdem Gül'ün tutuklanmalarına karar verdi.
Can Dündar'ın kararın ardından paylaştığı mesaj
2 saat ifade verdiler
Dündar ve Gül, soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili İrfan Fidan'a ''şüpheli'' sıfatıyla yaklaşık 2 saat ifade vermişti.
"Siyasal veya askeri casusluk maksadıyla..."
İfade işlemlerinin ardından Başsavcıvekili Fidan, Dündar ve Gül'ü, ''devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin etmek'', ''devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri siyasal veya askeri casusluk maksadıyla açıklamak'' ve ''silahlı örgüte üye olmamakla birlikte bilerek veya isteyerek yardım etmek'' suçlarından tutuklanmaları talebiyle nöbetçi hakimliğe sevk etmişti.
Can Dündar: Şeref madalyasıdır
Gazeteci Can Dündar tutuklama kararının ardından yaptığı ilk açıklamada "üzülmeyin, bu bizim için şeref madalyasıdır" dedi.
Soruşturmanın geçmişi
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Cumhuriyet gazetesinde, 29 Mayıs'ta MİT'e ait yardım tırlarıyla ilgili yayımlanan fotoğraflı haber üzerine, "Devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme, siyasi ve askeri casusluk, gizli kalması gereken bilgileri açıklama, terör örgütünün propagandasını yapma" suçlarından, Dündar ve Gül hakkında soruşturma başlattı.
Başsavcılığın talebi üzerine nöbetçi İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliği, internet sitelerindeki söz konusu yayınların içeriklerinin engellenmesine karar verdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı Muammer Cemaloğlu da 2 Haziran'da İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmek üzere, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na, Can Dündar hakkında, genel yayın yönetmeni olduğu Cumhuriyet gazetesinde geçen yıl Hatay ve Adana'da, MİT'e ait yardım tırlarının durdurulmasıyla ilgili, "gerçeğe aykırı bazı görüntü ve bilgiye yer verdiği" gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu.
Can Dündar'ın bugün 28. evlilik yıldönümü
Can Dündar açıklamasını tamamladıktan sonra, Erdem Gül de gazetecilere konuşmak istedi. Ancak Adliye görevlileri müdahale ederek, koridorda açıklama yapılamayacağını belirttiler. Kısa süreli tartışmanın ardından, Erdem Gül koridordan ayrılarak mahkeme salonunun bulunduğu bölüme döndü.
Bu arada, Can Dündar'ın bugün 28. evlilik yıldönümü olduğu öğrenildi.
Basın örgütlerinden tepki
Dünyanın en köklü basın özgürlüğü örgütlerinden olan, 120 ülkede üyeleri bulunan Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI), Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve gazetenin Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün “MİT TIR’ları” soruşturması kapsamında tutuklanmasını kınadı.
İşte IPI’ın Türkiye Ulusal Komitesi tarafından yayınlanan basın açıklaması:
“Dündar ‘gazetecilik yargılanıyor’ diyerek girdiği duruşma salonundan çıktığında, gazetecilik tutuklanmıştı.
İki gazeteci, devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin etmek ve açıklamanın yanı sıra silahlı örgüte üye olmakla suçlanıyor.
"Dündar ve Gül'ün yanındayız"
‘Siyasal yararları’ gözetmek gazetecinin değil siyasetçilerin işidir. Bilinmesinde kamu yararı bulunan belgeleri temin etmek ve açıklamak ise tam da gazetecilerin işidir. Gazeteciler olarak biz, gazetecilik yapan Dündar ve Gül'ün yanındayız.
Terör, silahlı örgüt üyeliği ve casusluk gibi suçlamaların gazetecilerin yargılanmasında kullanıldığı Türkiye'de demokrasi ve basın özgürlüğü kara bir gününü daha yaşamıştır. Dündar ve Gül'ün en kısa zamanda özgürlüklerine kavuşmasını diliyor, yetkilileri bunu sağlayacak reformları ivedilikle gerçekleştirmeye davet ediyoruz.”