Son zamanlarda e-ticaret ile internetten satın alınan ürünlerin sayısı hızla artarken bu şirketlerin sahte veya kusurlu ürün gönderimlerinde de artış gözleniyor. Vatandaşlar bu durumda satış yapan e-ticaret şirketine başvuruyor çoğunlukla da kanıt, ispat istendiği için bir sonuca ulaşılamıyor.
Gazete Habertürk'ten Rahim Ak'ın haberine göre, Mastercard Türkiye ve Azerbaycan Genel Müdürü Yiğit Çağlayan, internetten aldığı ürünü sahte, kusurlu veya resimde gördüğü gibi çıkmayan tüketicilerin e-ticaret şirketi ile sorunu çözememesi halinde bankaya başvurması halinde parasını bankadan alacağını söyledi.
Mastercard’ın bankalarla kredi kartı ve e-ticaret anlaşmasında tüketicinin mağdur edilmesi halinde kartı kullandıran bankanın mağduriyeti gidermek zorunda olduğunu, banka ile Mastercard arasındaki anlaşmada bunun kural olarak konulduğunu söyleyen Çağlayan’ın verdiği bilgiye göre üstelik tüketici bir şey ispat etmek zorunda değil.
Banka satışı yapan e-ticaret şirketine başvurup ürünün sahte olduğunu ve paranın geri ödenmesini istediğinde e-ticaret şirketi ürünün sahte veya kusurlu olmadığını ispatlamak zorunda. Mastercard ile bankalar arasındaki anlaşmada buna ‘Harcama itirazı’ isminin verildiğini anlatan Çağlayan, sahte ve kusurlu ürün alan tüketicilerin e-ticaret şirketi ile sorununu çözememesi halinde kartı veren bankaya şikâyette bulunmasının yeterli olacağını dile getirdi.
Çağlayan “Mastercard’ın en önemli özelliklerinden birisi alışverişlerin arkasında kural setlerinin olması. Eğer benim kartım kullanılıyorsa bu kartın kuralları var. Bankalar ile yaptığımız anlaşmalarda tüketici korunuyor. Bu hem kartın usulsüz kullanımı veya ürünün hatalı, kusurlu olması için geçerli ” diye konuştu.
‘Henüz plastik kart bitecek diyemem’ Kredi kartının geçiş dönemi yaşadığını söyleyen Çağlayan, “Henüz plastik ortada kalmayacak diyemiyorum ama mobil kullananların oranı giderek artacak. Temassız kart kullanımı akıllı bir sistem, daha ucuz indirimli ürünleri size gösteriyor. 290 bin temassız noktamız var” dedi. Tüketicilerin kredi kartını yurtdışına gittiğinde kullanmayı, tüm ihtiyaçlarını şirketlerin App uygulamaları ile kolayca yapmayı istediklerini ifade eden Çağlayan global kart üreticilerinin bu yüzden tercih edildiğini kaydetti.
'TELEFON ANKARA’DAYSA ATİNA’DA PARA ÇEKİLMEZ'
Mastercard’ın sahteciliğe karşı önemli teknolojik güvenlik sistemleri oluşturduğunu hatta bu yıl 2 güvenlik şirketi satın aldığını söyleyen Çağlayan “Öyle sistemler geliştiriyoruz ki bir sahtekâr bu işlemi yapmadan o işlemin sahte olacağına dair tahminler yapılıyor. Yapay zekâ davranışın tüketicinin gerçek davranışı olup olmadığına karar verip önlem alıyor. Örneğin cep telefonu Ankara’da olan birisinin Atina’dan kartlı işlem yapılması önleniyor. Bir kart ile sürekli restoranlarda harcama yapılıyorsa ve o kartla akaryakıt alıp bir depodan fazla akaryakıt aldığı görülüyorsa harcama durduruluyor. Sahtecilik trendleri dediğimiz riskli ülkeler de var. Örneğin çete eğer bir işlemi yapıyorsa sistem sistem bunu öğrenip işlemi durduruyor. Bir bankanın kartlarına bir ülkeden fazla işlem geldiğinde de aynı davranış sergileniyor” şeklinde konuştu.
'TÜRKİYE MASTERCARD'IN GÖZBEBEĞİ, DİJİTALİ BURADAN ÖĞRENİYORLAR'
Mastercard için Türkiye’nin gözbebeği olduğunu ifade eden Çağlayan “Digitalleşmeyi Mastercard bile Türkiye’den öğreniyor. Örneğin masterpass ürünümüz Türkiye’de yapıldı. Bununla örneğin cep telefonunuzdaki kartlardan kahve ücretini istediğiniz kredi kartını seçerek ödeyebiliyorsunuz. Global firmalar bile ilk bizimle deniyor. İngiltere’de değil ilk denemeler Türkiye’de yapılıyor. Dünyaya örnek oluyoruz. Dijitalleşme Türkiye’de çok başarılı oldu. Bunun nedeni genç nüfus, teknolojiye aşina insanlar ve bankaların teknolojilerinin çok iyi olması” dedi. Çağlayan, Mastercard dijital uygulaması ile temassız kartlar ve cep telefonları ile İzmit, Alanya, Muğla, Adana, Mersin, Gaziantep’te otobüse bile binilebildiğini hatırlattı. Çağlayan, digital ödemelerin e- ticarette yüzde 44 büyüdüğüne dikkat çekti.
'ULUSLARARASI KARTLAR ULUSAL SORUN YARATMAZ'
Çağlayan ülkelerde denetleyici kurumların denetiminde yurtiçi işlemlerin kapatılmasının mümkün olmadığını ayrıca şirketlerin turistleri de gözetmek zorunda olduklarına işaret etti.