Galatasaray Süper Kupa'yı kazanarak sezona sükseli girdi ama sezona girişi Fenerbahçe gibi S.O.S. eşliğinde oldu. Kağıt üzerinde 'toparlandı' görünen kadro sahada 'Geçen sezondan pek bir fark yok' dedirtti.
Galatasaray savunması ciddi gedikler verdi. İlk yarıda Muslera'nın çıkardığı 3 net şut vardı. Chedjou golün ortasını yaptı ama genel olarak hazır değil, Hakan Balta ağır, önlerinde oynayan fizik gücü yüksek olmasına rağmen Tolga ise henüz yeni takımına alışamamış. Bir alışamayan isim de Linnes. Kanadı koridor oldu, devre bile olmadan oyundan alındı, sağ bek yine Sabri'ye kaldı.
İleride oynayan Eren Derdiyok Burak'ın yaşadığı sıkıntıları yaşayacak gibi, yani yeteri kadar pas alamıyor. Ama santrası yapılmayan golü, aranan nokta atış golcüsü olacağının işaretini verdi. Sinan-Sneijder-Bruma üçlüsü kalabalık savunmalarda etkili olmanın yollarını bulmalı.
Özetlersek Galatasaray kazandı ama bu futbolunun tadı yok, eylülden önce de ritmini zor bulacak gibi. 38 yaşındaki eski Juventuslu İgor Tudor yönetimindeki Karabük lige daha hazırdı. Yatabare gününde olsa Karabük tribündeki 20-30 taraftarına bayramı yaşatırdı.
Bir çift laf da TFF'ye. Kendi organizasyonu olan Süper Kupa'da meşalelerin stada girmesinin cezasını Galatasaray'a kesmesi garip olmuş. Hele seyircisiz maç beterin beteri olmuş. Suç kişiselse artık bu işten vazgeçmeliler.
İkinci hatalı uygulaması saatle ilgili. 21.45 UEFA saatidir, Avrupa prime-time'ıdır, Türkiye'deki karşılığı 19.45'tir. Bu saatte maç oynatmak, hele 23.15'te su molası vermek saçmalığın daniskasıdır.
Maçtan önce 15 Temmuz şehitleri için saygı duruşu anlamlı ve yerinde bir uygulama ama keşke TFF, Gaziantep'teki terör saldırısında yitip giden 54 can için de bir adım atsaydı.