SALİHA SULTAN
Maceracı ruhların en sevdiği yazarlardan biri olan Jack London’un ‘Vahşetin Çağrısı’ romanından uyarlanan film bugün dünyayla aynı anda Türkiye’de de vizyona giriyor. Kitap Türkçeye çevrildiğinde adında yapılan çeviri hatasının ne yazık ki filmde de devam ettiğini görüyoruz. Kaliforniya’da yaşadığı çiftlikten koparılıp Alaska’nın zorlu şartlarında kızak köpeği yapılan Buck’ın vahşi doğadaki şartlara uyum sağlama hikayesini anlatan kitabın adı ‘Vahşi Doğanın Çağrısı’, ‘Vahşi Yaşamın Çağrısı’ olsa daha iyi olurdu fakat biz şimdi gelelim filme. Senaryosunda Michael Green’in imzası bulunan film Kaliforniya’daki evinden sökülüp 1890’ların ‘altına hücum’ yıllarında Kanada Yukon’unun egzotik ve vahşi hayatına gönderilen, mutlu hayatı tepetaklak olan koca yürekli köpek Buck’ın hikayesini tüm canlılığıyla sinema dünyasına yansıtıyor. Bir posta dağıtım köpeği, kızak takımının en yeni çaylağı - ki daha sonra lideri olacak olan- Buck, bu dünyadaki gerçek yerinin ne olduğunu keşfetmesine ve kendinin efendisi olmasına yol açacak olağan dışı bir yaşlanma yolcuğuna başlıyor. Chris Sanders tarafından yönetilen filmde St. Bernard-Scotch çoban karışımı olan Buck, sette bir köpek tarafından oynanmasına rağmen beyazperdeye izleyicide daha iyi bir etki bırakması için CGI teknolojisi yani animasyon teknikleriyle donatılmış olarak çıkıyor.
Buck’un rol arkadaşı olarak ise usta oyuncu Harrison Ford’u görüyoruz. Yas tutan ve hayatının gerçeklerinden kaçmak için Yukon’a giden Ford, artık kızak köpeği olan Buck’in nihai ustası John Thornton’u canlandırıyor. Kitabı okuyup filme koşa koşa gidecek olanlara spolier vermeyelim ama, kitabın sonu ile filmin sonu arasında epey bir farklılık olduğunu belirtelim. London hayranları için tarihi bir an film bir başka tarihi ana da evsahipliği yapıyor, 1935’ten beri ‘20th Century Fox’ olarak faaliyet gösteren şirket geçen yıl Disney tarafından satın alınmıştı. Filmde stüdyonun yeni logosu ‘20th Century Studios’ olarak ilk kez sinema izleyicisiyle buluşuyor. Yani sinema tarihinin en büyük isimlerinden olan ‘Fox’ artık bu filmle resmen tarihin tozlu sayfalarına karıştı diyebiliriz. Bugün vizyona giden yabancı filmlerden Salma Hayek, Rose Byrne ve Tiffany Haddish gibi oyuncuların rol aldığı ‘Patron Gibi’ komedi filminde, farklı kişiliklere sahip iki yakın arkadaşın, kurdukları şirkete yatırım yapmak isteyen biriyle tanıştıktan sonra ilişkilerinin de yıpranacağı bir süreçle başa çıkmaya çalışmalarını konu ediliyor. Porto Rikolu bağımsız yönetmen Miguel Arteta’nın yönettiği filmin senaryosunu Adam Cole-Kelly ve Sam Pitman paylaşıyor. Klişe bir Amerikan korkusu olarak beyazperdeyle buluşan ‘Garez’ filminde ise intikam hırsıyla dolu bir ruhun mesken tuttuğu eve bir şekilde yolu düşen herkesin maruz kaldığı Amerikan klişesi bir korku hikayesi izleyiciyle buluşuyor. Nicolas Pesce’nin yazıp-yönettiği filmde Andrea Riseborough, Lin Shaye, John Cho ve Demián Bichir gibi oyuncular başrollerde.
Yerli filmlerde ise bugün iki film Türkiyeli sinemaseverlerle buluşuyor. ‘Yol Arkadaşım’ ve ‘Küçük Esnaf’ filmlerinin de yönetmeni Bedran Güzel’in imzasıyla vizyona giren ‘Bayi Toplantısı’ beyaz eşya işiyle uğraşan üç esnafın, Anadolu’dan İstanbul’a gittikleri üç günlük bayi toplantısı sırasında kendilerini türlü olaylar içerisinde bulmalarını anlatıyor. Filmde yönetmen İbrahim Büyükak’a, BKM oyuncuları Onur Buldu, Büşra Pekin, Safa Sarı gibi isimlerin yanı sıra şu an TRT’deki ‘Tutanamayanlar’ dizisinin başrolünde izleyicilerin sempatisini toplayan Doğu Demirkol eşlik ediyor.
Yerli korku ‘Efsunlu Ayin’ filmini izlemeyi tercih edecekler ise kaldığı yurdun geçmişiyle ilgili anlatılan gizemli hikâyeleri araştırmaya koyulan gazetecilik öğrencisi Ebru’nun bu süreçte yaşadıklarına şahit olacak. Uğur Kaplan’ın yönettiği, senaryosunu Alper Kıvılcım, Özgür Balkar ve Koray Yeltekin’in kaleme aldığı filmin oyuncuları ise Eylül Ezgi Yılmaz, Sedef Şahin, Reyhan İlhan ve Kirkor Dinçkayıkçı.
SÜLEYMAN’IN ‘CENNET’İ FİLİSTİN
Başka Sinema kapsamında bu hafta vizyona giren ‘Burası Cennet Olmalı’ filminde, Filistinli şair Mahmud Derviş’in “Nereye uçar kuşlar, son gökten sonra?” sorusunun cevabını Filistin’in en tanınmış yönetmenlerinden Elya Süleyman da hem yönettiği, hem başrolünde oynadığı filminde soruyor. Alternatif bir vatan arayışıyla Filistin’den kaçan Süleyman, Filistin’in hep peşinden geldiğini fark eder. Yeni bir yaşam vaadi, bir yanlışlıklar komedisine dönüşmüştür; Paris’ten New York’a, nereye, ne kadar uzağa giderse gitsin, her şey bir şekilde kendisine anavatanını hatırlatır. Filistin’in bu seneki Oscar adayı film ulus, kimlik ve aidiyet kavramlarına değinen absürt bir destan. Filmde Süleyman’a Gael Garcia Bernal, Nancy Grant ve Tarik Kopty eşlik ediyor. Film Cannes’de geçen yıl Jüri Özel Ödülü’ne layık görüldü.
AİLECE İZLEMELİK: VIKINGLER
7’den 70’e bütün sinema izleyicilerin sevdiği macera Vikingler’in animasyonu ‘Büyük Macera’ bugün vizyonda. Sevilen çizgi dizi serisinin yaratıcıları tarafından beyazperdede ilk kez izleyeceğimiz animasyon filmi; aile sevgisi, dostluk ve cesaret temalarıyla dikkati çekiyor. 1980’li yıllarda Türkiye’de ilk kez yayınlanan ve çok sevilen çizgi filmler listesinin başında yer alan Vikingler o günden bugüne bir çok kuşağın beğenisini kazanmaya devam ediyor. Viki ve dostları Ylvi, Squirrel, Leif şef Halvar ve ekibiyle bilirkte yepyeni bir maceraya yelken açacaklar üstelik Viki’nin annesi Ylva’yı kurtarmak için! Éric Cazes’in yönettiği animasyon Türkçe dublajla çocuklarla buluşuyor.