IŞIL ÇALIŞKAN / ÖZEL HABER
Konya’da trafik magandalarının yarışında hayatını kaybeden 6 yaşındaki Yakup Çiçek ve İstanbul kaldırımda uyuyan 5 yaşındaki Suriyeli Suad. Onlar olmaları gereken yerde, yuvalarında veya okullarında değil. Yakup ve Suad her gün birkaç saniyeliğine acıdığımız çocuklardan sadecesi ikisi. Oysa sayıları görünenin kat kat fazlası. Peki ya duymadıklarımız ve bilmediklerimiz? Cinsel istismar ya da kaza riskinin yanında ilaçla uyutularak dilendirilmek için istismar edilen çocuklar da var. KARAR bu çocuklara mercek tuttu. Ortaya çıkan tablo oldukça vahim. Sokakta dilenen ya da mendil satan çocuklarla ilgili çalışma yapan tek birim Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı. Ancak, Çocuk Vakfı Başkanı Ruhi Şirin’e göre bu çalışma da yetersiz. Birçok yardım derneği ise sokakta dilendirilen çocuklarla ilgili hiçbir projeleri olmadığını söylüyor.
İLK GÖREV YERELDE
“Çocuklar neden sokaklardan kurtarılamıyor” sorusuna net bir yanıt veren Çocuk Vakfı Başkanı Şirin, “Çocuk ve kadınlarla ilgili çalışmalar yerel yönetimler tarafıdan yapılmadığı için” dedi. Bu hizmet alanlarının artık merkezden yürütülemediğini belirten Şirin “Çünkü yerel yönetimler daha icracı. Ama ne yazık ki Doğu ve Güneydoğu’daki terör olayları nedeniyle buna kimse cesaret edemedi, bugün de edemiyor” diye konuştu. Acilen “Aile ve Çocuk Koruma Sistemi” getirilmesi gerektiğini söyleyen Şirin, önerdiği sistemi şöyle anlattı: “Bu meselenin tümden çözülmesini beklemiyoruz. Dünyada da maalesef böyle. Ancak sözünü ettiğim şey bir güvence sistemi. Önleyici, koruyucu çalışmalar ilçeler ve şehirler düzeyinde birer birim üzerinden gerçekleştirecek. Başvurulacak birimler ortaya çıkacak, bu hizmet alanı yaygınlaştıkça ilk aydan itibaren azalmaya başlayacak.”
Ana stratejinin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından öngörülmesi gerektiğini belirten Şirin “Strateji Resmi Gazete’de yayınlandığı andan itibaren paydaşları da olmalı. Hükümet kuruluşları, yerel yönetimler, uzman sivil toplum kuruluşları, özel sektör ve danışmanlık hizmetini vermek üzere üniversitelerle işbirliği yapılmalı. Sonuçları ortaya çıktıkça da, toplumda asıl olan psikolojik kırılmalar önlenir, toplumun refahı bir yönüyle iyileşmeye başlar. Bu, insanla ilgilenmenin de gereğidir. Hiç sağa sola gitmeye gerek yok, bu bir ibadettir” dedi.
HER ÇOCUĞA DANIŞMAN
Sokaktaki çocuklar için harekete geçen tek resmi makam Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ise sorumuza yazılı açıklamayla cevap verdi. Bakanlık çocuklar için destek merkezleri, danışmanlık ve sürekli kontrol uygulandığını bildirdi. Suç mağduru, suça sürüklenen, sokakta ve risk altında bulunan çocuklar için Çocuk Destek Merkezleri oluşturuluyor. Sokakta yaşayan çocuklara yönelik psiko-sosyal destek çalışmalarının yürütüldüğü merkezlerde çocukların temel gereksinimleri karşılanıyor.
Merkeze kabul edilen her çocuğa bir danışman atanıyor, her çocuk için ihtiyaç ve risk değerlendirme formu hazırlanıyor. Böylece çocuğa uygulanacak psikososyal destek programı belirleniyor. Çocuğun merkeze geliş şeklinden nedenine, arkadaş ilişkilerinden aile yapısına kadar tüm özellikleri dikkate alınıyor. Her çocuğa özgü destek programı üç aylık dönemlerle değerlendiriliyor. Çocukların sokakta çalıştırılmasının engellenmesi, risklerden korunması, sokaktan çekilmesi amacıyla çocuk, aile ve toplum odaklı çalışmalar yürütülüyor.
PARA BULANA KADAR SOKAKLARDAYIZ
Biri 10 diğeri 7 yaşında iki kız kardeş çıktı karşımıza. Onlarla konuşmaya başladığımızda tedirginlikleri gözlerinden okunuyordu. Savaştan kaçan iki kız kardeş babalarını kaybetmiş, anneleri ise Suriye’de kalmış. Türkiye’ye bir grup mülteciyle gelmişler. Tarlabaşı’nda bir ailenin yanında kalıyorlar. Akşam kaçta dönüyorsunuz dediğimizde “Para bulduğumuzda” cevabını veriyorlar.
POLİS GÖTÜRÜR ABLA ÇEKMEYİN
16 yaşındaki E.A yanına yaklaştığımızda tedirgin bir şekilde fotoğraf makinesine bakarak “Polis götürür abla yapmayın!” diyor. Bir yandan önüne bırakılan yemek poşetinden atıştırırken bir yandan da mahçup bir ifadeyle sorularımızı cevaplıyor: “Kardeşimle Suriye’deki savaştan kaçarak önce Adıyaman’a sonra İstanbul’a geldik. Türkiye’ye geleli dört beş ay oldu.” Neden çalışmıyorsun? sorumuzu ise “İş istiyorum ancak vermiyorlar” diye cevaplıyor. Kardeşiyle sokakta yaşadığını söyleyen E.A “Sıcak bulduğumuz yere yatıyoruz. Günlük topladığım para 20, 25 lira” diyor.
ÇALIŞTIĞIM İÇİN OKULA GİDEMİYORUM
Üsküdar’da mendil satmaya çalışırken karşımıza çıkan 15 yaşındaki P.F annesiyle babasının ayrı olduğunu ve babasıyla yaşadığını söylüyor. Boyacılık yaparak geçimlerini sağlamaya çalışan babasına destek olmak için mendil sattığını anlatan P.F “8. sınıf öğrencisiyim ama çalıştığım için okula pek gitmiyorum. Neredeyse her gün dolaşıp mendil satıyorum” diyor.
ANNEM KANSER HASTASI, PARA KAZANMAM LAZIM
13 yaşındaki Suriyeli A.K Şirinevler’de yaşadığını söylüyor. A.K “Topladığım parayı aileme götürüyorum. Annem kanser babam da çalışmıyor, anneme bakıyor” dedi. Her gün Şirinevler’den Beşiktaş’a dilenmek için geldiğini söyleyen A.K “Okula gitmiyorum. Aileme para götürmem lazım” diyor. Konuşma esnasında yanımıza yaklaşan bir vatandaş üzerine verdiği montu ve ayakkabıları neden çıkardığını soruyor. Çocuk soğuk havaya rağmen kendisini dilendirenlerden korktuğundan sessiz kalıyor.