Milyonları merakla beklediği ekonomik reform paketinden beklenen tepki alınamadı. Birçok ekonomist ve siyasi liderler paketin değişim değil yeniden toplama üzerine kurulduğunu söyledi. İlk kez açıklanan maddelerden biri olan ’18 yaş altına BES’ uygulaması da dikkat çekti. Türkiye’de 18 yaş altı 23 milyon genç bulunuyor. Uygulamaya ilk etapta yaklaşık 3 milyon gencin katılması bekleniyor. Böylece toplam fon büyüklüğünün 100 milyar TL’ye ulaşması bekleniyor. Güncel verilere göre ise fonda şu an 12.6 milyondan fazla katılımcı bulunuyor. Devlet katkısıyla birlikte toplam büyük 171 milyar TL. Ekonomistler 18 yaş altının da fona katılmasıyla yeni kaynak gözüyle bakıldığını söylüyor. Değerlendirmelere göre ‘Borçlanmada dış kaynakları değil kendi iç kaynaklarımızı kullanacağız’ açıklamasındaki ‘iç kaynaklar’ kısmının BES’teki parayla yapılacağı iddia edildi.
Siyasi liderler de ekonomik reform paketinin sürekli ısıtılıp sofraya konulduğunu belirterek, ‘yenilik yok’ diyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bunun 23’üncü ekonomi paketi olduğunun altını çizdi. Kılıçdaroğlu “Sözde ekonomide reform yapacaklar. Allah aşkına, açıklanan bu pakette işsize iş bulacağız diye bir cümle var mı? Hiçbir Osmanlı padişahına nasip olmayan saraylarda oturuyorlar. Peki bu saraylarla ilgili tek cümlelik tasarruf var mı? Yok! Hadi onlardan da vazgeçtim, 5’li çeteye dünyanın parasını ödüyoruz. Oradan bir tasarruf var mı? Oradan da yok” sözleriyle eleştirdi.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ise “Cumhurbaşkanı diyor ki, ‘borç stokundaki döviz bazlı borçları azaltmak için gerekli tedbirleri alacağız’. Senin damadın Hazine ve Maliye Bakanı iken demedi mi, ‘dövizle işiniz mi var, dövizi niye düşünüyorsunuz’ diye. O değil miydi bunu söyleyen? ‘Fiyat istikrarıymış, boş verin onları bir kenara bırakın’ diyor bir cümlede. Sonra da diyor ki, ‘fiyat istikrar komitesi kuracağız’ diyor. Cumhurbaşkanı; meseleyi komisyona havale etmeyin. Mesele sizin kafanızda, sizin zihniyetinizde, sizin ekonomik cehaletinizde. Problem orada. Şimdi de Ekonomik Reform Paketi deniyor, orada da ne ekonomi kaldı ne reform kaldı ne de paket var aslında” dedi.
Ahmet Davutoğlu araç israflarına da değinerek şöyle konuştu: “Kamuda zaten araç israfı ortada. Bunu hep görüyoruz. Ama önce kendisine tavsiyem şu: iki şey yapsın halka bunu gösterecekse. Bir; onlarca, bazen yüzlerce araç ölçeğindeki kendi uçaklarından satsın önce. Onları envanterden çıkarsın, kendisinden başlasın tasarrufa. Sonra da Cuma namazına ya da aşı olmaya iki, üç araçla gitsin. Onlarca araçla gitmesin. Önce bunu yaparsa diğerleri sözünü dinler.” İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ise “Cumhurbaşkanının açıkladığı paketin ardından piyasaların bunu satın almasını beklerdim, damat beyinki gibi bunu da satın almadılar. Ekonomideki bu bakış açısının sebebi de güven kalmadığıdır. Bunun için demokrasi lazım, adalet, liyakat birçok şey lazım” açıklamasında bulundu.
‘MESELE MERKEZ BANKASINA SAYGI GÖSTERMEK’
Gelecek Partisi Ekonomi kurmaylarından Serkan Özcan da “Ülke resmi rakamlara göre bile %16 enflasyonla Nijerya, Zambiya ligine düşmüşken hala ‘ikide bir fiyat istikrarı diyorlar, onu bir kenara koyun’ diyebiliyorlar. Daha birkaç dakika geçmeden bu seferde bir fiyat istikrarı komitesinin kurulmasından bahsediyorlar. Keşke mesele komiteler kurmakla çözülse. Mesele enflasyonla mücadeleye samimi bir biçimde inanmak, faiz düşürmedi diye ikide bir merkez bankası başkanı değiştirmemek, işi ehline verip ülkenin rezervlerini sattırmamak, Merkez Bankası’nın bağımsızlığına saygı göstermeyi öğrenmek. Kendilerine tavsiyem bu ilkeye öncelikle Varlık Fonu’nu tasfiye ederek başlamaları. Döviz cinsi borçların, toplam borç stoku içerisindeki payının düşürülmesi planı da başka bir itiraf. Bir zahmet kendi vatandaşına 5 kuruş döviz borcu olmayan hazineyi, kısa sürede kendi vatandaşından 35 milyar dolar borçlandıranlara hesap sorarak başlayın bu reforma. KÖİ projeleri için yeni bir kanun çıkarılması planı ise kaygı verici. Kamu görevlilerinin en fazla bir kurumun yönetim kurulunda görev alabilmeleri de iyi olmuş. Herhalde bundan böyle milletin kesesinden 4 maaş alıp sonra da ben zaten bunları bağışlıyorum diyen kamu görevlisi görmeyiz. TÜİK’in özerk kurum haline getirilmesine çok memnun oldum” diye konuştu.
‘KAMU KAYNAKLARI YİNE VERGİLER ÜZERİNE KURULU’
Ekonomist Zafer Yükseler, ekonomik reform kitapçığından bahsederek “98 sayfalık kitapçığın 50’den fazla sayfası başlıklar, içindekiler, resimler ve not sayfalarından oluşuyor. Kitapçıkta ekonomik konulara ilişkin niyet ve politikalara yer verilmiş. Bunlar yıllık programlarda ve OVP’lerde yer alan politikalar. -cek ve -cak’lar bir anlam ifade etmiyor. Bunlar o kadar çok tekrarlandı ki, artık kimsenin ilgisini çekmiyor. Türkiye’de eylem planı enflasyonu yaşanıyor” dedi. Ekonomist Prof. Veysel Ulusoy da “Yapısal reform değil, yeniden dizayn gerekiyor ekonomide. Yapısal reform trenini bilerek, inat ederek kaçırdık. Ekonomide tedbirler mi, reform mu sunulan?” yorumunu yaparak şöyle devam etti: “Vergilerimiz üzerine kurulan kamu kaynaklarının bölüşümü reform değildir. Reform, üretim kaynaklarının en uygun şekilde dağılımıyla, refahı yukarı iten köklü ekonomi programı değişikliğidir.”
‘BU BİR SOYGUNDUR’
Ekonomist Uğur Gürses de paketi eleştirdi. Gürses “Klasik sahnedir; sakince banka veznesine yaklaşan biri silahını göstermeden bir kâğıt parçası uzatır, şu yazılıdır: “Bu bir soygundur.” Açıklanan ‘Ekonomik reformları’ içeren 98 sayfalık belge de bana o klasik film sahnelerini hatırlattı. Benzer biçimde “bu bir reformdur” diyen, ancak ‘vurucu silahın’ olmadığı onlarca sayfa… Yarısından fazlası fotoğraflarla, çok sayıda olmak üzere tek bir sayfasında birkaç kelimelik başlıklarla şişirilmiş “Ekonomi Reformları” belgesi, geçmişte reform diye açıklanan belgelerin bile yanında sönük kalıyor. Sayılan maddelerde somut olarak ne yapılacağı ne zaman yapılacağı, hangi kurumun bunu takip edeceği belli değil” dedi. Gürses açıklamalarını şöyle sürdürdü: “850 bin esnafın gelir vergisi muafiyeti ve beyan yükümlülüklerinin ‘reform’ sayılamayacağı belirterek “Pandemide gelir kaybına uğrayan ve ‘Cini tepesinde’ olan kuaför, tesisatçı, tuhafiyeci, marangoz, tornacı, çay ocağı işletmecisi, terzi ve tamirci gibi basit usulde vergilendirilen 850 bin esnaf gelir vergisinden muaf tutuluyor, beyan yükümlülükleri de kaldırılıyor. Reform?” Gürses, daha önce de çok sayıda reform maddesi açıklanmış olduğunu hatırlatarak bunların takibine ilişkin kurulmuş olan web sitesinin bile artık aktif olmadığını vurguladı.
‘RTÜK BAŞKANI NEDEN HALKBANK YÖNETİM KURULU ÜYESİ?’
Ekonomist Uğur Emek de geniş bir paylaşımda bulunarak reforma ilişkin bilgiler verdi. Emek şu paylaşımı yaptı: “Ekonomik Reform Programında Kamu Özel İşbirliği kanunu çıkartılacaktır deniliyor. 2008 yılından beri bütün program ve planlarda bu politika var. Finansal İstikrar Komitesi 2011 yılında kurulmuştu. Ekonomi Koordinasyon Kurulu’nun ilk toplantısı 2004 yılında yapıldı. Harcamaların azaltılması ve gelirlerin artırılması amacıyla 2018 yılında Kamu Maliyesi Dönüşüm ve Değişim Genel Müdürlüğü kurulmuştu. Bu genel müdürlük bugüne kadar harcama disiplini adına ne yapmıştır? Kamu görevlilerine başka kurumların yönetim/denetim kurullarında en fazla bir görev verilecektir deniliyor. Buna başka kurumlardan maaş alan bakan yardımcıları da dahil mi? Düzenleyici ve denetleyici kurum başkanlarının, diğer kurum yönetim ve denetim kurullarında görev almaması ilke olarak gözetilecektir deniliyor. Bunun için kanuna gerek yok. RTÜK başkanı neden Halkbank Yönetim Kurulu üyesi?”
‘İSTİHDAMA YİNE KREDİLİ DESTEK’
Analist Öner Günçavdı, açıklanan programda dikkat çeken noktaların olduğunu ifade etti. Günçavdı “Bana ilginç geldi ve anlamakta güçlük çekiyorum... Programda tarıma yönelik hiçbir şey yok. Oysa gıda enflasyonun önemli bir nedeni. Gıda fiyatların sanırım tarıma yönelik yapısal politikalarla değil de denetimle kontrol edilecek. Reformda en çok sevdiğim ve en yaratıcı bulduğum tedbir ise; ‘Kredinin maksimum limiti 500 bin TL olacaktır. İstihdam taahhüdünü yerine getiren firmanın, istihdama kattığı her 1 kişi için 12 ay boyunca ödediği sosyal sigorta ve işsizlik sigortası primleri, firmaya katkı olarak kredi faiz bakiyesinden düşülecektir.’ Cepten para çıkarmadan yine krediler üzerinden istihdama destek. Çok yaratıcı geldi bana” dedi.
‘18 YIL ÖNCESİYLE AYNI’
Ekonomist Ozan Bingöl de 18 yıl önce açıklanan ‘Acil Eylem Planı’na atıfta bulundu. Bingöl şu değerlendirmeyi paylaştı: “Reform paketi ile bundan 18 yıl önce açıklanan ‘Acil Eylem Planı’nı karşılaştırdık. Neredeyse hep aynı şeyler söylenmiş. Artık söylem değil eylem zamanı olmalıdır. Pakette yer alan ‘bütçe hakkı’ söylemi bundan 800 yıl öncesine, Magna Carta’ya kadar uzanmaktadır.” Analist Hakan Kara da “Fiyat istikrarını bir kenara koyuyorsak neden Fiyat İstikrarı Komitesi kuruldu? Komiteyi kurup bir kenara koyduk mu denmek isteniyor acaba? Açıklanan pakette Merkez Bankası başkanının görevden alınmasının zorlaştırılması gibi açılımlar umut ederdik” açıklamasını yaptı.