BM tarafından tanınan Temsil Edilmeyen Milletler ve Halklar Organizasyonu (UNPO) Genel Başkan Yardımcılığı görevini de yürüten Dolkun İsa, Pekin yönetiminin hakkında çıkardığı kırmızı bülteni hukuki mücadele ile kaldırttığını, ABD ve Avrupa ülkelerinde serbestçe dolaştığını ancak Türkiye’deki yasağın hala sürdüğünü belirterek şöyle konuştu:
TÜRKİYE VATANIM, YASAK KALKSIN
“2003 yılında Çin, dünyada faaliyet gösteren 4 Uygur teşkilatından 11 kişiyi terörist ilan etti ve İnterpol’den kırmızı bülten çıkarttı. Ben 3. sıradaydım. İlk etapta zorluklarla karşılaştık. Bazı ülkeler yasak koydu, bazıları da buna uymadı. Bir keresinde ABD’ye girişim engellendi, beni Almanya’ya gönderdiler. Antalya’ya tatil için gittim ama geri gönderildim. Ancak mücadeleyi bırakmadım. 2018’de kırmızı bülten kalkana kadar Çin’in bu engelleme girişimlerini ABD ve Avrupa ülkeleri uygulamadı. 2018’de Japonya’ya transit giderken, Türkiye’ye de giriş yapıp, denemek istedim. Ama, hala yasak uygulanıyordu. Ben uzun süre Türkiye’de kaldım, yüksek lisans yaptım. Türkiye’nin yeri bizim için bambaşka. İsa Altekin gibi liderlerimizden öğrendik biz Türkiye’nin anlamını. Türkiye’nin Doğu Türkistan davasına verdiği destekleri çok iyi biliyoruz. Bu yüzden yasağın kaldırılmasını istiyoruz”
Doğu Türkistan’daki toplama kamplarında 3 milyondan fazla Müslüman Uygur’un tutsak edildiğini işkence ve aşağılamaya maruz kaldığını anlatan İsa “Çin, eğitim merkezi gibi göstermeye çalıştığı kamplara yabancı gazetecileri götürdü. Bu kamplarda adeta tiyatro sahnelendi. Ancak buna rağmen gazeteciler gerçeği gördü. Bir Uygur’un, gazetecilere Müslüman olduğunu bile söyleyemediğini gördük. Bu kamplarda durum bu ama asıl kamplarda yaşananlar, bunlardan kat be kat fazla. 20 kişi bir odada kalıyor. Yemek ve tuvalet ihtiyaçları burada karşılanıyor. Aynı anda uyuyamadıkları için nöbetleşe yatıyorlar. Durum çok vahim” dedi.
BAMAMIN ÖLDÜĞÜNÜ 1 YIL SONRA ÖĞRENDİM BU DA MI CIA OPERASYONU?
Doğu Türkistan’daki asimilasyonu gündeme getiren gazeteciler ve medya organlarına “CIA operasyonu” gibi değerlendirmelerin propaganda olduğunu belirten İsa, Pekin yönetiminin bunun için yılda 15 milyar doları bulan bir bütçe harcadığını söyledi. İsa “Türkiye’de de Çin’den para alan medya organları var. Ben 26 yıldır annemi, babamı ve kardeşlerimi göremiyorum. Bir telefonla bile konuşamadım. Bu çağda, bu teknolojiye rağmen hiçbir temas kuramadım. Anne ve babamla bir daha görüşemeyeceğim. Çünkü annemin toplama kamplarında öldüğünü 4 hafta sonra öğrendim. Babamın kampta öldüğünü Çin medyasından öğrendim. Ama araştırdım ki vefat edeli 1 yıl olmuş. Bu da mı CIA operasyonu” diye konuştu.
İKİNCİ ASİMİLASON DALGASI YAŞANIYOR
İsa, Çin yönetiminin, Doğu Türkistan’daki zulümden Türkiye gibi ülkelere kaçan Uygur Türklerini terörist ilan edip ailelerini kamplara kapattığını ya da ailelerin yanına gözetmen adı altında kendi vatandaşlarını yerleştirerek aile birliğini ortadan kaldırdığını söyledi. İsa, “Asıl amaç, Uygur nüfusunu yok etmek. 2016’nın sonlarında Çin Cumhurbaşkanı Şi Cinping, asimilasyonu yeterli görmediği için hazırlattığı yeni yönergelerle ikinci dalgayı başlattı, toplama kamplarının da bunun sonucu” dedi.