BM Güvenlik Konseyi, bugün İdlib’teki rejim güçlerinin gerçekleştirdiği kimyasal silahlı saldırı sonrası acilen toplantı düzenledi.
RUSYA'YA; KANITIN YOK
ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Nikki Haley, ilk olarak elinde İdlib’teki kimyasal saldırılardan etkilenen çocukların fotoğraflarını toplantıdaki üyelere gösterdi. Kimyasal silah kullanımının tolere edilemeyeceğini belirten Haley, Rusya’nın saldırılarda Suriye’nin sorumlu olmadığına ilişkin yaptığı açıklamaya karşılık, "Rusya, elinde somut kanıtlar olmaksızın, diğerlerini suçlamaya çalışıyor. Rusya, bu konuda sorumluluktan kaçmamalı" dedi.
BARIŞLA İLGİLERİ YOK
"Gerçek şu ki Rusya, Esad ve İran’ın barışa karşı ilgisi yok" diyen Haley, kimyasal silahların sonlandırılmaması halinde daha çok bu görüntülerle karşı karşıya kalınacağını belirtti. BM Güvenlik Konseyi toplantısında Nikki Haley’den sonra sözü Suriye temsilcisi aldı. Suriye Temsilcisi ise saldırıya ilişkin, Suriye’nin kimyasal silah kullanmadığını, militan güçlerinin elinde kimyasal silah olduğunu söyledi. Ayrıca Suriye Temsilcisi, koalisyon güçlerinin, çok sayıda sivilin ölümüne yol açan saldırılar gerçekleştirdiğini ve bu konuda BM Güvenlik Konseyi’nin gerekli önlemleri alınması için çalışmaların sürdürülmesine vurgu yaptı.
CESARETLENDİRİYORSUNUZ
İngiltere'nin BM Daimi Temsilcisi Rycroft, Konsey'de yaptığı konuşmada, Rusya ve Çin'in BM Güvenlik Konseyi'ndeki vetolarının Esed rejimini cesaretlendirdiğini belirterek, bu vetoların sonuçlarının dün İdlib'e kimyasal saldırı olarak geri döndüğünü söyledi.
Bütün bulguların bu saldırının bir kaç saat boyunca havadan geldiğini, sinir gazı kullanıldığını ve saldırıların rejim tarafından düzenlendiğini gösterdiğini ifade eden Rycroft, kimyasal silah kullanımının savaş suçu olduğunu vurguladı.
RUSYA'YI KÜÇÜK DÜŞÜRÜYOR
Rycroft, "Esed, Rusya'yı dünyanın gözü önünde küçük düşürüyor. Rusya itibarını geri kazanmak istiyorsa, bu saldırıyı kınamalı." dedi.
Rusya tutumunu değiştirmezse BM Güvenlik Konseyi'nin yine tıkanacağı uyarısında bulunan Rycroft, şunları söyledi:
"Dünya bize hiçbir şey yapamayan diplomatlar olarak bakıyor, Rusya'nın uzlaşmaz tavrı karşısında elimiz kolumuz bağlı... Bu korkunç anlamsız saldırılara son vermeye yönelik planınız ne? Bizim bir planımız vardı ama siz Esed'i korumak için bunu reddettiniz."
FRANSA'DAN TEPKİ
Fransa'nın BM Daimi Temsilcisi Francois Delattre ise "Çocukları ve kadınları öldürenleri, onlara büyük acı çektirenleri kınamak için neyi bekliyoruz... Dünya bizi izliyor." dedi.
Uluslararası toplumun kimyasal silahların kullanımı karşısında sessiz kalmasının, sorumluların cezalandırılmaması mesajı göndereceğine dikkati çeken Delattre, bunun son derece tehlikeli ve kabul edilemez olduğunun altını çizdi.
Delattre, Rusya'ya rejime karşı daha güçlü bir baskı uygulaması çağrısında bulundu.
RUS TEMSİLCİ KOŞARAK ÇIKTI
Haley'nin konuşmasını tamamlamasının ardından, Rusya'nın BM Daimi Temsilci Yardımcısı Vladimir Safronkov'un koşarak salonun dışına çıktığı görüldü.
Rus temsilcinin geri döndükten sonra telefonlarına gelen mesajlara bakması dikkat çekti.
RUSYA VETO EDECEK
Rus haber kanalı Sputnik'te yer alan habere göre, Batı basınını kimyasal silahlar konusunda Şam'ı suçlamakta haddinden fazla aceleci davranmakla suçlayan Zaharova, İngiltere, Fransa ve ABD'nin, Esed rejiminin düzenlediğini iddia ettikleri kimyasal silah saldırısıyla ilgili BM Güvenlik Konseyi'ne (BMGK) sunacakları karar tasarısının ''gerçek olmayan verilere dayandığını'' iddia etti.
Bu nedenle Zaharova, söz konusu karar tasarısını desteklemeyeceklerini belirtti.
BMGK'nın beş daimi üyesi olan Fransa, İngiltere, Çin, ABD ve Rusya'dan biri alınan kararı veto ederse, karar tasarısı kuruldan geçemiyor.
DSÖ: SİNİR GAZI BULGULARI VAR
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Suriye'nin İdlib kentindeki kimyasal silah saldırısında sinir gazı kullanıldığını gösteren bulgular olduğunu açıkladı.
DSÖ'den yapılan yazılı açıklamada, "Suriye'nin İdlib kentinde aralarında çocukların da bulunduğu 70'i aşkın kişinin ölmesine yol açan ve yüzlerce kişiyi etkileyen saldırıda yüksek düzeyde zehirli kimyasal kullanıldığına yönelik raporlar nedeniyle alarm durumundayız." denildi.
DSÖ, bu son saldırının, 2013 yılında Suriye'nin Guta şehrindeki saldırıdan sonra en dehşet verici kimyasal saldırı olduğunu belirtti.
Açıklamada, İdlib'de bu sabah da yüksek düzeyde kimyasal silah kullanıldığının rapor edildiği ve bölgedeki hastanelerin kapasitesininsınırlı olduğu kaydedildi. Örgüt, hastanelerin saldırılar nedeniyle faaliyetlerine devam edemediğini ve hastaların Türkiye'ye gönderildiğini de açıkladı.
İdlib'deki kimyasal silah saldırısı sonrasında yaşanan ölümleri akut solunum yetersizliğine bağlayan açıklamada, "Bazı vakaların, sinir gazı içeren organik fosfora maruz kaldığını gösteren bulgular var." ifadesi kullanıldı.