MELEK GEDİK | KARAR
Elif Çakır ve Yıldıray Oğur, Bi'Karar Ver'de yazılı, görsel ve dijital medyada öne çıkan haberleri yorumladı. Haftanın son programına CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı konuk oldu.
"UMUT BİR VEREN HİKAYESİ VARDI"
AK Parti ile birlikte Türkiye siyasetine 'troll' kavramının eklendiğini vurgulayan Salıcı, dikkat çeken açıklamalar yaptı:
"Adalet ve Kalkınma Partisi'nin, kurulduğunda Türkiye'ye umut veren bir hikayesi vardı. Bir şey vaat ediyordu, 'Bütçe ile yasaklarla, yolsuzluklarla mücadele edeceğiz' diyordu. Türkiye'nin vesayet olduğunu belirtip bunu kaldıracaklarını söylüyorlardı. Avrupa Birliği ile ilişkilerin iyileştirilmesinden yanaydı. 'Avrupa yolcuyuz' şeklinde bir dil vardı. O sözleri beğenirsiniz, beğenmeseniz 2002 yılında toplumda bir karşılık buldu.
"O ÇİZGİ KIRILDI..."
Toplumun genelini kucaklamaya çalışan, mağduriyetleri dile getiren ve devletin baskıcı olmaması gerektiğine vurgu yapan bir dil vardı. Ve eminim, Adalet ve Kalkınma Partisi'nde siyaset yapan insanların büyük bir kısmı da buna inanıyordu, bu inançla siyaset yapıyordu. Sonra o çizgi kırıldı. Bazı arkadaşlar 2010, bazı arkadaşlar da 2011 genel seçimlerini tarih olarak belirtiyor. O çizgi kırıldı, başka bir yere doğru gidildi.
"YASAKLAR DA YOLSUZLUKLAR DA DİZ BOYU"
Gelmiş olduğumuz noktada herhalde 3Y'den bahsetmeye gerek yok, onlar artık diz boyu. Yasaklar da yolsuzluklar da diz boyu. Adalet ve Kalkınma Partisi, hikayesini kaybetti. Döndü, MHP'nin vesayeti altına girdi. Adalet ve Kalkınma Partisi, bugün Devlet Bahçeli 'Sağa dön' dediğinde, sağa dönmek zorunda. 'Sola dön' dediğinde de sola dönmek durumda olan bir partiye dönüştü. Vesayet altına girdi, güvenlik siyaseti öne çıktı.
"ÖCALAN'A TRT MUHABİRİNİ KİM GÖNDERDİ?
Toplumsal barış olacaktı? Biz kardeştik? Kürt sorunu çözülecekti? Bunlar unutuldu, gidildi. Şimdi bize diyorlar ki, HDP ile birlikte siyaset yapıyorsunuz. Osman Öcalan'a TRT muhabiri gönderen Cumhuriyet Halk Partisi miydi? Osman Öcalan'ı özellikle söylüyorum, kırmızı bültenle arandığı için. İstanbul seçimine müdahale etmeyi, devletin bütün güvenlik politikalarını aşmakla yeğ tuttular. Devlet aklı ortadan kalktı. Özgürlükçü siyaset de ortadan kalktı. Adalet ve Kalkınma Partisi, gittikçe kendisini daha dar bir alana hapsetti."
Salıcı'nın açıklamaları şöyle:
"Hulusi Akar ile Süleyman Soylu'nun ziyareti normaldir, bu bizim devlet geleneğimizden zaten olan bir şey. Fakat Meclis'teki konuşma, Soylu'nun konuşması yanlıştı. Adalet ve Kalkınma Partisi'nin troll siyaseti, artık hayatımızın bir parçası. O hep var. Troll siyasetini kenara ittiğimizde, iki Bakan'ın gelip bilgi vermiş olması dahi, bu ortamda kıymetli.
(Erdoğan'ın Kılıçdaroğlu'na yönelik 'tek adam' açıklamaları) Erdoğan, kendisinin yaptığı en yakışmayacak işi; başkasına yapıştırma konusunda bir uzman. Bunu yapıyor. İnsanların yaşadıkları hayat ile tam tersi şeyleri onlara isnat ederek itibarsızlaşma çalışması yürütüldü.
Devlet Bey'in 'Anayasa Mahkemesi, kendisini feshetmeli' gibi bir cümle kurması... Hadi talihsizlik diyelim, nezaketimi bozmayayım. Böyle bir şey olur mu?
Suriye ile ilgili bir devlet politikamız niye yok? Niye 4 milyon insan Türkiye'ye geldi? Bizim, Suriye'deki yanlış dış politikamızın bir sonucu olarak geldi. Çünkü, Türkiye bir rejim değiştirme çabasının içine girdi.
Erken seçim istiyoruz, seçmenin yarısı erken seçime ihtiyaç olduğunu düşünüyor. Türkiye'nin istikrar ve normalleşmek için erken seçime ihtiyacı var. Haklarımızı hukuk anlamında koruyabileceğimiz bir Türkiye için ihtiyaç var. Ki şu an bunların hiçbiri yok."