Suudi Arabistan’da Kral Selman bin Abdülaziz ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman, hem içeride hem dışarıda üst üste hamlelere girişti. İçeride ‘yolsuzluk’ operasyonları düzenleyerek saraydaki rakiplerini tasfiye eden ve 800 milyar dolarlık şirketlere el koyan Selman yönetimi, dışarıda ise Lübnan ve Yemen üzerinden İran’la tansiyonu yükseltti. Lübnan Başbakanı Saad Hariri, geçen cumartesi Kral Selman’la görüştükten sonra istifasını açıklamıştı. Bir haftadır ülkesine dönmeyen Hariri’nin uçağı, dün sabaha karşı Beyrut’a iniş yaptı. Ancak uçağın içinde Hariri yoktu.
Lübnan’da yayın yapan El Manar televizyonu, Cumhurbaşkanı Mişel Avn’ın, Hariri’nin üzerindeki esrar perdesinin kaldırılması için diplomatlara talimat verdiğini bildirdi. Reuters’e konuşan Hariri’ye yakın üst düzey bir Lübnan hükümet yetkilisi ise Hariri’nin Suudi Arabistan’da alıkonulduğu kanısında olduklarını söyledi. Yetkili, “Suudi Arabistan’a gittiğinde Hariri’ye istifa etmesi ve orada kalması emredildi. Ona istifa açıklamasını okuma emri verdiler ve o zamandan beri gözaltında” diye konuştu.
Hariri’nin akıbeti merak edilirken, yeni bir haber geldi. Reuters’in geçtiği haberde eski başbakanın, Riyad’da Fransa Büyükelçisi ile görüştüğü, önümüzdeki günlerde de Avrupa ülkeleri ve ABD’nin elçileriyle bir araya geleceği belirtildi. Öte yandan Suudi Dışişleri Bakanlığı, yaptığı açıklamayla vatandaşlarının Lübnan’a gitmemesini, orada bulunanların da acilen ülkeyi terk etmesini istedi. Bu açıklama, “Suudiler savaşa mı hazırlanıyor?” sorilarına neden oldu.
Lübnan Başbakanı Hariri, geçen hafta İran dini lideri Ayetullah Ali Hamaney’in başdanışmanı Ali Ekber Velayeti’yi ağırladıktan sonra Suudi Arabistan’a sürpriz bir ziyaret gerçekleştirmiş, ardından burada istifasını sunmuştu. Hariri, istifa açıklamasında İran’a yönelik sert sözler söylemiş ve hükümette yer alan Hizbullah’ı ‘siyasi sistemi gasp etmekle’ suçlamıştı. Hizbullah lideri Seyid Hasan Nasrallah ise Hariri’nin sözlerini ciddiye almadıklarını, çünkü bu sözlerin ona Suudiler tarafından söyletildiğini savunmuştu. İran’ın desteklediği Hizbullah, Lübnan’da hem siyasi, hem de askeri olarak güçlü konumda. Ancak örgüt, ABD ve Batılı ülkelerin terör listesinde yer alıyor. Suudi Arabistan’ın amacının, ülkeyi hükümetsizliğe sürükleyerek Hizbullah ve İran yanlısı Cumhurbaşkanı Mişel Avn’ı yalnız bırakmak istediği, böylece ülkenin uluslararası yaptırımlara açık hale gelmesini amaçladığı yorumları yapılıyor.
HİZBULLAH: LÜBNAN’IN İÇ İŞLERİNE KARIŞMAYIN
Lübnan’da başbakanlıktan istifa eden Saad Hariri’nin hükümetinde yer alan Hizbullah, Suudi Arabistan’a ülkenin iç işlerine karışmama uyarısında bulundu. Hariri’nin Suudilerin baskısıyla istifa ettirildiğini belirten Hizbullah milletvekili Hasan Fadallah, Cumhurbaşkanı Mişel Avn’ın, Saad Hariri Lübnan’a dönene kadar istifasını kabul edip etmeme konusunda karar vermeme yönündeki tavrını da desteklediklerini belirtti. Hizbullah lideri Hasan Nasrallah, Suudi Arabistan’daki iç tasfiye hareketiyle aynı zamana denk gelen Hariri’nin istifasının ardından, Lübnanlı liderin gözaltında tutulduğunu öne sürmüştü.
OPERASYON YARGIYA DA SIÇRADI 201 KİŞİ İÇERİDE
Suudi Arabistan Başsavcısı Şeyh Suud el Mojeb, ‘yolsuzluk operasyonu kapsamında’ 208 kişinin ifadesinin alındığını, 7’sinin serbest bırakıldığını söyledi. Yazılı açıklama yayınlayan El Mojeb “Son 3 yıla ilişkin soruşturmalara göre en az 100 milyar doların yıllar boyunca sistematik yolsuzluk ve zimmete para geçirme yoluyla kötüye kullanıldığını tahmin ediyoruz” ifadesini kullandı. Öte yandan Selmanların tasfiye operasyonu yargıya da sıçradı. Suudi resmi ajansı SPA’nın haberine göre Kral Selman, 26 yargıcı terfi ettirdi, ayrıca çeşitli yargı makamlarına 30 atama yaptı.
BM: SUUD’UN ABLUKASI YEMENLİLERİ ÖLDÜRÜYOR
Birleşmiş Milletler (BM) ve bazı uluslararası insani yardım kuruluşları, Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyonun, Yemen’deki havaalanları, limanlar ve kara sınırlarını kapatma kararından derin endişe duyulduğunu bildirdi. “Yemen’deki insani durum milyonlarca insanı açlık ve ölüme yaklaştırma potansiyeli içeriyor” denilen açıklamada sınırların acilen açılması çağrısında bulunuldu. Açıklamada, 7 milyonu kıtlık sınırında olmak üzere ülkede 20 milyon kişinin insani yardıma ihtiyaç duyduğu, 2,2 milyon çocuğun akut beslenme yetersizliği yaşadığı ve bu çocukların 385 bininin hayatta kalabilmek için tedaviye ihtiyaç duyduğu vurgulandı. Mart 2015’ten beri Yemen’i bombalayan Suudiler, Şii Husiler’in Riyad’a balistik füze atmasının ardından ablukayı sıkılaştırmıştı.