Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, ABD'nin Türkiye'ye yönelik yaptırım kararına Meclis'te gösterdiği basın toplantısında tepki gösterdi. Destici, ABD'nin daha önce "dost ve müttefik" olarak adlandırdığı Türkiye'ye gerçekte nasıl baktığının bir göstergesi olduğunu söyleyerek, "Türkiye'nin sorununun aslında salt ABD ve Batı olmadığını düşünüyoruz. Sorun, Türkiye’nin tam bağımsız ve güçlü bir ülke olma yolunda somut adımlar atması, en önemlisi askeri ve güvenlik alanlarında zarar verme kapasitesini arttırmasıdır" dedi.
"BAZILARI NATO KARTINI İLERİ SÜRMEMİZİ SÖYLÜYOR"
Destici, Türkiye'nin yaptırım uygulamak isteyen ve uygulayan ülkeler içinde ellerinin tersiyle dışlanacak bir ülke olmadığına dikkat çekerek, şunları söyledi: "Bazıları ABD ile yaşadığımız bu son krizde NATO kartını ileri sürmemiz gerektiğini söylüyor. Doğrudur, Türkiye kağıt üstünde NATO üyesi olarak görülmektedir ama fiilen maalesef bir NATO üyesi değildir. NATO'nun bırakın bu konuda bize desteğini, Kıbrıs savaşından tutun en son Rusya'nın İdlib saldırısında olduğu gibi meşhur 5. maddeyi devreye sokmayıp kılını kıpırdatmadığını gördük. NATO ve küresel güçler, Türkiye'yi bir cephe ülkesi, ucuz asker deposu ve sıçrama tahtası olarak görmekten vazgeçmiyorlar. İşte burada da askeri ve siyaset kurumunun diplomatik temelli çalışmaları çok önemli. Çünkü Türkiye NATO için asla vazgeçebileceği bir ülke değildir. Türkiye bu ülkelere çok rahatlıkla karşı hamlede bulunacak, yani şah çekecek potansiyele sahip. Ülkemizde 6 coğrafi bölgeye yayılmış 20 civarında ABD ve NATO üssü mevcuttur. Gizli olan üsler bu liste dışındadır. Bir kısmı silah deposu, bir kısmı lojistik amaçlı, diğer kısmı ise istihbarat, haberleşme ve izleme amaçlı olan bu üsler, son 50 yıl boyunca peyderpey topraklarımıza yerleştirilmiş zamane Truva atlarıdır. Türkiye, 'bekamı tehdit ediyor ve egemenlik haklarıma ağır hasalar veriyor' diyerek rahatlıkla yaptırım uygulayan ülkelere karşı bu askeri üsleri koz olarak ileri sürebilir."
AB Liderler Zirvesi'nden, Doğu Akdeniz’le AB ve ABD'nin ortak politika geliştirme kararı çıktığını belirten Destici, "Doğu Akdeniz’deki ülkeler belli. Bu ülkeler haricindeki diğer ülke ve toplulukların buralar ile hiçbir alakaları yok ve olamaz. Buraya vereceğiniz katkı, en fazla bu bölgedeki ihtilaf konusu konularla ilgili olarak kendinizin yazıp çizmiş olduğu ve BM tarafından kabul edilmiş uluslararası hukuku temel alarak, bir arabuluculuk olabilir" dedi.