Kredi yapılandırmada ilkeli ve sağlam durulması gerektiğini belirten bankacılar, iyi niyet kavramında buluştu. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, yapılandırmaların ‘kredi geri ödemeleri ile firmaların öngördüğü nakit akışlarının son dönemdeki piyasa gelişmeleri karşısında birbirinden kopması ve uyumsuz hale gelmesi sonucu bankacılık sisteminin bu gibi durumlarda hep başvurduğu, nakit akışlarıyla uyumlu hale getirme işi’ olduğunu söyledi. Bali, “Kredi yapılandırma bu yönüyle bakıldığında daha önce başvurmadığımız, bundan sonra da başvuramayacağımız çok sıra dışı ve illa bir problemi ifade eden bir hadise değildir. Bunların son konjonktürde biraz da üst üste gelir gibi olması, olumsuz algılanmasına neden oldu. Normal şartlarda biz bunu yürütüyoruz ve yönetiyoruz” dedi. Bankanın aktif kalitesinin muhafazası, yürütülmesi ve yönetilmesinin de bunu gerektirdiğini ifade eden Bali, bu yapılandırmaların bir kampanya haline getirilmemesi gerektiğini söyledi. Bali, şunları kaydetti: “Bunu, ‘ona yapıldı, buna da yapılmalı’ veya avantaj sunuluyormuş da o avantajdan başkalarının da istifade etmesi gibi bir hale getirmemek lazım. İhtiyacı olanla olmayanı iyi ayırt etmek lazım. Neticede bu kaynaklar memleketin kaynaklarıdır. Kaynakları doğru olmayan yerde kullanmak, kaynak tahsisini bozmak yanlış şeylerdir. Reel sektör de bu konuda ilkeli davranmalı, sağlam durmalı. Nihayetinde finans sisteminin de, reel sektörün de sağlığı birbirine bağlı. Dolayısıyla ‘burada çok özel avantaj sağlanacak’ türden taleplerde bulunmayı reel sektör asla ve asla düşünmemeli ve yapmamalıdır.”
YÜZDE 80’İ GERİ DÖNÜYOR
Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Aydın da TBB’nin önceki gün gerçekleştirilen Olağan Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, borcunu ödeme niyetinde, borcunu ödeyebilme hikayesi olanlarla yapılandırmanın yapıldığını belirterek, şu görüşleri dile getirmişti: “Yoksa hiçbir hikayesi olmayan, gelecek projeksiyonu bulunmayan birileriyle asla yapılandırma yapılmıyor. Bunu yaparken, mutlaka üretimi ve istihdamı dikkate alıyoruz, firmanın varlığının değerini korumaya çalışıyoruz. Yapılandırdığımız kredilerin yüzde 80’i kesinlikle geri dönüyor. Geri kalan yüzde 20 takibe gitse bile bunlar da takipten ödeniyor. Bu takibe gidenlerin hepsi teminatlı, hepsi açık değil... Dolayısıyla sorunlu olarak yönettiğimiz bölüm ile tamamen geriye dönmeyecekleri birbirinden ayırmak gerekiyor.”
SUİSTİMALE YER YOK
Yapı Kredi CEO’su Gökhan Erün ise yılbaşında CEO olarak atandığı görevinde geçen 100 günü ve bankanın geleceğine yönelik planları değerlendirdiği toplantıda, yeniden yapılandırmalara ilişkin, likidite ya da zamanlama nedeniyle bazı müşterilerde bu durumla karşılaşıldığını ifade etmişti. Bankacılıkta problemli kredilerin, kredi yapılandırmasının olduğu gibi bazen de bunlara hiç ihtiyaç duyulmadığı zamanlarda, aldığı kredinin vadesinin kısa olması nedeniyle daha uzun vadeli kredi tercih eden müşterilerin olabildiğini anlatan Erün, şunları kaydetmişti: “Önemli olan müşterimizin bize iyi niyetli yaklaşıyor olması... Müşterimizden iyi niyetini gördüğümüz noktada bizim de aynı şekilde iyi niyetli olacağımızdan hiç kimsenin şüphesi olmaması gerekir. İyi niyetle yaklaşan herkese kapımız açık. Tabii ki bu anlamda müşteri iyi niyetli yaklaşırsa yanında oluruz. Konjonktürü suistimale izin vermeyiz.”